872. oturumunda Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin 12 Şubat 2004 tarihli toplantısında benimsenen "Medyada Siyasal Tartışma Özgürlüğü Deklarasyonu"nu Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Araştırma Görevlisi Barış Günaydın çevirmiş.
Bakanlar Komitesi yine konuyla ilgili önceki bildirgelerine ve benimsediği metinlere yer veriyor.
Sözleşmeyi (AİHS) hakların ve özgürlüklerin korunmasında en önemli belge kabul ediyor. Devletlere, insan hakları ve hukuk devletine saygılı olma taahhüdü anımsatılıyor. 29 Nisan 1982 tarihinde Bakanlar Komitesi tarafından 70 inci oturumunda kabul edilmiş olan İfade ve Bilgilenme Özgürlüğüne Dair Bildiri'ye dikkat çekilmiş. Demokratik toplumun zorunlu kurumlarından biri kabul edilen ve demokratik toplumun gelişimi için temel koşul sayılan Sözleşmenin 10 uncu maddesindeki ifade özgürlüğünün önemini yeniden belirtiyor.
15-16 Temmuz 2000 tarihinde Cracow'da yapılan Kitle İletişim Politikası konusundaki 6. Avrupa Bakanlar Konferansı'nda benimsenen medya politikası hakkındaki Deklarasyona atıfta bulunuluyor. Basınla Bireysel İlişki ve Cevap Hakkı ile ilgili ( 74 ) 26 nolu Önergeyi ve onun (99) 15 nolu Seçim Kampanyalarının medyada yer alma ölçütleri hakkındaki tavsiye kararı da sayılmıştır.
Aynı zamanda Komitenin (97) 20 nolu "Hakaret" hakkında tavsiye kararını anımsatmış. Devamında ise; siyasal tartışma özgürlüğünün ırkçı fikirleri yaymak olmadığının, ya da kin, nefret ve yabancı düşmanlığına ve antisemitizme kışkırtan fikirlerin "ifade özgürlüğü" tarafından her zaman korunmadığını ve hatta "hoşgörüsüzlüğün tüm biçimlerini" içermediğini de vurgulamış. Gizlilik hakkı ile ilgili 1165 ( 1998 ) Parlamento toplantısının Önergesi de anımsatılan uluslararası metinler.
Komite kararında bazı temel prensipleri de yeniden belirtmiş. Örneğin; "Demokratik toplumun gerekleri olan kamunun kamuyu ilgilendiren sorunlar hakkında bilgilenmesini güvence altına almak ve kamusal ve siyasal meseleler üzerinde kamu incelemesini uygulamak, hem sorumluluğu hem de siyasal yapıların ve kamu otoritelerinin şeffaflığını sağlamak için üye devletlerin kamu memurlarının statü ve özgürlüğü ile ilgili iç hukukun önyargısız olması için ifade ve bilgi özgürlüğünün özellikle bağımsız ve özgür medyada yüksek öncelikli önemini yeniden" belirtmiş. O halde kamunun bilgilenme hakkı, gün ışığında yönetim için olmazsa olmaz bir koşul olarak yeniden belirtilmekte.
Deklarasyonda "ödevler" ve "sorumluluklar" dengesinin kurulmasında gazeteciler uyarılmaktadır. Özellikle, ifade özgürlüğü uygulamalarında kabul edilen "hak"lar ve bu hakların kullanımı, "sorumlulukları" da beraberinde taşır. Haklar ve sorumluluklar medya profesyonellerince unutulmaması gereken ve mutlaka yan yana varolan iki kavramdır. Bu hak ve sorumluluğun usulüne uygun ve yasal olarak Sözleşmede korunan diğer temel hak ve özgürlüklerle birlikte denge sağlamak ve varlığını sürdürebilmek için "sınırlandırılabileceği" de akılda tutulmalıdır. Burada önemli olan; ifade özgürlüğü hakkının sınırlandırılmasındaki "sınırları" belirlenirken hakkın çekirdek özünün ihlal edilmemesidir.
Seçimlerde aday olanlar veya seçilenler, seçilmişler, ya da bir dönem politika yapıp siyasal yaşamdan artık uzaklaşmış olan kişiler ile yerel, bölgesel, ulusal veya uluslararası düzeyde siyasal fonksiyonu yerine getiren ya da siyasal yaşamda söz ve karar sahibi olup uygulamalara katılanlar siyasetçi ya da"siyasi kişilerdir". Bu kişiler "siyasi"dir ve "politikacı"dırlar. Bunların dışında ayrıca kamu görevlerini yürüten veya uygulayan kamu görevlileri vardır.
Siyasilerin veya kamu görevlilerinin eylemleri, uygulamaları, açıklamaları, sözleri, yaptıkları veya yapamadıkları "haber"dir. Bunlar yorumlanabilir ve eleştirilebilir. Siyasiler ve kamu görevlileri de haklarındaki haberlerin medyada daha sık yer alması için uğraş verirler. Bir diğer yönüyle siyasilerin ve kamu görevlilerinin de ifade özgürlüğü hakkı vardır ve korunmalıdır.
Hatta Deklarasyonda vurgulandığı üzere, bazı devletlerin iç hukuklarında Sözleşmenin 10. maddesinde güvence altına alınmış olan ifade ve bilgi özgürlüğü ile bağdaşmadığı halde, siyasilere ve kamu görevlilerine haklarındaki bilgi ve görüşlerin medyada yer alması için bazı "ayrıcalıklar" tanındığı da bir gerçektir. Bazen kamusal sorunlarla ilgili basın açıklamalarında, siyasiler ve kamu görevlilerinin kendi bireysel bilgi ve görüşlerinin yayınlanmasına da çok sık rastlanır.
Komite; kabul edilen ilkeleri ayrı bir yazı konusu olan bu Deklarasyonun geniş bir çevreye yayılmasından yanadır. Özellikle siyasal yapının, kamu otoritelerinin ve hukukçuların dikkatini çekerek, hem gazeteciler için hem de medya ve profesyonel örgütler için elde edilebilir ve uygulanabilir kılmak istemektedir.
Çünkü yerel seçimlerin yaklaştığı bu günlerde gazetelerde, televizyon ve radyolarda yapılacak bir çok siyasi tartışmanın veya oy isteme yöntemlerinin nasıl bir özgürlük anlayışı içinde gerçekleşeceğine tanık olacağız. Deklarasyon her gün karşılaştığımız "medyada siyasal tartışma özgürlüğü"ne açıklık getiriyor. Ayrıca ifade ve bilgilenme özgürlüğü hakkıyla ilgili sorumlulukların ne olduğunu da açıklıyor. Bilgi ve dikkatlerinize. (EÖ/BB)