Öldüğü gün, Fikret Salkanovic altmış iki yaşındaydı. Dokuz çocuğu ve elli torunu vardı.
Roma'ya, 1968'de babası ve erkek kardeşleriyle birlikte Bosna'dan geldi. Avrupa'daki en büyük göçebe kamplarından Casilino 900'de kalmaya başlayan ilk aile onlardı.
İlerleyen yıllarda, eski Yugoslavya'dan, yani Makedonya, Kosova, Bosna ve Karadağ'dan gelen onlarca başka aile de Salkanoviclerin yaşadığı bu kampa yerleşti.
Ocak 2010'da, yolları asfaltlanmamış, kanalizasyonu veya su sistemi olmayan 2,4 hektar büyüklüğündeki kampta, baraka ve karavanlar, kimyevi tuvaletler ve odun sobaları arasında yaklaşık sekiz yüz kişi yaşıyordu.
Göçebe Planı - 2010
Bugün, Casilino 900, terk edilmiş bir arazi. Tahliye çalışmaları 19 Ocak'ta başladı. Çoğu ev yıkıldı. Kamp sakinleri kameralarla izlenen ve silahlı güvenlik görevlilerinin kontrolündeki kenar mahallelerdeki dört bölgeye aktarıldılar.
Bu operasyon, geçtiğimiz Temmuz ayında, Şehir Konseyi ve Roma Valisi'nin onayladığı "Göçebe Planı 2010"un bir parçası.
Plan, beş Roman kampının iyileştirilmesi, ikisinin yerinin değiştirilmesi ve yolsuzluk yapıldığına inanılan diğer üçünün ise boşaltılmasını amaçlıyordu.
Ancak planda kamp sakinlerinin kaderiyle ilgili bir bilgi içermiyordu.
Entegre olsalar da
Sosyal antropolog Monica Rossi "İtalya'da, önce tahliye ediyoruz, sonra da evsiz kalanları nereye yerleştireceğimize karar veriyoruz," diyor.
"Roman" sorunlarında uzmanlaşan Rossi "Bu reddedilmiş insanlar aileleriyle birlikte en az son 30 yıldır İtalya'da yaşıyorlar ve çocukları da komşu okullara gidiyor," diye ekliyor.
"Bu konu, yüksek derecede entegre olmuş, kentsel dokunun parçası olan ama vatandaşlık hakları tanınmayan insanlarla ilgilidir."
İtalya'da yerel yönetimler entegrasyon için çok az şey yapıyorlar. Hatta, hiçbir şey yapmadıkları söylenebilir.
Yerel yönetimlerin yetkilendirilmesiyle birlikte zorla tahliye uygulamaları artık daha sık yaşanır oldu.
Kurumsal tecrit
Rossi, 1996'da, Belediye Başkanı Rutelli'nin Roma'nın en fazla altı bin Romanı barındırabileceği yolundaki kararını hatırlatıyor.
"Tüm diğerleri, şehrin kenar semtlerinde hazırlanan kamplara gönderileceklerdi. 'Göçebeler Planı' fikri ise tamamıyla bir kurumsal tecrittir.
"Sintiler yıllardır kalacak yer bekleyen Roma'daki göçebelerdir. Casilino 900'ün Romanları göçebeden başka her şeydiler. Göç etmeden önce, birçoğu Saraybosna'daki fabrikalarda çalışıyorlardı.
"1980'lerin bölgesel yasaları göçebelik ile ilgili yanlış bir kavrama dayanıyor ve bu ülkenin göçebelere karşı olan ayırımcı yaklaşımının güçlenmesine yardımcı oluyor."
Şehir Konseyi tarafından yayınlanan bilgilere göre, şu anda kamplarda yaşamakta olan 7,177 Roman var. Ancak resmi olmayan rakamlara göre, bu sayı 15 bini buluyor.
Göçebeler Planı, bu Romanların altı bininin suyu, elektriği, gazı ve yeterli sayıda güvelik görevlisi olan 13 "köy"e taşınmalarını sağlayacak.
Yetki verilmiş yedi kamp büyütülecek, "göz yumulan" on dört kamp rehabilite edilecek, ve şehrin dışına da iki "transit tesisi" inşa edilecek.
Yerinden sökme operasyonu
Casilino 900'den dışarıya atılan ailelerin büyük çoğunluğu, geçtiğimiz 40 yıldır orada yaşıyordu. Diğerleri ise, Balkanlardaki savaştan kaçarak 1990'larda bu kampa gelmişlerdi.
Gelenler Roma'yı kendi şehirleri gibi kabul ettiler ve bölgede yaşayanlarla duygusal bağlar kurdular. Şimdi, çoğunluğu, yeni bir bağlamda yeniden entegre olmanın zorlukları ile yüzleşmekten korkuyor.
Bu yerinden sökme operasyonundan ilk olarak çocuklar ve öğrenciler etkilenecek, çünkü arkadaşlarını ve öğretmenlerini değiştirmek zorunda kalacaklar.
Roman nüfusun okullara entegre olmak için yaşadığı zorluklar, arkadaş ve öğretmenlerinden gelen direnişle birlikte düşünüldüğünde çok derin ve genellikle aşılması çok zor bir problem.
Şehrin reddettiği Roman toplulukların etnik ayırıma tabi tutulması politikası sosyal marjinalleşmeyi artırıyor, dolayısıyla da bu çarpıklığı ve suç fenomenini besleme riski taşıyor.
Casilino 900'ü Hayal Etmek
Romanlar konusu da büyük ekonomik çıkarlar ve karmaşık güç oyunları ile ilintili.
Cristina Artoni ile Şehir Sanatı için Stalker Laboratuarı kurucusu Lorenzo Romito "Casilino 900'ü Hayal Etmek" belgeselinde Romanlarla ilgili işler konusuna eğiliyorlar.
Stalker Laboratuarı varoşlar ve terk edilmiş yerlerin yeniden niteliklendirilmesi ile ilgileniyor.
Romito, "Romanlarla ilgili çok iş var," diye açıklıyor röportaj sırasında.
"Konteynerler ve kimyasal banyolarla ilgili işlerin yanı sıra şimdi video izleme işiyle ilgili yeni bir hareketlilik başlatıldı. Göçebeler Planı ile ortaya çıkan ilk yatırım, kameralar ve özel güvenlik görevlileri ile ilgiliydi."
Kamp çevresindekiler boşaltılan kamp arazisinin park yapılacağını umuyor.
Romito, "Roma, kiralar ve arazi spekülasyonu ile yaşayan bir şehir," diyor.
"Bir arazinin boşaltımı, genelde, spekülasyon talebi olduğunda gerçekleşiyor. Arazinin değerini düşürmeyi de başarıyorlar, yükseltmeyi de. Bazen kentleştirilemeyecek arazileri kentleştirmek için yasal yolları kullanıyorlar."
Göçebeler Planı askıya alınsın
Uluslararası Af Örgütü "Göçebeler Planı"nın askıya alınması ve uygulamasının gözden geçirilmesi kampanyası başlatınca sert tepkilerle karşılaştı.
Af Örgütü, yıkımı planlanan tüm kamplardaki Romanların önceden bilgilendirilmesi ve kendilerine danışılması gerektiğini ve yeterli konut haklarının garanti altına alınması gerektiğini savunuyor.
Af Örgütü'ne göre, şu anki "Göçebeler Planı" devletin konutlandırma politikalarında hiçbir gruba ayırımcılık ve tecrit uygulanmayacağı garantisi verme yükümlülüğüne ters düşüyor.
Af Örgütü temsilcisi ve İtalya konularında uzman olan Ignavio Jovtis, Romanlara yönelik insan hakları ihlallerine karşı başlatılan uluslararası kampanya çerçevesinde projesinin eksikliklerini analiz etti.
"Romanların birçoğu, temel hijyen koşullarından yoksun baraka ve karavanlarda yaşıyorlar. Yaşanan durum, birbirini izleyen yönetimlerin ilgisizlik ve yetersiz politikalarıyla ayırımcılığın sonucudur.
"Bu plan tamamlanmış değildir ve birçok Roman için durumu daha da kötüleştirme riskini taşımaktadır. Bu, sorunlara yanlış bir cevaptır."
* Federica Araco'nun İtalyanca metnini Elizabeth Grech İngilizceye, Esra Aygın da İngilizceden Türkçeye çevirdi.