Yıllardır sırlar yüzünden yasal düzenlemelerde bırakılan boşluklar nedeniyle birçok kişi hakkında davalar açıldı. Bazen desır kavramını açıklamayan yasal boşluklar sayesinde insanların yıllarca hapis yatması önlendi. Sıra, sırları tartışmakta...

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 12 Şubat 2004te benimsediği Deklarasyon, her gün karşılaştığımız medyada siyasal tartışma özgürlüğüne açıklık getiriyor; ifade ve bilgilenme özgürlüğü hakkıyla ilgili sorumluluklara da yer veriyor.

Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesi yalnızca uluslararası ticarî işlemlerde karşılaşılan rüşvet ve yolsuzlukla mücadele ile sınırlı değildir. Ceza hukuku alanında düzenlemeleri yapmamız ve uluslar arası işbirliğini geliştirmemizi zorunlu kılıyor.

Yolsuzlukla mücadele etkinliğinin özel hukuk ve ceza hukuku alanında uluslararası işbirliği ile sağlanabileceği bu sözleşmelerle kabul edilmiş olmaktadır. Sıra bu Sözleşmelere uygun iç hukuk düzenlemesinin yapılmasındadır.

Soruşturmanın gizliliği nedeniyle yargıçların adı açıklanmıyor ama avukat adları ortalarda. Sürekli haber yapılan, rüşvet vermekle ve iş ayarlamakla suçlanan avukat isimlerinin dile düşmesine, alenen ortalarda dolaşmasına Barolarından da ses çıkmadı.

Gerçekleri öncelikle görerek ve kabul ederek, hakların yasalarla korunması için mücadele etmek ve gazeteciler lehine koruyucu yasalar yapmak, sendikalaşmayı güçlendirmek gereklidir.

TAYADlılar F tipi cezaevleri nedeniyle Adalet kürsüsüne yakışır en son kişi sensin. Ellerin kanlı diyerek Türkü protesto ederken, o da; Burası edepsizlerin yeri değil... Ölümlere sizler sebep oldunuz sizin elleriniz kanlı diye yanıt veriyordu.

Edepsizlik yapan kim? Soru soran gazeteci mi? Yoksa ben miyim? Unutulmasın ve akılda kalsın diye yakın geçmişteki söz ve davranışları bir kez daha yazmak mı edepsizlik? Yoksa unutmayıp, kaydettiğim için herkes edepli, ben edepsiz miyim?

Suçlar ve suçlular cezasız kalmasın. Devlet başkanından, generaline veya en alt düzeydeki askerine herkes bir gün sanık olabileceklerini akılda tutsun. Barış için insanlığa karşı suç işlenmeyen bir dünya kurulsun isteğiyle yeni yıllarımız çok olsun.

Saddam UCMde yargılansın... İsterseniz iddia makamında Bush olsun ve iddianameyi o yazsın. İddianameyi o düzenlerse hem iddianameden ve hem de iddiaya karşı savunma yapacak Saddamın savunmasından çok şey öğrenebiliriz.

Yazılı, görsel ve işitsel yayınlara yayım yasağı konursa basın yayın özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü, halkın haber alma özgürlüğünü tıpkı sansür gibi ağır şekilde tehdit eden bir tedbir kabul edilmiş olur

Halka haber vermek ve terör eyleminin tüm boyutları ile yansıtılmaya çalışılması dehşet ve panik havası yaratmak veya yaygınlaştırmak değildir. Eleştirilere, Yayın durdurmayla yanıt vermek demokratik toplum düzeninde orantılılık ilkesine aykırıdır.

Olsa olsa, yayınların kontrol altına alınmasını Devlet Bakanlığı istiyor demektir. Ama açıkça söylemek yerine DGM kararına dayanıyor... Olmamış, olmuyor. Bu zihniyet, bu karar, demokratik hukuk devletinin hukukuna uymuyor.

Asıl önemli olan hukuka uygun davranmaktır. Herkesin lanetlediği terörün önlenebilmesi için halkın bilinçlenmesi ve aydınlatılması gerekir. Artık terörü önlemenin yolları çoğaltılmalıdır. Terörü önlemek bilgiyle olur.

RTÜK Kanununun çeşitli maddeleri değiştirildi, kanuna geçici bir 10. madde eklendi. Buna göre; vatandaşların geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde yayın imkânı, hem kamu, hem özel radyo ve televizyonlar vasıtasıyla yapılması öngörüldü.

İkinci Uyum paketiyle Basın Kanunu Ek Madde 1in, birinci ve ikinci fıkraları değiştirilmiş ve tek bir fıkra olarak yeniden düzenlenmiştir. Üçüncü fıkra yürürlükten kaldırılmıştır.

Anayasanın 13 ve 14. maddelerinde yer alan, sürekli eleştirilen ve tüm haklar ve özgürlükleri sınırlandıran genel sınırlama kaldırılmış, her özgürlük, kendi özel maddesinde yer alan sınırlama sebebine dayalı olarak sınırlanabilir ilkesi getirilmiştir.

Milletin müşterek sesi gazeteciler bu ahval ve şerait içinde dahi vazifelerinin meslek ahlakını korumak ve mesleğin onurunu kurtarmak olduğunu bilmektedir.

Servis sağlayıcıların ulusal hukuk uyarınca yükümlülüklerini tanımlanırken, her şeyden önce kullanıcıların bilgiye ulaşmadaki benzer hakları kadar, bilgiyi ulaşılabilir hale getirenlerin ifade özgürlüğüne de saygı göstermek için yeterli özen gösterilmeli.

Bilim ve sanat eseri midir yoksa ebedi değeri var mıdır? Halkın ar ve haya duyguları incinmiş sayılır mı? Bu soruların yanıtını Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu vermeye kalkar ve adına da bilirkişi raporu denirse...