“Engelli kadınların kişisel bakım, kişisel temizlik ve ev temizliği gibi alanlarda özellikle sokağa çıkma yasağının olduğu dönemlerde daha fazla zorlandıklarını çünkü ev dışından yardıma gelen kişilerin destek amaçlı gelemediğini ve bu nedenle, engelli kadınların ev içindeki iş yükünün arttığını ya da bunları hiç gerçekleştiremediğini biliyoruz.”
Tespit, Engelli Kadın Derneği (Eng-Kad) Yönetim Kurulu Üyesi, klinik psikolog ve engelli hakları aktivisti Dr. Beyza Ünal’dan.
Ünal, pandemi döneminde engelli kadınların sorunlarını tespit etmek için hazırladıkları, "Koronada engelli kadın olmak" raporunun detaylarını anlattı.
"Kadınlar, erkeklere oranla daha fazla hak ihlali yaşıyor"
*Beyza Ünal
Engelli kadınlar Türkiye’de en çok ne gibi sorunlar yaşıyor?
Engelli kadınlar, Türkiye’de hem engelli hem de kadın olmaları nedeniyle hayatın pek çok alanında ayrımcılıkla, hatta çoklu ayrımcılıkla karşılaşıyorlar.
Bunu söylerken asıl vurgulamak istediğimiz şey şu: Engelli kadınlar, hem engelli erkeklere hem de engelli olmayan kadınlara kıyasla daha fazla hak ihlali yaşıyor.
Bu hak ihlalleri, hayatın her alanına dair olabiliyor. Eğitimden istihdama, sağlık hakkına erişimden bağımsız yaşama, şiddetten veya istismardan korunma hakkından yasalar önünde eşit sayılmaya kadar pek çok meselenin engelli kadınlar için sorun haline geldiğini görüyoruz.
Örnek verir misiniz?
Erişilebilirlik meselesi, en büyük problemlerimizden çünkü herhangi bir hizmete fiziksel olarak ulaşabilmek veya bu hizmetler kapsamında sağlanan bilgiye ulaşabilmek, erişilebilir fiziksel düzenlemeler ve erişilebilir bilgi çoğu durumda sağlanmadığı için engeli olan herkes için zorlaşıyor. Buna bir de toplumun önyargılı tutumları eklendiği zaman, durum iyice karmaşıklaşıyor.
Bahsettiğim iki meselenin tüm hak alanlarına etkisi ayrı ayrı açıklanabilir ama ben biraz da bunların cinsel sağlık ve üreme sağlığı (CSÜS) alanında engelli kadınları nasıl etkilediğini açıklamak istiyorum.
Cinsellik ve CSÜS alanındaki ihlaller diğer hak ihlallerine kıyasla daha az öncelikli görülüyor; biraz tabu gibi görüldüğünden, biraz da özel hayat meselesi gibi algılandığından, bu alandaki savunuculuğun henüz çok güçlü olmadığını söyleyebiliriz. Ancak, bu konuları konuşmamak pek çok sorunu beraberinde getiriyor.
"İşaret dili bilen doktor yok"
Engelli kadınların cinsel sağlığı önemli değil gibi mi algılanıyor?
Erişilebilirlik sorunu veya toplumsal önyargılar nedeniyle CSÜS hizmetlerine erişemeyen engelli kadınlar pek çok sağlık sorunuyla karşı karşıya kalıyor. Örneğin, CSÜS için muayeneye giden fiziksel engelli bir kadının, kendi bedensel ihtiyaçlarına uygun bir düzenleme yok.
Örneğin, alçalıp yükselen bir muayene masasının olmayışı, fiziksel engelli pek çok engelli kadının kimseye ihtiyaç duymadan muayene olabilmesine engel oluşturuyor.
Benzer şekilde, görme engelli kadınlar için broşürler veya bilgilendirme formları erişilebilir formatlarda (Braille, büyük punto ya da dijital) sunulmuyor.
Ayrıca, hastanelerde işaret dili bilen doktorların ya da işaret dili tercümanlarının olmaması işitme engelli kadınların mahremiyetinin önündeki en büyük engellerden. İşitme engelli kadınlar, böyle bir durumda çoğunlukla yakın çevrelerinden birinin eşliğinde doktorla görüşüyor ya da doktora gitmeyi bir seçenek olarak göremiyor.
'Rızaları dışında kısırlaştırıyorlar'
Bu da CSÜS sorunları yaşadıkları zaman, sorunlarına yönelik etkili bir tedavi almalarının önündeki bir engel haline geliyor. Bununla birlikte, doğru ve güvenilir bilgiye erişim işitme engelli kadınlar ve zihinsel engelli kadınlar için de önemli bir mesele. Tüm bunların yanında, toplumsal önyargılar engelli kadınların eşit bir şekilde CSÜS hizmetinden yararlanmasının önüne geçiyor.
CSÜS sağlık hizmeti almak istediklerinde, engelli kadınların aktif cinsel yaşamlarının olmadığı varsayılıyor ve sağlık sorunlarında bununla ilişkilendirilebilecek olasılıklar gözden kaçırılıyor.
Engelli kadınların çocuk doğuramayacağı veya doğurduklarında çocuklarına bakım veremeyeceği inancı nedeniyle, uzmanlar engelli kadınların bu konudaki kararlarına sıklıkla müdahale ediyor.
Hatta bazı durumlarda engelli kadınlar rızaları dışında, zorla kısırlaştırılıyor.
Ayrıca, yalnızca doğrudan hizmet veren uzmanlar değil, aynı zamanda tıp alanında çalışan akademisyenler de engelli kadınların engel durumlarına bağlı yaşayabilecekleri CSÜS sorunları konusunda yeterince bilgi sahibi değil. Bu da engelli kadınların CSÜS’ye bağlı yaşayabilecekleri sorunları arttırıyor.
Peki cinsel şiddete dair bir koruma var mı?
Engelli kadınların cinsiyetsizleştirilmesinin ve cinsel yaşamlarının yok sayılmasının sebep olduğu cinsel şiddet olayları ve bu olayların sonucunda yaşananlar.
Özellikle görme engelli, işitme engelli ve zihinsel engelli kadınların doğru ve güvenilir bilgiye erişmedeki güçlükleri, bu kadınları cinsel şiddet ve istismara daha açık hale getirmekte ve kendilerini koruyacak mekanizmalara ulaşmalarına engel oluyor. Fiziksel engelli kadınlar içinse, koruma mekanizmalarına erişim yine fiziksel erişilebilirlikteki sorunlar nedeniyle güçleşiyor.
Bununla birlikte, resmi görevlilerin cinsel şiddet veya istismar gördüğünü söyleyen engelli kadınlara inanmadığı ya da tam tersi şekilde, engelli kadınların buna rızalarının olduğunu ya da bundan haz aldıklarını iddia ettikleri biliniyor.
Son olarak, engelli kadınların cinsel yaşamlarının olduğu kabul edildiğinde ise meseleye yalnızca heteronormatif bir perspektiften yaklaşılıyor ve engelli kadınların her tür cinsel kimliğe ve cinsel yönelime sahip olabileceği unutuluyor.
Dolayısıyla, LGBTQI+ kesişimselliği de denkleme eklendiğinde yaşanan ayrımcılıklar çok daha derinleşiyor.
"Detaylı bir rapor hazırlanıyor"
Özellikle pandemi engelli kadınları nasıl etkiledi?
Pandemi gibi toplum sağlığını ilgilendiren acil durumlar engelli kadınların daha olumsuz şartlarda yaşamaya zorlandığı durumlar haline geliyor. Alınan önlemler ve verilen hizmetler, çoğunluk engellilerin ve daha özelde engelli kadınların ihtiyaçları gözetilmeden yürürlüğe koyuluyor.
Özellikle kronik hastalığı olan veya düzenli olarak tedaviye ihtiyaç duyan engelliler için, pandemi sağlık hizmetlerinin aksamasına neden oldu ve bu da engellilerin yaşadıkları sağlık sorunlarını arttırdı.
Eczaneye erişimde sıkıntılar veya ilaçların pandemi nedeniyle temin edilememesi gibi sorunlar da pandemi süresince engellilerin sağlığa erişim hakkını kısıtladı.
Ayrıca, CSÜS alanında olduğu gibi, görme engelli, işitme engelli ya da zihinsel engelli kişiler pandemiyle ilgili doğru ve güvenilir bilgiye, herkesle aynı anda ulaşmakta güçlük çektiler. Bu da engellilerin herkesi ilgilendiren bu önemli sağlık meselesinde ne kadar gözardı edildiğini gösterir nitelikte bize göre.
Bu süreçte engelli örgütlerinin verdiği bazı tepkilerle, sağlık, ilaçlara ulaşma, iletişim ve eğitim alanında düzenlemeler yapılmış olsa da sorunların kısmen devam ettiğini söyleyebiliriz.
Bunun yanında, toplumsal cinsiyet perspektifinden düşündüğümüzde, engelli kadınların kişisel bakım, kişisel temizlik ve ev temizliği gibi alanlarda özellikle sokağa çıkma yasağının olduğu dönemlerde daha fazla zorlandıklarını çünkü ev dışından yardıma gelen kişilerin (aile, akraba ya da yardımcı olabilir) destek amaçlı gelemediğini ve bu nedenle, engelli kadınların ev içindeki iş yükünün arttığını ya da bunları hiç gerçekleştiremediğini biliyoruz.
Aynı şekilde pandeminin kadına yönelik şiddeti arttırdığı gibi, engelli kadınlara yönelik şiddetin de artmış olduğunu öngörüyoruz. Bu dünya genelinde pandemiyle ilgili olarak yayınlanan birçok raporda bu şekilde gösterilmiş durumda.
Biz de Etkiniz AB Programı desteğiyle pandemi döneminde Türkiye’deki engelli kadınların yaşadığı hak ihlallerini izlediğimiz bir çalışma gerçekleştirdik. Bu çalışmanın sonuçlarını yakında paylaşacağız, ama sonuçlarımızın bahsettiğim durumlar ile aynı yönde olduğunu şimdiden söyleyebilirim.
"48 kadınla görüşüldü"
Sizin hazırladığınız mini bir rapor var, o rapora dair bilgi verir misiniz? Kaç kadınla görüştünüz?
Pandeminin başında Engelli Kadın Derneği olarak, pandeminin engelli kadınlar üzerinde nasıl bir etkisinin olduğunu anlamak amacıyla hızlıca bir çevrimiçi anket çalışması başlattık ve engelli kadınlardan deneyimlerini kendi sözcükleriyle anlatmalarını istedik.
48 engelli kadından anketimize geri dönüş oldu. Tüm engel türlerinden kadınlara ulaşabildik, ancak katılımcıların yüzde 31.5’i görme engelli kadınlardan oluşuyordu.
"Pandemide dil öğrenen kadınlar da oldu"
Bulgularınız neler oldu?
Öncelikle, engelli kadınların deneyimlerini anlama ve kendimize bir yol haritası çizme amacıyla başlattığımız bu çalışmada, pandeminin engelli kadınların ruhsal durumları üzerindeki etkisini daha iyi anlamış olduk.
Engelli kadınlar, kapanmışlık nedeniyle kaygı yaşadıklarını, geleceğe, sevdiklerine ve kendilerine dair endişelendiklerini, uzun zamandır evde oldukları için bağımsız hareket becerilerinin kaybolmasından korktuklarını anlattılar. Aynı zamanda, evde daha fazla süre geçirmelerinin bir sonucu olarak ev içinde maruz kaldıkları kötü muamelenin arttığını ifade ettiler.
Pandeminin sağlık hakkına erişimlerini kısıtladığını, bu nedenle fiziksel rahatsızlıklarının da arttığını ve karantina nedeniyle rehabilitasyon merkezlerinde ya da sokakta düzenli bir fiziksel aktivite yapamadıkları için, fiziksel becerilerinin zayıfladığını söylediler. Ayrıca, dışarı çıkıp temel ihtiyaçları satın almak durumunda olan kadınlar baston, tekerlekli sandalye gibi bağımsız yaşam gereçlerinin hijyeninden endişelendiklerini ve bu nedenle dışarı çıkmanın kendileri için normalden de zorlu bir hale geldiğini belirttiler.
Yine dışarı çıktıkları zaman, sokaktaki insanlarla nasıl bir iletişim halinde olacakları konusunda endişe duyan, insanların yardım etme dürtüsüyle sosyal mesafe kurallarına uymayabileceğini veya yardıma ihtiyaç duysalar da kimsenin yardım etmeyeceğini düşündüklerini ifade ettiler.
Öte yandan, evde geçirdikleri vakti faydalı bir şekilde değerlendirebildiğini, mutfakta vakit geçirdiğini, online eğitimlere katıldığını ve yabancı dil öğrenmeye başladığını söyleyen engelli kadınlar da oldu. İlgilenenler, bu anket çalışmamızın amaçlarını, yöntemini ve sonuçlarını anlattığımız bilgi notumuza buradan ulaşılabilr.
Son olarak bu anket çalışmasında değil ama, daha önceden bahsettiğim izleme çalışmamızda, engelli kadınların pandemi süresince CSÜS hizmetlerine erişimini de araştırdık. Ce eskisine göre, CSÜS hizmetlerine erişmekte, ped, tampon gibi hijyen ürünlerine ya da doğum kontrol yöntemlerine ulaşmakta daha fazla zorluk yaşadıklarını öğrendik.
Sizin çözüm önerileriniz neler?
Engelli Kadın Derneği olarak, CSÜS konusunda ve pandemi konusunda yaşanan tüm sorunların temelinde, herhangi bir hizmet sunulurken engellilerin ve daha özelde engelli kadınların ihtiyaçlarının öncelikli bir şekilde değerlendirilmemesi ve gerekli erişilebilirlik düzenlemelerinin yapılmamasının yattığına inanıyoruz.
Tüm bunları sağlayabilecek yasal düzenlemelere sahip olmamıza rağmen, bunların gerektiği şekilde denetlenmemesi ya da denetlemelere etkili yaptırımların eşlik etmemesi engellilerin tüm bu alanlarda yaşadığı ayrımcılığı pekiştiriyor. Ülkemizde, engellilik alanındaki iyi uygulamalar halen kişisel inisiyatife bağlı olarak ortaya çıkıyor. Bu uygulamaları yasalar yoluyla genele yaymamız oldukça önemli.
Ayrıca, engelli kadınlar olarak, hepimizin hem hak temelli mücadele hem de toplumsal cinsiyet konularında güçlenmemizin çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
Böylece hem engelli olmaktan hem de kadın olmaktan dolayı toplumda karşılaştığımız sorunlarla daha etkili bir mücadele verebileceğimize ve toplumsal değişimi sağlayabileceğimize inanıyoruz.
Bu esnada, kendi aramızda dayanışma ağları oluşturmak oldukça etkili bir çözüm olabilir. Bu ağları kurarken ve büyütürken, engelli kadınların homojen bir grup olmadığını ve herkesin birçok kimliğinin olduğunu gözden kaçırmamamız ve tüm kimliklere açık bir tutum sergilememizin de önemli olduğunu düşünüyoruz.
(EMK)