Evet, hapishane beton ve demir demektir! Buralarda yaşamın daima gri olması için devlet çok ince ayrıntıları bile hesaplamıştır. Hapishanede sadece özgürlüğünüz elinizden alınmaz. Çoğu zaman en insani taleplerinizi dile getirmeniz bile şaşkınlıkla karşılanır.

"Sözün de, insanlığın da bittiği bu noktayı görüp, Türkiye'de hapishaneler gerçeğinin ne bakanlığın gösterdiği gibi ne de Silivri hapishanesi gezisine katılan köşe yazarlarının anlatılarından ibaret olmadığını kavrarsınız."

On köşe yazarı kendilerine sunulan madalyonun bu yüzündekilerle yetinmişler. Okuduklarımdan çıkardığım kadarıyla, hiçbiri "Peki ya uygulamalar", "Hayatın kendisi" dememiş madem, o zaman madalyonun öbür yüzünü, hayatı da biz anlatalım.

Siyasi kadın tutsaklar hoyratça çıplak aramalardan kendilerini koruyabilmek için sevke giderken hangi mevsimde olursa olsun mutlaka elbiselerini çok sıkı giyerler.

Sonucu biliyorsunuz! Her zamanki gibi savcı, "suç vasfı, delil durumu..." şablon cümlelerini katibe yazdırıp, "tutukluluğumun devamına" dedi.

Kabul etmelisiniz ki, gezinin ardından Adalet Bakanlığı'nın size gösterdiklerini yazdınız. Bir başka biçimde ifade edecek olursam; Adalet Bakanlığı Silivri Hapishanesi'yle ilgili yazılmasını istediği şeyleri bu yolla sizlere yazdırdı...

En çok bir kadını tecavüzcüsüyle evlendirmenin izleyicisinde nasıl bir tepki doğuracağını merak ettim. Nihayet diziyi izleyen arkadaş Fatmagül ile Kerim'in düğünü olacağını söyledi. O ne romantik ortam? O ne bekleyiş?

Yargılandığım davada altı yıldır "suç vasfı, delil durumu..." denilerek tutukluluğumun devamına karar alınması memleketteki hukuksuzluk örneği davalardan biri. Hepinizi 29 Mayıs 2012'de Beşiktaş 10. ACM'de sabah 10.00'da görülecek duruşmamıza davet ediyorum.

Yeni infaz sistemiyle eskisi arasında cezanın infazında tam 18 aylık bir fark var. Bu hapishanede altı kişilik bizim koğuş ile 12 kişilik erkeklerin kaldığı koğuş dışında siyasi yok. Ve buna rağmen bu durumdan yararlanabilecek 5-6 arkadaş var.

Pozantı Hapishanesi'nde çocuklara yaşatılan işkence, taciz ve tecavüze tanıklık eden T.T. için altı ayrı suçtan 40 yıl hapis cezası istemiş. Bu günlerde Ankara'nın siyasetçi zevatı 23 Nisan dolayısıyla yoğundu. T.T. de bir çocuk...

Bir anons daha yapıldı: "Denetimli serbestlik yasasından hırsızlık, gasp, cinsel, uyuşturucu suçundan yargılananlar yararlanabilir". Biz koğuşça "cinsel"e takılıp kaldık! Ne demekti bu?

Bilgisayar hakkımı Adalet Bakanlığı yetkiyi cezaevine bırakarak kabul etti. Gebze'de tam bilgisayarım olacaktı ki Kandıra'ya sevk çıktı ve hakkım şimdi Cezaevi yönetimine takılı. Çağlayan'da iki tutuklu öğrenci duruşması var.

Önce özgürlük sonra görüş günü, ardından mektup beklemek başköşemize oturuveriyor. Biz beton duvarların, tel örgülerin ortasında. Sevdiklerimiz tel örgülerin dışında bekliyoruz!

2011 kışında, aylarca meyve kabukları ve çayları biriktirip toprak yapmıştık. O bahar peynir kaplarına çiçek, biber ekmiştik. Tohumlar başlarını topraktan kaldırıp, 1-2cm boy atmışlardı ki! Aylık rutin aramanın birinde hem yaptığımız toprağa, hem de peynir kaplarındaki çiçeklerimize el koydular.

Duyarlı kişi ve kurumları, Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma Platformu'nu 27 Mart 2012, Salı günü, Beşiktaş 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Suat Patır ve arkadaşlarının yargılandığı duruşmaya katılmaya çağırıyorum.

TGS Genel Başkanı İpekçi'nin sendikasızlaştırma ve baskılarına dikkat çekmek için AA önünde başlattığı açlık grevini desteklemek, sendikayı sahiplenmek basın özgürlüğünden yana kişi ve kurumların görevi olmalıdır.

8 Mart vesilesiyle bir ilki; Bağlarbaşı mitingini kısacacık da olsa paylaşmak istiyorum. 12 Eylül askeri faşist diktatörlüğü sonrası gerçekleştirdiğimiz ilk 8 Mart mitinginin üzerinden tam 19 yıl geçmiş. Az bir zaman değil bu!

Perşembe sabahı beni duruşmaya gönderdikten sonra Hatice Şahin'i sokaklara göndereceklerdi. Akşam da tahliye olursam beni uğurlayacaklardı. Hatice tahliye olamadı, ben de...

AKP'li Bülent Turan meclis kürsüsünden gerçekleri öldürmeye çalışırken, her zaman yaptıkları gibi biricik silahları çamur at ve kara çalmayı kuşanmış. Ama Turan sıraladığı o suçlara özel yetkili ACM'lerin bakmadığını ya bilmiyor ya da biliyor da söylemiyor!

Aslında biz hapis gazetecilerin şahsında çalıştığımız kurumlar, radyo ve gazeteler yargılanıyor. Bizlerin dava dosyaları üzerinden muhalif, özgür basına ve çalışanlarına aba altıdan sopa gösteriliyor. Duruşma 23 Şubat'ta.