Yine Devlet Bakanlığının TV'lere yönelik 20.11.2003 tarihli yazısının aksine "tahkikat sürecini ve hazırlık soruşturmasını aksatacak şekilde isim ve kişilerle ilgili bilgi veren" yayınlar 25 inci maddenin konusu değildir.
Ayrıca soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberlerin soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanmaması yayın ilkesidir (Madde 4/ı).
Saklı kalmak kaydıyla verilen bilgilerin kamu yararı ciddi bir biçimde gerektirmedikçe yayınlanmaması da yayın ilkesidir. Zaten suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilan edilemeyeceğinden ve suçluymuş gibi gösterilmemesi de yayın ilkesi olduğundan (Madde 4 / k ) ayrıca Devlet Bakanlığı yazısında yer aldığı biçimiyle "haber verme"nin dışında bir yayın yapılmamıştır.
Yayınlarda ekonomik ortamı olumsuz etkileyecek spekülasyonları tahrik eden bir yayın söz konusu olmadığı gibi; yayın ilkelerine en çok dikkat edilen bir dönem yaşanmıştır. Bu tür fiiller bazı yasalarla yasaklanmıştır.
Sermaye Piyasası Kanunu yürürlüktedir. 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 22 inci maddesine göre kurulan Sermaye Piyasası Kurulu, bankaların, sermaye piyasası kurumlarının, borsaların ve diğer piyasa faaliyetlerinin bu yasaya ve diğer mevzuata uygunluğunu izler ve denetler.
Ayrıca sermaye piyasasını ilgilendiren her türlü iletişim araçlarıyla yapılan yayın, duyuru ve reklamları izlemek ve bunların yanıltıcı olduğu tespit edilenleri yasaklamak ve gereği yapılmak üzere ilgili kuruluşlara bildirmek Sermaye Piyasası Kurulu'na aittir (2499 Sayılı Yasa Madde 22/g).
Ayrıca meydana gelen patlamalardan birisinin HSBC Bankasıyla ilgili olması nedeniyle, yayın fiillerini ilgilendiren yasal düzenlemelerden birisi de Bankalar Kanununda yer almaktadır.
4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 maddesinin 6 numaralı bendinde yer alan yasağa göre; bir bankanın itibarını kırabilecek ya da şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olan ya da bu yolda asılsız haberler yayanlar için bir yıldan iki yıla kadar hapis ve bir milyar liradan iki milyar liraya kadar ağır para cezası vardır.
Devlet Bakanlığı yazısında yer alan ve sadece herhangi bir bankanın itibarını sarsan yayın kavramını da aşarak yayınlanan tüm haberler için "ekonomik ortamı olumsuz etkileyecek spekülasyonları tahrik eden bir yayın" kavramının sınırları çok net değildir.
Oysa bazı ekonomi haberleriyle ilgili olan bazı yayınların hukuka aykırılıkları hakkında Sermaye Piyasası Kanunu ile Bankalar Kanunu yeterli düzenlemelere sahiptir.
Olaylardan sonra yayınlanan herhangi bir ekonomi haberi, borsada işlemlerin durduğunun bildirilmesi veya borsanın kapatılması gibi haberler ekonomik ortamı olumsuz etkileyebilecek, spekülasyon yaratacak ve tahrik edecek yayın olarak görülmemelidir. Bu denli yoruma elverişli kavramlarla yayınların yasaklanması için zemin oluşturmak ve bu durumu 3984 sayılı Yasanın 25 inci maddesiyle açıklamak hukuka aykırı olacaktır.
Ekonomik yaşamla ilgili haber vermek/eleştiri yapmak/yorum yapmak gazetecilere ve konunun uzmanlarına tanınan bir haktır. Bu tür sarsıcı olaylardan sonra toplumu derinden etkileyen ve yaşanan şokların ardından yapılan ekonomik yaşamla ilgili yayınları "spekülasyona neden olabilecek" veya "tahrik edecek" yayın olarak görmemek gerekir.
Devlet bakanlığı yazısında yer alan ve ne anlaşılması gerektiğinin sınırları net olarak belirtilmeyen ve sınırları her zaman tartışılabilecek kavramlar olduğundan, gazetecilerin bu tür sınırlandırmalarla sürekli baskı altında tutulması da hukuka aykırı sayılmalıdır.
2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunun (TRT) 4 ve 5 inci maddelerinde yayın ilkeleri "Temel İlkeler" ve "Yayın Esasları" başlığı altında sayılmıştır. Müeyyideler bu maddelere göre belirlenmektedir. TRT Yasasının 23 üncü maddesi ise "Milli Güvenlik Açısından Yayınların Men Edilmesi" başlığını taşımaktadır.
Maddeye göre Başbakan veya görevlendireceği bakan, milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde bir haber veya yayını menetmeye yetkilidir. Dolayısıyla özel radyo ve televizyonlara ilgili 3984 sayılı yasadaki düzenlemeye benzeyen bu hal dışında TRT yayınlarının da yasaklanması hakkında herhangi bir hüküm 2954 sayılı Yasada yer almamaktadır.
Bu sayılan düzenlemelerde göstermektedir özel radyo ve televizyonlar için Basın yasası hükümlerine göre "yayın yapılmasının yasaklanmasına" karar verilemez.
Demokrasilerde halkın bilgi edinme hakkı sınırlandırılmaz. Halkın doğru bilgi edinmesi gerekir. Haber alma hakkının "sınırlandırılması" kabul edilemez bir anlayıştır. Yönetenlerin halktan gizleyeceği herhangi bir şey yoktur ve olmamalıdır.
Bilgi edinme hak olduğuna göre, bu hakka işlerlik sağlayan ve onu yaşama geçirerek insanlara bilgi aktarmakla görevli gazetecilerin yazıları ve haberleri potansiyel suçlu sayılıp sansüre uğratılamaz.
Aksi takdirde yazılı, görsel ve işitsel yayınlara "yayım yasağı" konursa basın yayın özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü, halkın haber alma özgürlüğünü tıpkı "sansür" gibi ağır şekilde "tehdit" eden bir tedbir kabul edilmiş olur.
Herkesin lanetlediği terörün önlenebilmesi için halkın haber alma hakkı sağlanmalıdır. Demokratik toplum düzeninde hukuka uygun olan; "yayın yapılmasının yasaklanması" değil, yayın yasaklarının yasaklanmasıdır. (Fİ/NM)