Okuyucuyu bu tür fillere özendirebilecek nitelikte olan yazı ve resim yayımlayanlar suç işlemiş sayılacaktır. Cezası ise bir milyar liradan yirmi milyar liraya kadar ağır para cezasıdır. Bu ceza bölgesel süreli yayınlarda iki milyar liradan, yaygın süreli yayınlarda on milyar liradan az olamaz.
Yeni yasa intihar olayında "haber verme sınırlarının aşılması" halinde cezalandırmayı kabul ediyor. Önceki yasada "cinayet" haberleri için böyle bir cezalandırma olmadığı gibi, "cinsel saldırı" olayları hakkında da düzenleme yoktu. Artık var.
Bundan böyle okuyucuyu bu tür fiillere "özendirmek"ten ne kast edildiğini bilmemiz gerekiyor. Çünkü yeni bir kavram olarak "özendirmek" fiili yasaya girmiş oldu. Hükümet Tasarısındaki gerekçeye göre; bu olaylara ilişkin haberlerin veriliş biçimi sınırlandırılmıştır.
Dolayısıyla okuyucuyu bu tür fiillere teşvik edecek veya özendirecek nitelikte olmamak koşuluyla haberler ve resimler yayınlanabilir. Adalet Komisyonu ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu da aynı görüşte (T.B.M.M. Tutanakları. Dönem:22 Yasama Yıl:2 S. Sayısı : 456 Basın Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Adalet Komisyonları Raporları -1/781).
Acaba "özendirme" diye nitelenen fiili "teşvik" olarak mı anlamamız gerekiyor?..
Nasıl bir haber olacak ki; intihara, cinayete ve cinsel saldırıya özendirmiş olacak?..Eski Basın yasasına göre intihar haberleri hakkındaki yargı kararlarına bakılarak karar verilebiliyordu. Artık öyle bir haberle karşılaşacağız ki, yayınlanan haberde "cinayeti özendirme" suçu olduğu anlaşılacak.
İnsanlar haberi okuyunca kendi yapısına uygun olmadığı halde cinayet işlemeye özenecek ve haberdeki katile benzemeye çalışacak!. Kişinin böyle bir eylemi ortaya çıkacak ve belki de geçmişte yayınlanan haber bu suçun işlenmesine neden olacak. İnsanlar haberi okuyunca kendi yapısına uymayan ama beğendiği bir şeye benzemeye çalışarak cinsel saldırı da bulunacak veya intihar edecek... Haberde insanları "özendiren" bir nitelik aranacak ve varsa dava açılacak.
Acaba "cinsel saldırı" nedir? Hangi haberde "cinsel saldırı" vardır? Haber verme sınırı aşılmış mıdır? Ceza Kanunu Tasarısı Alt Tasarı Komisyon raporunda cinsel saldırı suç sayılmış. 105 inci maddeye göre cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi "cinsel saldırıda" bulunmuş kabul ediliyor.
Suçun oluşabilmesi için cinsel arzuları tatmin amacına yönelik davranışlarla kişinin vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesi aranıyor. Suçun maddi unsuru ise cinsel arzuları tatmin amacına yönelik ve fakat cinsel ilişkiye varmayan cinsel davranışlar oluşturuyor. Gerçekleştirilen hareketlerin objektif olarak " şehevi nitelikte olması" yeterli görülmüş. Failin şehevi arzularını fiilen tatmin etmiş olması gerekemiyor.
Görüldüğü gibi Tasarı bile "cinsel saldırı" suçunda tartışmalara neden olacak tanıma sahip. Çok hatalı olan ve böyle bir suç fiilinin tanımının yeniden yapılması gerekirken, acaba haberlerde "cinsel saldırı suçuna özendirme" olup olmadığını nasıl belirleyeceğiz?...
Dava açılınca, cinsel saldırı tanımında yaşanacak olan sorunları aşmadan, haberlerde cinsel saldırıya özendirme olup olmadığını belirlemek sorun yaratacak. İntihar, cinsel saldırı veya cinayet haberlerinde suç yaratma "potansiyeli" ve olasılığı mı aranacak acaba? Özendirme bu mu?
Basın Yasasındaki bir çok maddeye bakılınca anlaşılamadığı için, "gerekçesine" bakarak ne demek istediğini anlayabiliyoruz... Artık gerekçeye bakmadan yasa maddelerinde ne demek istediklerini anlamak olanaksız. Oysa yasalar herkesin anlayabileceği kadar net ve anlaşılır olmalıdır. Adil yargılanma hakkının gereklerinden birisi de budur.
TCK Tasarısı Alt Komisyon Raporunda yer alan 87 inci madde basını ve habercileri ilgilendiriyor.
Çünkü çok tehlikeli...Maddeye göre "Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile" cezalandırılacaktır. Üçüncü fıkraya göre de "Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiilin basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."
Yani, bir başkasını intihara azmettirme, teşvik, intihar kararını kuvvetlendirme ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım etmek suçtur. Örneğin yayınlanan haber suçlanabilir. İntihara alenen teşvik edilmesi ise ayrı bir suçtur.
Suçun oluşabilmesi için, belli bir kişinin muhatap alınması gerekmemektedir. Aleniyet için aranan temel ölçüt ise birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olmasıdır. Aleniyetin basın ve yayın yoluyla gerçekleşmesi durumunda ceza artırılacaktır.
Ceza Kanunu Tasarısındaki bu maddenin tek bir açıklaması vardır. Cezaevlerinde yaşanan olayları ve "ölüm oruçlarını" ve olup bitenleri haber yapan habercilere ağır cezalandırmalar getirmek... Böylece susturmak ve cezaevleri olaylarının haber olmasını önlemek.
Olaylar ve cezaevlerindeki ölüm oruçları haberleri "intihara teşvik" olarak değerlendirilebilir. Basın yasası ile getirilen "intihara" özendirme cezası yetmiyor. Yetmedi. Gazeteciler, Türk Ceza Kanunu ile ikinci ve ağır bir ceza tehdidiyle baş başa bırakılacaktır. (Fİ/BA)