20-21 Şubat 2003 tarihlerinde yapılan Bilişim Şurasında İnternet Komisyonu raporunu hazırladı. Sayın Mustafa Akgül'ün gönderdiği e-mail bilgilerine göre İnternet Komisyonu şu kişilerden oluşuyordu: İrfan Erdoğan (Ankara Ü. İletişim Fak.), Füsun Sarp Nebil (Türk.İnternet.Com), Gürhan Kalelioglu (Oracle), Ziya Aktaş (Yuce Bilgi Sistemleri), Rahmi Aktepe (TBD), Eşref Adalı (İTÜ), Turhan Menteş (Meteksan), Murat Tozan (IBM), Hadi Özışık (internethaber.com), Cebrail Taşkın (Türk Telekom), Metin Özer (haber vitrini.com), Emrehan Halıcı (Halıcı Yazılım), Mehmet Kesim (Anadolu Üniversitesi İletişim Fak), Tuğrul Yılmaz (Ulakbim), Tanju Erkoç (Dogan İletişim), Alper Aydınalp (Superonline), Adil Bişkin (ANAP), Ali Koç (Koç Bilgi Grubu), Bülent Yıldırım (Koç Net), Şeref Oğuz (Tercüman Gazetesi), Perran Beşirli (RTÜK), Rıdvan Uğurlu (Telkoder), Selçuk Aslan (Türk Telekom), Önder Özdemir (TBD), Ekrem Yener (Microsoft), Emre Kurttepeli (Tüm İnternet Derneği), Muharrem Çetin (Gazi Ü. İletişim Fak.), Üzgür Uçkan (Bilgi Ün. / IvHP), Veli Ünal (RTÜK), Hülya Pekşirin (BMK Hukuk Bürosu), Barış Günaydın (Anadolu Ün. İletişim Fak), Murat Aşkar (ODTÜ) Faruk Eczacıbaşı (TBV), Savaş Ünsal (Süperonline), Ümit Atalay (Internet Kurulu), Mustafa Akgul (Bilkent Ün.) İnternet Komisyonunun Başkanlık Divanı ise Mustafa Akgül (Başkan), Raportör üyeleri de Özgür Uçkan, Hülya Peksirin ve Veli Ünal'dan oluşmuş.
İnternet Komisyonu'nu ve "Rapor"larını kutlamak gerekli. Çünkü İnternet Komisyonu diğer Komisyonlara göre "Rapor" hazırlamıştı. Diğer Komisyon raporları ise daha çok katılanların görüşlerinin neler olduğunu saptayan, özetleyen ve hatta bazen birbirine aykırı düşüncelerin sergilendiği yazılı belgelerdi. Önümüze gelen raporları bunu gösteriyordu. Belki bu da bir yöntemdir.
İnternet Komisyonunun kendi toplantısında, katılan herkes görüş ve düşüncelerini açıklamış. Komisyon üyeleri araştırmalarını ve gözlemlerini bildirmiş. Tartışmalar yapılmış ve sonuçlanmış. Daha sonra da Başkanlık Divanı tarafından "kaleme alınmış yazılı belge" önce "taslak" olarak yeniden Komisyona gelmiş. Taslak üzerinde yeniden tartışılmış. Herkes bu kez "taslak" konusunda görüşlerini bildirmiş. Tüm üyelerin anlaştığı yazılı metin daha sonra da "Rapor" olarak hazırlanmış. İşte bu süreçten geçen yazılı belge 21 Şubat'da yapılan Genel Kurulda okundu. Zaten Komisyon Başkanı Mustafa Akgül'de süreci böylece özetledi.
Diğer Komisyonlarda da aynı yöntemin izlendiğini biliyorum. Komisyonlar kendi aralarındaki tartışmaları birinci gün tamamladı. İkinci gün ise Genel Kurula sunulacak "Taslak" rapor konuşulup tartışıldı. Daha sonra yazılı taslağa son şekil verilerek "Rapor" ortaya çıktı. Yine Genel Kurul'da herkesin tüm raporlar üzerinde yeniden görüş bildirerek aykırı bulduğu veya dile getirilmediğine inandığı konuları açıklamalarını da dinledik.
Benim kişisel kanım odur ki; tüm kendi içindeki tartışmaları bitirerek rapor gibi raporu Genel Kurula İnternet Komisyonu getirmiştir. Genel Kurulda herkes İnternet Komisyonunun Raporunu, rapor olarak tartıştı. Doğruluğu veya hataları bu Raporda yazılı olanlara göre dile getirildi. Bence kendi aralarındaki tartışmalara katılmayan diğer Komisyon üyelerinin üzerinde konuşup eleştirilerini sunabileceği Rapor İnternet Komisyonuna ait olan rapordur.
Bu Raporun altını çizdiği bazı saptamalar var. Örneğin İnternet ve iletişim teknolojileri yaşamın tüm boyutlarını değiştiriyor. Dolaylı olarak yeniden şekillendirdiği yaşam biçimlerini artık doğrudan doğruya etkiliyor. "e-Türkiye"yi yaşama geçirmek için neyin nasıl yapılacağı her yerde tartışılıyor.
Devletin yeniden yapılanması olan "e-devlet" kavramı ve AB bünyesinde sürdürülen "eAvrupa+" programının parçası olan e-Türkiye projesi katılımcılığı esas alan bir çalışma sürecini gerektiriyor. Hatta "Bilişim Bakanlığı" kurulmasını istiyorlar. "Bakanlık"kurulması fikrine karşıyım. Nedenlerini her zaman tartışabiliriz. Raporda "e-Türkiye Kurultayı"nın her yıl toplanması da önerildi. Bu öneriye katılıyorum ve yürekten destekliyorum.
Bütün bu önerilenler ve yapılması düşünülenler için "strateji"nin nasıl oluşturulacağı da tartışılmış olmalı ki, Raporda yer aldı. "E-Türkiye" girişimi kapsamında yer alan konuların birer ulusal politika konusu olarak belirlenmesi ve "eAvrupa+" programına paralel bir acil eylem planı içinde ele alınması gerektiği açıkça Raporda vurgulandı. Bunun için "öncelikler" saptandı.
Birinci öncelik olarak görülen ve gerçekleştirilmesi gereken "hukuksal düzenlemeler" beraberinde "hukuksal güvenliği"nde sağlanmasının benimsenmesi çok doğrudur. Rapora göre olumsuz düzenlemelerden (negative regulation) kaçınmak gerekmektedir. İşte Komisyon Raporunda da açıklıkla saptandığı gibi asıl öncelikli sorun budur. Yapılacak olan hukuki düzenlemelerde düşünce ve ifade özgürlüğü, haberleşme, bilgiye erişim özgürlüğü, kişisel verilerin gizliliği, temel insan hakları belgelerinde çizilen çerçeve göz önünde bulundurulmalıdır. Bu çerçeveye göre tüm bu hak ve özgürlükler korunmalıdır. İnternet için düşünülen hukuki ve yasal yapılandırma çalışmalarının temeli bu olmalıdır. (eö/bb)