Ara Ana Sayfa
bianet-Bağımsız İletişim Ağı
Menü GösterMenü Gizle
Yapay Zekânın Politik İnşası
Görsel: DALL-E & bianet

Yapay Zekânın Politik İnşası

Bugünü anlama ve anlamlandırma çabasında bir çağ bolluğunun yaşandığı zamanlardan geçiyoruz. Bu, kapitalizmin sözümona zaferini ilan ettiği 90’lardan beri neredeyse böyle. Milenyum çağı, bilgisayar çağı, bilişim çağı, enformasyon çağı, dijital kapitalizm çağı derken, günümüzü tarif etmek için ortaya atılan kavramların sonu gelmiyor. Son yıllara ise illa bir çağ ismi vermek gerekirse seçeneklerden biri de muhakkak “yapay zekâ ideolojisi” çağı olur.

Ana akım anlatıların “yapay zekâ kışı” gibi metaforlarla süslediği, son 40-50 yılda tekrar tekrar karşımıza çıkan yapay zekâ, bugün ekonomiden savaşa, siyasetten medyaya, tıptan gündelik hayata kadar her alana nüfuz etmiş durumda. Bu muktedir ve bir o kadar da tılsımlı görülen “şeyin” ne olduğu ve nasıl ortaya çıktığı, sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiği ve ne amaçla kullanıldığı veya kullanılabileceği gibi sorular haliyle biz de dahil olmak üzere pek çok insanın zihnine sürekli üşüşüyor.

Diyar Saraçoğlu’nun hazırladığı “Yapay Zekânın Politik İnşası” dosyası, yazılar, söyleşiler ve çevirilerle bu sorulara eleştirel bir mesafeden yaklaşmayı amaçlıyor. Yapay zekâyı tarihsel ve tekno-toplumsal bir bağlamda inceleyerek, Matteo Pasquinelli’nin sözünü temel bir sav olarak ele alıyor: “Yapay zekânın iç kodu, biyolojik zekânın bir taklidinden çok, emeğin ve toplumsal ilişkilerin zekâsıyla şekillenmiştir.” Bu dosya, yapay zekânın politik ve toplumsal inşasını sorgularken, kapitalizm, sınıf ilişkileri, patriyarka, sömürgecilik ve ırkçılığın bu teknolojiyi nasıl biçimlendirdiğini de gözler önüne sermeyi hedefliyor.

Sayfa Başına Git