Bu gece itibarıyla 2008’e veda ederken, yılın çeşitli "en"lerine ilişkin kısa bir değerlendirme yapalım.
2008’in en iftariyelik yemeği: "AKP kapama"
Hiç kuşkusuz, 2008’in en aranan iftariyeliği, yaz aylarında karpuz-peynir-ekmek üçlemesinin yanına katık ettiğimiz "AKP kapama"ydı. Malzemesi 2008’in ilk altı ayı boyunca hazırlanan ve temmuz ayında hazır hale gelen yemek, ağustos itibarıyla midelerimize inmişti bile. Türkiye siyasetinin ve demokrasisinin geleceğini bütünüyle değiştirme kapasitesine sahip bu "hazmı zor" yemek, arkasında neredeyse 70 milyonun nefesini tuttuğu kameralar karşısında servis edildi ve AKP sadece 1 oy sayesinde kapanmaktan; Türkiye demokrasisi de muhtemel bir ayıptan son anda kurtuldu. Yani başbakanın deyişiyle, "teğet geçti!"
Böylece, imsak zamanında Türkiye’deki demokrasiyi "yoklamaya" niyet edenler, "AKP kapama"dan arta kalanlarla oruçlarını açmak zorunda kaldılar. "Fikir-zikir uyumu"nun, "tekkeyi bekleyen-çorbayı içen" ilişkisinin nasıl ve hangi aktörler üzerinden gerçekleşeceğiyse, 2009’da, yani DTP davasında belli olacak...
2008’in en tartışmalı kıyafeti: Başörtüsü/türban
Bu yıl da, insan hakları ve demokrasi açısından bakıldığında, en tartışmalı konularımızdan biri "başörtüsü/türban" meselesiydi. Üniversitelerdeki akademisyenler dahil olmak üzere toplumun her kesimini neredeyse ikiye, hatta üçe bölen bu tartışma, Anayasa Mahkemesi’nin 20 yıllık içtihadının bile değişmesine yol açtı. Sorunun bundan sonra nasıl çözülebileceği hâlâ belirsizliğini korurken, insan hakları alanındaki anayasa değişikliklerinin fazlasıyla zorlaşabileceği bir döneme de girilmiş oldu. Sürecin önümüzdeki yıllarda nasıl şekilleneceğiyse, bu konudaki yaklaşımların nasıl evrileceğiyle ilişkili gözüküyor...
2008’in en popüler siteleri: "Bu siteye erişim yasaklanmıştır"
2007'den farklı olarak, 2008'in İnternet alanındaki en popüler siteleri, "bu siteye erişimin mahkeme kararıyla / mahkeme kararı olmaksızın" yasaklandığı siteler oldu. Pek çok İnternet kullanıcısını "DNS ayarları" gibi teknik kavramlarla tanıştırarak en azından bilinçli İnternet kullanıcısı haline getiren yasakların, ilgili ve yetkili kişileri bu durumun anlamsızlığına ne zaman inandırabileceği merak konusu olmayı sürdürüyor...
2008’in en orantısız oranı: 1 Mayıs
Herkes "altın oran"ın ne olduğunu arayadursun, Türkiye’de özellikle 1 Mayıs gününde orantısız da olsa bir oran bulundu. Güvenlik güçlerinin 1 Mayıs başta olmak üzere pek çok toplumsal olayda sergiledikleri tutum 2008’de bolca tartışıldı. Cezaevinde ölümlerden sokakta ölümlere kadar pek çok olayda polisin ve genel olarak da kamu görevlilerinin kusurları sorgulandı. Sonuç itibarıyla, 2009’dan yurttaş olarak en önemli beklenti ve dileklerimizden biri, hiç kuşkusuz, kamu görevlilerinin oran/orantı problemlerine daha sıkı bir şekilde çalışmaları olacak...
2008’in en acı ve anlamlı kayıplarından biri: Pippa Bacca
2008 pek çok insanı aramızdan aldı. Ama bunların bizim açımızdan belki de en acı, en dayanılmaz, barındırdığı tezatlar nedeniyle de en anlaşılmaz ve kabul edilemez olanı, "barış" için, dolayısıyla "yaşamak ve yaşatmak" için yolu Türkiye’ye düşen Pippa Bacca'ydı.
Bu topraklarda "barış" için bir şeyler yapmanın, üstelik uğradığı tecavüzle "kadınlık" halinin kendisinin bile, başlı başına ne kadar ölümcül sonuçlara yol açabileceğini bir kez daha ve acı bir şekilde yaşamış olduk. "Önümüzdeki yıllarda Pippa Bacca’lar artık ölmesin ve ölmeyecek!" desek, acaba inanan olur mu ?
2008’in en gizemli olayı: Ergenekon!
Kuşkusuz, 2008’in en gizemli olayı "Ergenokon"du. Bünyesinde, UFO’lara, Mars’ta bulunabilecek yaşam formlarına, Milli Takım’ın 2008 Avrupa Şampiyonası’ndaki inanılmaz galibiyetlerinin arkasında yatan gizemlere taş çıkartacak "ezoterik unsurlar" barındıran Ergenekon davası, isminden sanıklarına, savcılarından avukatlarına ve yargıçlarına kadar tam bir gazetecilik şöleni olmaya devam ediyor.
Kimilerine göre yüzyılın davası, kimilerine göreyse yüzyılın fantezisi olan bu davanın akıbetini 2009’da fazlasıyla merak etmeyi sürdüreceğiz. Bizi bilinmeyen bir cisme yaklaştırmakta olan "Ergenekon" gizemini koruyor ne de olsa...
2008’in en umut verici olayı: Obama başkan, insan hakları şampiyon (mu)!
2008 konusunda pek çok "en"den bahsedilebilirse de, dünya çapında yol açabileceği etkiler itibariyle "en dikkat çekici" ve "umut verici" olanına değinelim: ABD’de ilk kez bir siyahın başkan seçilmesine... Geçmişi ve vaatleri nedeniyle tüm dünyanın gözleri, 2009'da en çok Obama’nın üzerinde olacak. Afganistan, Irak, Ortadoğu, küresel kriz gibi pek çok soru ve sorun alanı nedeniyle işi hiç kolay olmasa da, oluşturduğu ekiple, dolayısıyla yaptığı transferlerle göz dolduran yeni başkan, liglere yeni bir soluk getirme umudu veriyor. Ne kadar başarılı olabileceğini, buna izin verilip verilmeyeceğini, dağın fare doğurup doğurmayacağını ise hep birlikte göreceğiz...
Sonuç itibariyle, her şeye rağmen, 2009’a gülümseyerek "merhaba" diyelim. Zira "umut iyi bir şeydir", evet iyi bir şeydir... (ECG/TK)