İstanbul Kadın Eserleri Kütüphanesi'ndeki panelde avukatlar Kerestecioğlu, Gülbahar, Arın ve Ağırdemir, feminist mücadele ile gerçekleştirilen yasal düzenlemelere rağmen ataerkil zihniyin değişmediğini ve yasadaki değişikliklerin kadınların hayatına yeterince yansımadığını anlattı; "Mücadele yollarını sonuna kadar kullanmalıyız" dedi.

Anayasa değişikliğindeki “bilgi edinme hakkı” tam bir fiyasko. Bilgi edinme hakkı sadece kamuda yürütülen işler için geçerli söz konusu. Bireylerin gerçekleri öğrenme hakkının ne kadar olması gerektiğine; gerçekleri eğip bükenler ve saklayanlar karar veriyor.

Kurd-Der Ankara'daki mitingde, anadilinde eğitim hakkı için Kürtleri bir haftalığına çocuklarını okula göndermemeye çağırdı. Dernek Başkanı Aday "Anadilinde eğitim hakkını yasaklamak, asimilasyonist yaklaşımdır" dedi.

Ankara'daki 180'e yakın örgütün desteklediği Barış Yürüyüşü'nde yüzlerce kişi askeri operasyonların durmasını, Öcalan dahil barış katkı yapabilecek bütün kesimlerle görüşülmesini, tutuklu Kürt siyasetçilerin bırakılmasını ve demokratik anayasa istedi.

Akhtamar’da, Surp Haç Kilisesi’nde 95 yıl sonra ilk ayin yapıldı. Başpiskopos Ateşyan, hacın kubbeye konmaması nedeniyle ayının boykot edildiğini belirtti; "Devletin hacı kubbeye koyma sözünü tutmasını bekliyorum" dedi.

"Medyada İntihar" panelinde konuşan Psikiyatri Derneği'nden Yılmaz "Kimse aslında sevgilisi terk ettiği için ya da karnesindeki kötü notlar yüzünden intihar etmiyor. Yüzde 90’ında psikiyatrik rahatsızlık var"; İsviçre'den gazeteci Hicklin "İntihar başarılı oldu demeyin" dedi.

Cumartesi günü yapılacak panelde Ayten Ağırdemir, Canan Arın, Hülya Gülbahar ve Filiz Kerestecioğlu, kadınların, kadınlar için sürdürdüğü hukuk mücadelesini anlatacak, deneyimlerini paylaşacak.

Gazeteler sivillere yönelik saldırıyı PKK'nin 20 Eylül'de biteceğini açıkladığı eylemsizliği ve BDP-hükümet görüşmesinin iptaliyle bağlantılandırarak verdi. Sabah'a göre telefonda PKK'lilerin "Asker çantası bıraktık"; Günlük'e göre asker telsizinde "Çantamızı unuttuk hemen alın" anonsu vardı.

Yazar Cezmi Ersöz, uzun yıllar yaşadığı Almanya'dan Türkiye'ye giriş yaparken, 1989'da bir silahlı soygun olayına karıştığı iddiasıyla tutuklanan yazar Erdoğan Akhanlı'nın derhal serbest bırakılmasını istedi. Akhanlı'nın avukatı Erol da dava dosyasında hukuka aykırılıklar bulunduğunu savundu.

Darbecileri yargılamak için yıllarca mücadele eden eski savcı Kayasu "Darbeyi yapan ve yöneten komutanlarla ilgili herkes suç duyurusunda bulunabilir. Ama işkence, haksız gözaltı, fişleme, el koymalar gibi suçlarda mutlaka avukata başvurun" diyor.

Ankara 8. Aile Mahkemesi Hakimi Karınca, "4320 Sayılı Kanun'u etkili bir biçimde uygulayabilirsek yalnızca kadınların değil erkeklerin de hayatını kurtaracağız" dedi; yargıçların dava dosyalarını karara bağlamaktan çok dosyadaki sorunu iyi tespit edip çözüm üretmekle sorumlu olduğunu söyledi.

Bir arkadaşım telefon edip, “Janet, Hrant’ı vurmuşlar” dediğinde sadece “şaka yapıyorsun” dediğimi anımsıyorum. Azınlıksan eğri oturup doğru konuşamazsın, eğri oturup, “eğreti” konuşabildik ancak. Hrant konuşabilen bir adamdı, o yüzden bugün herkes sessiz...