Nilgün Karataş

H.G. Wells'in Körler Ülkesi romanı, “uyum mu, uzlaşma mı?” sorusuna yanıt aramak için harika bir örnek. Körler Ülkesi’nin tek göreni olan Nunez’in başına gelenlere hiç yabancı değiliz. Uyum adına körleşmek, pek çoğumuzun razı geldiği bir durum değil mi?

Yazar-Filozof Camus’ün “Veba” romanı ve Filozof Arendt’in “Kötülüğün Sıradanlığı” kitabı üzerine çapraz okuma yapmanın tam zamanı. Kötülüğün bir pandemi gibi yaygınlaştığı günümüzde, Camus, duyarsızlığın; Arendt ise sorgulamayan insanların kötülüğü nasıl sıradanlaştırdığını anlatıyor bize.

Ünlü yazar Murakami’nin “Kadınsız Erkekler” kitabındaki öyküler; aşk, yas, yalnızlık, terk ediliş, iletişimsizlik gibi temaları işliyor. “Erkek yazar” bakış açısıyla erkeklere mal edilen insanlık hallerini anlatan öyküler; sistemin içinde kaybolan gençlerin İnceller ile ayyuka çıkan ‘erkeklik krizi’ni farklı yönlerden düşünmemizi sağlıyor.

Georgi Gospodinov, ödüllü romanı Zaman Sığınağı ile yaşlılar için kurulan ‘Geçmiş Klinikleri’ni tüm Avrupa’ya yayarak hafıza ve kimlik sorununu toplumsal boyuta taşıyor. Romanı okurken insan düşünüyor: Geçmişin şaşaalı günlerine takılıp kalan toplumlar, geleceklerini yitiriyor mu? Toplumsal belleğimiz manipüle ediliyor mu?

Açlık Oyunları, Suzanne Collins’in çok satan kitap üçlemesi. Aynı zamanda çok izlenen bir film serisi. Dispotik bir dünyada geçen Açlık Oyunları, sadece hayatta kalma serüveni değil aynı zamanda halkı çocukları üzerinden kontrol altında tutan bir medya şovu. Medyanın görevi ise zalimin zulmünü görünür kılmak ve zihinlere korku ekmek.

Charlotte Perkins Gilman’ın Sarı Duvar Kağıdı öyküsü yayımladığında yıl 1892. İyiliğini düşünen kocası yüzünden deliren bir kadını anlatan Gilman, feminist edebiyatın temellerini de atıyor. O yıllardan bugüne her şey değişiyor, ancak ataerkil düzenin taktikleri değişmiyor.

Fotoğrafta Kadın da Vardı, Heinrich Böll’ün savaşın ardından Almanya'da yaşanan ahlaki çöküşü ve toplumsal yozlaşmayı eleştirdiği, yayımlandıktan sonra Nobel aldığı romanı. Yazar, Leni karakterinin bireysel direnişi üzerinden, çok önemli evrensel mesajlar veriyor.

“Phil’in Dehşet Verici Kısa Saltanatı” George Saunders’ın en ilginç hikayelerinden biri. Bu kısacık roman, totaliter rejimlerden faşizme kadar birçok konuyu absürt biçimde ele almakla kalmıyor; “düşman yarat ve savaş” politikalarını da eleştiriyor.