Yaşanılan erken seçim ortamındaki sorunları görmezden gelmek yerine; sorunları demokratik hukuk devleti ilkeleri göre giderebilmek için erken hukuki çözümler üretmeliyiz.

Umut Vakfı Bireysel Silahsızlanma Günü olarak ilan ettiği 28 Eylülde Taksim Gezi Parkında kırmızı halı üzerine ayakkabı ve güller bıraktı. Umut Vakfının gücüne güç katmak gerekiyor.

Geçmişi ile hesaplaşmamış ve geçmiş tarihinin acılarını dindirmek için acılara neden olan sorumluları yargı önüne çıkaramamış bir ülkede geleceğin demokratik hukuk devletini kurmak çok zor. 12 Eylül 1980 tarihini unutmamak gerekir.

Yasa devleti olmak yerine hukuk devleti olmayı hedef seçmeliyiz. E-Devlet temeli böyle atılabilir. Yoksa daha çok bilişim şuraları toplar, bir çok bilişim zirvelerini açar ve kaparız. Az şey yapıp, çok şey yapmış gibi davranmanın en kolay yolu bu galiba.

Yargıçların kararı yasaya uygundur. Rahat etsinler. Hukuka aykırıdır. Adaletli değildir. Rahatsız olsunlar. Sinan Kara ile ilgili yasaya uygun görülen hukuka aykırı mahkumiyet kararını içimize sindirecek olursak, ifade özgürlüğümüzü karartmış olacağız.

Asıl olan TCKnin 159. maddesinin tamamen kaldırılmasıdır. Ancak yine de bu değişiklikle maddenin yorumunda uygulayıcılara yol gösterilmeye çalışıldığını ve yasa koyucunun amacının bir kez daha açıklandığını kabul etmek iyi niyetli bir yorumdur.

Uyum yasalarının kendi içinde uyumunu sağlayacak hukuksal temellerin yaşama geçirilmesini istemeliyiz (...) Kopenhag kriterleri yaşama geçirilmelidir. Avrupa Birliği için bu yasa değişiklikleri yeterli görülebilir. Acaba Türkiye için yeterli sayılır mı?

İdam cezasının 2002 yılında da olsa kaldırılmış olması çok olumlu ve çok önemli bir adımdır. Sorulması gereken soru ise şudur: Asılarak öldürülenlerin can hesabını şimdi kim verecek? Artık ölüm cezaları üzerinden siyaset yapmaktan vazgeçilecek mi?

RTÜK Yasasının imalatında ANAP damgası vardır. Anayasa Komisyonu çalışmaları ile Meclis tutanaklarını inceleyin göreceksiniz ... ANAP mensupları bu günkü 4756 sayılı RTÜK Yasasının mimarlarıdır. Gerisi miş (!) ile muştur(!).

Özensiz ve hemen yazılmış teklifin iki ay önce kabul edilmiş Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile ilgili yasal değişikliklerde değişiklik yapmayacağı ve yasada olmasını istedikleri sınırlandırmalarla birlikte sistemin varlığını sürdüreceği kuşkusuz...

23 Temmuz 2002 tarihinden itibaren gazetelerde yer alan haberlere göre yeni bir Yasa Tasarısı daha hazırlandı. Tasarı ABye uyum adıyla bazı yasalarda değişiklik öneriyor. Adı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin Kanun Teklifi Taslağı.

Anladım. Yayın yasağı alınır. Yayınlara yasak konur. Yayın yasağı kaldırılır. Ne zaman mı? Siz bilmezsiniz...Belki 1,5 yıl sonra...F tipi cezaevleri hakkındaki bu tür ve bu tip haberlerin basında ilgi gördüğü/görmediğine göre yasak konur/kaldırılabilir.

Hepimizin geleceği ve İnternetin yaşamımızdaki yeri demokratik hukuk devleti ilkelerinin gerektirdiği yasalarla belirlenmelidir. O nedenle İnternet ortamındaki yayınları; Basın Yasası hükümlerine göre düzenlemekten vazgeçmek gereklidir.

Prof. Dr. Toroslu, Prof. Dr. Zabunoğlu, avukat Günay ve iletişim hukukçusu İlkizin hazırladığı tasarı: Basın özgürdür. Basın özgürlüğü, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın haber edinme ve yayma hakkını içerir.

1982 Anayasasının bazı maddeleri değişti. Hak ve özgürlükler biraz soluk aldı derken, anlaşılan o ki, TBMM ve hükümet hiç değişmedi. Zihniyetini de değiştirmeye niyetli gözükmüyor. Sadece ABye şirin gözükmeye çalışıyorlar.

Sayın Sezer dün ne düşünüyor ise bugün de aynı kanıda. Yasanın yürürlüğünün durdurulmasını da istiyor. Anayasa Mahkemesi öncelikle bu konuda karar vermeli (...) Üst kurul seçimini Meclise bırakmak, hukuktan ve demokrasiden vazgeçmekle eş anlamlıdır.

İlerleyen teknolojinin her gün gelişmesi karşısında hukuki mevzuatımızın çözüm bulduğu sorunlar yeni sorunlar yaratıyor. Bu durum İnternetin kendi yapısından ve hukukumuzun gereken suç tanımlamalarını yapmamasından kaynaklanıyor.

Milletin müşterek sesi gazeteci, muhtaç olduğun kudret geçmiş basın tarihindeki gazetecilerden devraldığın onurlu mücadele azminde, kaleminin ucunda, bilgisayarının tuşlarında ve demokrasi inancında mevcuttur.

Hükümet TCKnun 312.maddesi ile 159. maddesini değiştirmek istiyor. Bu maddelerde önerilen değişiklik yapılmazsa, daha demokratik bir ülke olarak kalacağız. maddelerle yapılmak istenen mini demokrasi paketi, ağır bir demokrasi darbesi niteliğinde

Meclisin Anayasanın 37 maddesindeki değişiklikleri süratle gerçekleştirmesi, geç kalınmış ama öncelikli bir yasal düzenlemedir. Bu değişiklikler, atılması gereken adımlar ve demokrasi için yeterli değildir. Paralel uyum yasaları çıkarılmalıdır.