ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra arananların başında gelen Irak devrik lideri Saddam Hüseyin yakalandı. Irak'taki ABD kuvvetlerinin komutanı Ricardo Sanchez 14 Aralık günü saat 14.00'te düzenlediği basın toplantısına "We got him" (Ele geçirdik) sözleriyle başlayarak Saddam Hüseyin'in 12 Aralık. 2003 günü Türkiye saatiyle 19:30'da, doğum yeri Tikrit'te sığındığı evin mahzeninde açılmış bir çukur içinde yakalandığını tüm dünyaya duyurdu.
Böylece Irak'ta biten bir devir, "hukuk" ve "ceza adaletinde" yeni bir başlangıç sayfası açmış oldu. Çünkü yakalandıktan hemen sonra Saddam Hüseyin'in nerede, hangi mahkeme tarafından ve nasıl yargılanacağı konusundaki tartışmalar sürüyor.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı George Bush yaklaşık 4 dakika süren ulusa sesleniş konuşmasında devrik Irak liderinin adalet önüne çıkarılacağını söylerken, İngiltere Başkanı Tony Blair, Saddam'ın kaderinin ne olacağına Irak halkının karar vereceğini söyledi.
Saddam Hüseyin nasıl ve nerede yargılanacak? Saddam için, Irak Geçici Hükümet Konseyi (GHK) üyelerinden Muvaffak El Rubai, "İşlediği suçlar nedeniyle pişmanlık duymuyor" dedi. Rubai'ye göre 30 Haziran 2004'te Irak yönetimi ABD'den kendilerine geçecek, o zaman da "Saddam'ı 1 Temmuz'da idam edebiliriz" diyor.
Rubai'ye göre yargılama hemen bitiyor ve karar idam... Hemen infaz... Hatta Saddam'ın ölüm / infaz tarihi bile 1 Temmuz 2004 olarak belli. Irak Geçici Hükümet Konseyi üyesi, Kürdistan Yurtseverler Birliği Lideri Celal Talabani ise Saddam'ı savaş suçlusu olarak mahkemeye çıkaracaklarını, "Saddam Hüseyin'in ömür boyu hapse çarptırılmasını istiyorum. Çünkü onun, her gün kaç kişinin nefretini kazandığını fark ederek acı çekmesini istiyorum. Zorbalığından kurtarıp yeni Irak'ı nasıl inşa ettiğimizi ona gösterelim," diyor.
Sonuçta verilecek olan hüküm "ömür boyu hapis"... Geçici Hükümet Konseyi Başkanı Abdülaziz El Hekim ise yargılamanın Irak'ta yürürlükteki yasalara göre yapılacağını açıkladı.
Yargıçlar Konseyi tarafından seçilecek Yargıçların hepsinin Iraklı olacağını söyledi. El Hekim'e göre yargılamada uluslararası hukuk kuralları temel alınacak...
Uluslararası Helsinki İnsan Hakları Federasyonu İcra Kurulu Başkanı Aaron Rhodes ise, Irak'taki hiçbir mahkemenin adil bir yargılama için gerekli standartlara sahip olmadığını ısrarla belirtiyor.
Rhodes, "Birleşmiş Milletler'in (BM) bu işi üstlenmesinin önemli olduğunu düşünüyorum," diyor. Aynı kanıdayım. Uluslararası Af Örgütü, devrik lider Saddam Hüseyin'in Irak silahlı kuvvetleri komutanı olarak "savaş esiri" olarak kabul edilmesini, İnsan Hakları İzleme Komitesi (Human Rights Watch-HRW) ise yargılamanın, Irak Geçici Hükümet Konseyi (GHK) tarafından politik şova dönüştürülmemesini istiyor.
BM Genel Sekreteri Kofi Annan, yargılama sürecinde BM'nin yardımcı olabileceğini açıklarken, BM'nin ölüm cezasını desteklemediğinin altını çizen Annan, "Dolayısıyla Genel Sekreter olarak bundan vazgeçip ölüm cezasını destekleyecek değilim" dedi.
Saddam Hüseyin'in yakalanmasının hemen ardından yapılan tartışmalara bakarsak, nerede ve nasıl yargılanacağı daha çok konuşulacak. Acaba geçmişte olup bitenler yargılamada gözler önüne serilecek (mi?).. Kim neden sorumlu, kimler suçlu?
Saddam Hüseyin, 1980'de İran'ı işgal ederek en az bir milyon kişinin öldüğü savaşı başlatmıştı. 1988'de BM arabuluculuğu ile savaş bitti. Basra Körfezi'nin çıkışında İran'ın petrol dolum tesislerinin bulunduğu Harg Adası'nı bombalayan ve işgal eden Irak, İran'a karşı "sinir gazı" da kullanmıştı.
1988'de özerklik taleplerini artırınca, Saddam'ın Irak güçleri Halepçe'de siyanür gazı kullanarak kadın-çocuk demeden 5 bin Iraklı Kürt sivilin ölmesine neden oldu.
1991'deki "Körfez Savaşı" sırasında ise, on binlerce Kürt öldürüldü ya da hapsedildi. Irak ordusu, 1990 yılında Kuveyt'i işgal ederek "Körfez Savaşı"nı başlattı. Kuveyt yağmalandı. 700'den fazla petrol kuyusu ateşe verildi, petrol boru hatları açıldı.
Irak'ta, on binlerce insanın gömüldüğü mezarlar açıldıkça, 270'den fazla toplu mezarların varlığı artık gizlenemiyor. BM İnsan Hakları Komisyonu, 2001'de Irak yönetimini, "suçlulara karşı geniş çaplı, sistematik işkence ve acımasız, insanlık dışı cezalar uyguladığı" için kınamıştı. Kitle imha silahları ürettiği ve yasaklara uymadığı için ABD tarafından Irak işgal edildi ve savaş başladı.
Saddam Hüseyin'in suç dosyası hayli kabarık... Örneğin "komşularına ve kendi halkına karşı kitle imha silahları kullanmaktan" suçlu bulunabilir.
1988 yılının Mart ayında Halepçe'de yaşanan katliamın ardından ABD ve İngiltere; Saddam'a kendi adamları gözüyle baktıkları için susmuşlardı.
Kuşkusuz bu sessizlik Saddam Hüseyin'i masum kılmaz. O yıllarda BM Genel Sekreteri Kofi Annan bile "bir kitle katliamcısıyla insani bir ilişki" geliştirmeye çalıştığı için kınanmıştı. Saddam'ın suçları dün biliniyordu.
Saddam'ı yıllarca destekleyenlerin başında ABD ve İngiltere vardı. Onlar "Bağdat Canavarı" ilan etmeden önce Saddam'ın sürekli sırtını sıvazladılar. Kendilerine ve dünyanın başına bela olan canavarlarını yarattılar. Diktatörler, petrol paylaşımında başımıza besleme diktatör ürettiler.
Ne ABD ne de Irak, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yargı yetkisini onaylamadılar.
Saddam UCM'de yargılansın... İsterseniz iddia makamında Bush olsun ve iddianameyi o yazsın. İddianameyi o düzenlerse hem iddianameden ve hem de iddiaya karşı savunma yapacak Saddam'ın savunmasından çok şey öğrenebiliriz.
Çünkü her ikisi de "insanlığa karşı işlenen suçlardan" sorumludurlar. Suç ortaklarının suçu aynıdır. O nedenle her ikisi de UCM'de yargılanmalıdır.
Ayrı ayrı açılacak her iki davada, biri diğerinin savcısı olmalıdır. Çünkü Saddam'ı suçlu sayan Bush, "insanlığa karşı işlenen suçlar"dan en az onun kadar suçludur. (Fİ/NM)