Yasadışı göçün artık eskisi kadar çok talibi yok. Sonunda, güçlü radarlar birçoğunu caydırdı ve alternatif yollar aramalarına yol açtı.
Larache'de iki dernek, göç mağduru ailelerin sorunlarını çözmek için şehirdeki gençlerin kurduğu Pateras de la vida (PDLV) ve Fas İnsan Hakları Derneği en başından itibaren, bu karmaşık ve dramatik fenomen ile ilgili alarm zilleri çalmaya başlamışlardı.
Larache Atlantik Okyanusu'na bakan bu küçük şehir, uzun bir süredir İspanya'ya gitmeyi amaçlayan göçmenler için bir çıkış istasyonu görevi görüyor.
Bugünlerde, her ne kadar her gün Atlantik'e karşı kafelere kurulan gençliğin gözlerinde terk edip gitme isteği okunsa da, Larache artık gemilerin kıtanın etrafında ralli yapabilecekleri bir yer değil," diye fısıldıyor Larache'dan 18 yaşındaki Samir.
Bunun nedeni çok basit. İspanya, gözden kaçmayı imkansız hale getiren bir dizi radar sistemleri ve termal kameraları hizmete soktu.
Göçmenlerle ilgili bir dernekten bir aktivist "Bugünlerde, yasadışı göçmen adayları ya Fas kıyılarından Kanarya Adaları'na ulaşmaya veya Libya üzerinden İtalya'ya gitmeye çalışıyor," diyor.
İşsizler önde, polisler arkada
Larache, ülkenin, çoğunluğu gençlerden oluşan nüfusunu taşıyacak yeterli kaynağa sahip olmayan birçok şehrinden biri. İş olarak balıkçılık temel aktivite balıkçılık ve birkaç tane de gıda işleme fabrikası var.
İşsiz gençler her gün kaymakamlık binasının önünde toplanıyorlar, daha sonra da cop kullanmaktan çekinmeyen polisler arkada, onlar önde bölgeden koşarak uzaklaşıyorlar...
"Zaten ölmüşüz..."
Derneğin kurucularından Muhammed Balga "Derneğimizi, Ocak 2000'de, bu bölgeden veya Fas'ın diğer yerlerinden gelen çocukların oluşturduğu mağdurları taşırken batan gemilere bir tepki olarak kurduk," diyor.
Bu konu uzun zaman tabu olarak görüldü. Fas medyasında bile bu konuya değinmek imkansızdı. Derme çatma gemilerin birbiri ardında batması üzerine, İspanya medyasının feryatları ve şanssız göçmenlerin fotoğrafları sayesinde, Akdeniz'in Güney Kıyılarında da bu konuda bir hareketlenme başladı.
PDLV, Yasadışı Göç Mağdurlarının Ailelerine Yardım Derneği (Afvic) ve Fas İnsan Hakları Derneği (AMDH) konuyu üstlendi ve Fas'taki yasadışı göç fenomenini medyaya taşıdı.
O zamanlar yeni olan bağımsız medya, sivil toplumun en yakın müttefiki oldu.
Balga o günleri şöyle anlatıyor:
"Her şeyi yapmak, ve her şeyin üzerinde, gençlerin yasadışı göçün tehlikelerinin farkına varmalarını sağlamak zorunda kaldık. Faslı gençlerin çok büyük bir çoğunluğunun ülkeden ayrılmak istediği göz önünde bulundurulursa, bu hiç de kolay bir iş değildi."
AMDH'nin yerel direktörü Fathiya Yaâcoubi, farkındalık faaliyetleri çerçevesinde sivil toplum örgütünün temas kurduğu genç kadınların tepkisini hatırlıyor:
"Gemilerdeki ölüm riski üzerine konuşuyorduk. Bu ülkede zaten kendilerini ölmüş hissettiklerini, eğer başarılı olacak kadar şanslılarsa, anneleri için bir ev satın alacaklarını söylüyorlardı. Bu yürek parçalayıcıydı..."
Öncelikle kırlık bölgelerde, Larache'a yakın köylerde yaşayan gençler önemliydi. Çünkü, göç mafyası gençleri arayıp buluyordu.
Balga olayın boyutlarını belirleyebilmek için gençlere anket soruları dağıttıklarını anlatıyor. Gençler ankette, hiçbir resmi gençlik programlarının olmadığı Fas taşrasında "Sosyal dışlanma", "marjinallik" ve "başıboşluk" gibi sorunları dile getiriyor.
"Guadalup'taki gibi gecekondu bölgelerinde gençler ve kadınlar arasında farkındalığı artırdık mesela," diye ekliyor Rashid, dernek hakkında konuşurken. Gecekondu bölgeleri, geliri çok sınırlı birçok aileye evsahipliği yapıyor.
Gelir uçurumu
Guadalup'ta yaşayanlar, hamal, temizlikçi, seks işçisi veya satıcı olarak çalışıyor.
"Annelerin çoğunun çok genç olduklarını ve okuma yazma bilmediklerini gördük. Terzilik ve kuaförlük gibi işler için atölyeler, cehalet ile mücadele için okuma yazma kursları başlattık. Tüm bunlar, bu genç kızları, Avrupai Eldorado'yu hayal etmekten vazgeçirmedi. Kimileri sahte vizeler, sahte kontratlar ve mantık evlilikleri veya gemilerle ülkeden ayrılmayı başardı," diye anlatıyor feminist bir dernek aktivisti.
Kuaför olarak çalışan bir kadının ayda 1500 DH'den (240 TL) fazla kazanamadığı şartlarda, bu normal. Bu, İspanya'da yasadışı şekilde temizlikçilik yaparak kazanabileceği 2000 TL ile karşılaştırılamaz bile.
AMDH'nin Larache bürosunun başkanının bakışı hayli enteresan: "Göçmenler paraları olduğunu gösteriyor. Güzel Avrupalı kadınlarla evleniyorlar ve arabaları var. Ama, göçmenler, doğdukları köyde eğlenceli bir ay geçirebilmek için kendilerini Avrupa'daki her şeyden mahrum ediyorlar.
"Birçoğu, Avrupa'daki hayatın üzücü gerçeğini keşfettikten sonra ülkeye dönme cesaretini bulamıyorlar. Bunun nedeni ise, Fas toplumunun, Avrupa'ya canını atabilip de ülkelerine elleri boş dönenlere karşı çok acımasız olması."
* Hajar Chafai / Abou Ammar Tafnout'un Fransızca metnini İngilizceye Elizabeth Grech, İngilizceden Türkçeye Esra Aygın Yalgın çevirdi. (Haziran 2010)