Yaşı 30 ile 40 arasında, yüksek satın alma gücüne sahip, belli bir hayat kalitesi talep eden ve başarılı bir profesyonel kariyeri olan bir Fransıza normalde "burjuva bohem" veya "bobo" denir.
Kuzey Afrika kökenli bir anne ve babanın çocuğu olup da "köklerini" açığa vuruyorsa börjuva olur. Börjuva kelimesi, "beur" (verlan (1) argosunda 'Arap' demek) kelimesinden gelen ve Fransa'da yaratılan yeni bir kelimedir. "Burjuva"nın kendi kodları ve simgeleri vardır. Bunlar arasında, Fransa eğlence dünyasının en çok kazanan sanatçılarından aktör Djamel Debouz da yer alıyor. Debouz dini bütün bir Müslüman olarak biliniyor.
Bir diğer isim ise, pek çok ödülün yanı sıra, en iyi erkek oyuncu dalında César (2) ödülünü alan ilk Kuzey Afrika kökenli Fransız aktör Rahim Tahar.
Helal pazarı büyüyor
Fransız boboların favori karikatürlerinin yayıncısı Soleil Editions'ın sahibi Murad Boudjellal televizyondaki bir belgeselde börjuva prototipi olarak tanıtıldı.
Girişimci, sanatçı, doktor, kamuda yüksek mevkilere gelen yüzlerce göçmen çocuğundan bahsedilebilir.
Kuzey Afrikalı göçmenlerin ikinci kuşağının başarı hikayeleri artık olağandışı bir sosyal fenomen olmaktan çıktı.
Peki onlar neden aynı kategorideki diğer Fransız vatandaşları gibi sadece bobo değiller?
Börjuvalar işçi sınıfının yaşadığı bölgelerde doğan Müslümanlardır. Bugün, spesifik ihtiyaçları olan tüketiciler olarak muamele görmek istiyorlar.
Perakendecilik sektörü bu talebe hevesle cevap veriyor. Fast food zinciri Quick'ten, büyük perakende zincirlerine, hepsi, alkolsüz şampanya da dahil, geniş bir helal yiyecek (3) yelpazesi sunuyor.
Bu müşterilere hizmet sunmak için tüm şehirlerde sofistike dekorasyonlara sahip çok iyi restoranlar açılıyor.
Helal pazarının 2010'da 5.5 milyar Euro'luk bir piyasa olduğunu düşündüğümüzde, kolayca anlıyoruz ki, börjuvalar seçilmiş bir pazarlama hedefi haline geldiler.
Helal Piyasa, yılda yüzde 10 büyüyerek organik pazarın, veya beyaz bobo'ların pazarının çok üzerinde bir ilerleme kaydediyor.
Siyasetçiler de "Börjuvalar"a göz dikti
Börjuvalara sadece perakendeciler değil, siyasetçiler de göz dikmiş durumda. Geleneksel olarak, göçmen aileler ve göçmen kökenli Fransızlar sadece sol partilerin hedefindeydi.
Son zamanlarda ise, işler değişti. Sol partiler, özellikle de Fransız Sosyalist Partisi (PS) destekçilerini hayal kırıklığına uğrattı.
Börjuvalar, PS'yi, ailelerine karşı takındığı babacan tavırdan ve seçim döneminde verdiği sözleri tutmamaktan dolayı suçluyor.
PS iktidardayken, yabancılara oy hakkı vermedi ve sözümona farklılığı temsil etmesi amacıyla yüksek siyasi sorumluluk gerektiren üst makamlara neredeyse hiç Fransız atamadı.
Daha da kötüsü, PS, sosyalist adayı geçmeyi başaran Milliyetçi Cephe (Front National) adayı sayesinde 2002 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna kalmayı başaran aşırı sağın yükselişine karşı bir siper olamadı.
Kuzey Afrika kökenli bazı Fransızlar, börjuvalar da dahil, öyle büyük bir hayal kırıklığına uğradılar ki UMP'ye (4) katıldılar.
Sarkozy'nın atakları
Dönemin İçişleri Bakanı ve UMP'nin başkanı Nicolas Sarkozy İslam Dini için Fransız Konseyi'ni kurdu ve bu sayede, Fransız Müslümanlarına temsiliyet ve görünürlük kazandırdı.
Bu organizasyonun eksiklikleri ne olursa olsun, Müslüman kültürünü Fransız toplumunun bir parçası olarak kabul ettirdi.
Kuzey Afrikalıların yüksek mevkilere atanması - mesela Rachida Dati ve Fadela Amara gibi bakanlar, Yazid Sebag gibi Farklılıklar ve Eşit Fırsat Komiserliği ve son dönemde Jeanette Bougrab'ın Eşitlik için ve Ayırımcılığa Karşı Yüksek Merci (HALDE) başkanı olarak atanması- "doğru" veya "yanlış" insanlar da olsa Sağın farklılıklara daha fazla fırsat tanıdığı konusunda ikna etti.
Sarkozy'nin gerçek niyeti ne olursa olsun, eski "beur"ler artık sadece futbol ve rap ile kısıtlı kalma niyetinde değil.
Bakan Kuzey Afrika kökenli de olsa
Tabii ki, bu, börjuvaların artık ayırımcılığa uğramadıkları anlamına gelmiyor. 5 Eylül 2009'da Kuzey Afrika kökenli genç bir aktivist UMP tarafından İçişleri Bakanı olarak atandı.
Aynı bakan, Araplar hakkında ise, "sadece bir tane olduğunda tamam, çok fazla olduklarında, bu bir problem oluyor," dedi.
Bu, Fransız vatandaşı olarak hakir görülen kökenleri yeniden kendilerine hatırlatılan tüm Franko-Kuzey Afrikalılar için bir soğuk duş etkisi yaptı.
Hükümet tarafından başlatılan ulusal kimlik tartışması, bir kez daha, zihniyet değişiminin Sağ partilerin teşvik etmeyeceğini gösterdi.
Öbür yanağı çevirmek
Börjuvalar, anne-babalarının yaptığı gibi öbür yanaklarını çevirmeye niyetli değiller. Ülkelerinin zenginliğine ve kültürüne katkı yapan Fransız vatandaşları olarak seslerini duyurmak için biraraya gelip lobi yapıyorlar.
Fransa'nın her tarafında birçok dayanışma ve lobi ağı mevcut. Bunlar arasında Fransız kurumsal elitleri arasındaki büyük isimleri davet eden Club 21e Siècle (21. Yüzyıl Kulübü), Fransız medyasında çeşitliliğin gelişimini izleyen Averroès Kulübü, UMP'nin Farklılıklar Temsilcileri Ağı ve seçilmiş bir temsilci ve Parti muhalifi olan sosyalist burjuva tarafından başlatılan Franko-Cezayir Meydanı yer alıyor.
Bu börjuva konsepti hoşlarına gidiyor mu? Bu konuda çok farklı fikirler var. Bazı kişiler bunu başarılarının bir kabulü olarak görüyor.
Çoğunluk ise, bu aşağılayıcı ifadenin, bir kez daha, Fransız Müslümanlar olarak yaşadıkları damgalama ve ayırımcılığı vurguladığına inanıyor. (GK/EG/EAY)
* Ghania Khelifi'nin Fransızca metnini İngilizceye Elizabeth Grech, İngilizceden Türkçeye de Esra Aygın Yalgın çevirdi.
(Mayıs 2010)
- 1) Verlan Fransızca'da, kelimelerdeki hecelerin sırasını değiştirerek oluşturulan gençler arasında yaygın bir argo. Münferit kelimelerin hecelerinin yerini değiştirerek argo kelimeler yaratmaktan oluşan eski bir Fransız geleneğine dayanıyor. Verlan kelimesinin kendisi de bu argo konuşma tarzının bir örneğidir: l'envers ("ters," lan-ver olarak telaffuz edilir).
- 2) César Ödülü Fransa'nın ulusal film ödülü; ilk kez 1975'te verildi.
- 3) http://en.wikipedia.org/wiki/Halal
- 4) Union pour un Mouvement Populaire (UMP) - "Halk Hareketi için Birlik".