On dört renkli fotoğraf.
Farklı yaşlarda çocuklar, kızlar ve oğlanlar ayakta durmuş ve sırtlarını kameraya dönmüşler. Yüzleri de duvara dönük. Kimileri belirgin şekilde duvardan belli bir mesafede dururken, kimileri sanki duvarla bütünleşmiş gibi görünüyor.
Kör bir engelin, tıkanmış bir ufkun önündeki bu görüntü, bir hareketsizlik, edilgenlik ve boyun eğme görüntüsü mü? Hayır, kesinlikle değil.
Her görüntüden sessiz ama acımasız bir meydan okuma çağlıyor. Bu dirençli çocukların bedenleri ve onları oradan, oradan öteye doğru ayırır gibi duran inatçı kütle arasındaki bir meydan okuma.
Diğerinin farklılıklarının reddedilmesinin çok ötesinde, diyalog ve birlikte yaşama iştahı; sadece yaşama... Umudu sembolize eden bu on dört renkli fotoğraf, bazı adamların kör gericiliğine karşı bir direnişi; savaşın yıkıcı sarmalı, tarihin kayıtsızlığı ve aşırı hafızasının tehlikeleri ile yüzleşmeyi temsil ediyor.
Kendini adamış bir fotoğrafçı
Rima Maroun, 26 yaşında, Lübnanlı genç bir fotoğrafçı. Rima farklı akım ve ilgi alanlarından gelen sanatçıları barındıran "Kahraba" platformunun kurucusu.
Beyrut'ta 1997'de kurulan ve kar amacı gütmeyen bir Arap Imge Vakfı var. Bu vakıfın amacı Orta Doğu, Kuzey Afrika ve dünyadaki Arap Diyasporası'nın fotoğraflarını muhafaza edip üzerlerinde çalışmak.
Vakfın fotoğraf arşivi zaman içerisinde gittikçe zenginleşiyor. Ancak, çelişkili bir şekilde, söylenecek, anlatılacak, filme kazınacak çok şey barındıran Lübnan'da, fotoğrafçılık girişimleri düşünce, yansıtma ve akımlar açısından fena halde eksik.
Bu "gerçeklik izinden, bu şifreli ve inkar edilemez dilden, artistik bir şekilde bir şeye işaret etmeye, kınamaya, farkındalık yaratmaya fırsat veren bu tanıklık aracından" büyülenen Rima Temmuz 2006'nın kanlı savaşından sonraki ateşkesin ardından, boynunda kamerası, üç haftalığına Lübnan'ın güneyini dolaşarak savaşa tanıklıklar aradı.
Savaşı doğrudan ele alan, şok edici skandal fotoğraflar üzerinden provokatif duygulara oynayan bugünün savaş gazeteciliği Rima'nın midesini bulandırıyor.
Savaş gazeteciliği, aynı zamanda, rastlantısal ve anlık tepkiler yaratan görüntülere doymuş ve bu nedenle de körleşmiş kamuoyunu kamçılamak amacıyla aşırı şiddetle de oynuyor.
Rima bunun çok basit ve böylesi apaçık ve uygunsuz şekilde görüntülenen hırpalanmış bedenlere karşı çok saygısızca olduğunu düşünüyor. O, savaşın anlamsızlığını ve yol açtığı katliamı farklı şekilde göstermeyi amaçladı. Geliştirilen görüntülerin çağrışım gücünü azaltmayacak bir duyarlılıkla...
2006'da Kana'da yaşanan katliamdan kurtulan Rima'yı iki haftalığına misafir eden Ahamad Chalhoub ailesiyle ilgili bir belgeselden ayrı olarak, bir başka proje daha şekillendi.
Duvara karşı duran çocukların arkadan fotoğrafları çekiliyor.
Rima, "Bir anda sertleşen, büyüyen, trajik ve acı verici şekilde her şeyin farkına varan bu çocuklardan bakışlarımı kaçırmak istedim. İzleyicinin duyguları ile kolayca oynamaktan kaçınmak istedim," diyor.
Çok yerinde bir şekilde "Murmures" (Fısıltılar/ Fransızcada mur duvar anlamına geliyor) adı verilen bir seri olarak bir araya getirilen bu on dört fotoğraf, kalıcı bir mesaj ve tepki vermeyi amaçlıyor.
Evrensel olmak ve Lübnan'ın sınırlarını aşmak için yaratıldılar. Adaletsizliğe meydan okuyan çocukluğu, direnmek ve hayır demek için duyulan şiddetli kararlılığı temsil etmeyi amaçlıyorlar.
"Her fotoğrafın tek başına kendi hayatı ve bu bağlam dışında da kendi rolü var," diyor Rima.
"Bu kavramın ve bu yaratıcı sürecin güçlü bir şekilde duyguları ve farkındalığı anlatma yeteneği var. Fotoğraflar, herhangi bir başka adanmış sanat eseri gibi, zamansız olmayı, hatta zaman dışı olmayı, daha geniş ve kapsamlı olan bir başka boyutu hedefliyor.
Roland Barthes, Aydınlık Oda'da (Le chambre claire) "Fotoğrafçılık şiddet içerir çünkü görüş alanını zorla doldurur," der.
Fotoğraf, bir mesajı deşifre etmek için belli bir gerçekliği betimler. Objektif bir belgeselin özelliklerine benzer özellikler içerse de, Rima'nın fotoğrafları bilimsel veya nesnel değil. Çerçeve ve zaman seçimi nötr değil, aksine öznel.
Aslında, genç kadın, kendisini fotoğraf konusuna bağlayan güçlü ve doğrudan bir etkiden bahsediyor.
Rima "Fotoğrafçı ve fotoğraf konusu arasında bir akım arıyorum; orada farklı bir enerji ve yaklaşım var," diyor.
"O anı yaratan, saati, büyüyü, ve gerçek ve doğru imajı gizleyen karşılaşmayı yaratan, işte bu akımdı. "
"Fısıltılar" ve kültürler arası diyalog
"Fısıltılar" sayesinde, Rima Maroun, 2008'de Anna Lindh Vakfı'nın İnternette düzenlediği yarışmada ilk Kültürler Arası Diyalog İçin Avrupa-Akdeniz Ödülünü kazandı.
Yarışma, farklı kültürler arasında sanat ve kültür aracılığı ile işbirliğini savunan sanat çalışmalarını kapsıyor ve Akdeniz havzasındaki 44 ülkeyi tek bir slogan altında birleştiriyordu.
Kendisine Napoli'de verilen bu ödül sayesinde, Rima seyahat ederek fotoğraflarını takdim etti ve Avrupa-Akdeniz alanını tanıma fırsatı buldu. Bu tanıma ve farkındalık ile birlikte, Rima, "Fısıltılar"ın gerçek anlamını daha iyi anladı ve böylece, "Fısıltılar," yaratıcısının gözünde yeni bir tutarlılık ve yoğunluk kazandı.
Bu on dört fotoğraf, Akdeniz havzasının her yerinde ilham verdiği tepkilerle beslendi. Kültürler arası diyalogun farklı mirasların paylaşılmasının, farklı medeniyetlerin etkileşiminin, köprüler, platformlar ve toplantı alanları kurmak suretiyle teşvik edildiği bu bölgede...
Bölgesel bağların, farklılıklardan duyulan aptalca korkunun, ötekini ve ötekinin şahsi özelliklerini kabul etmemenin, gerçek ve derin ortak insani değerleri reddetmenin, çatışmaların temeli olan hoşgörüsüzlüklerin çok ötesinde...
Tarihler ve hatıralar arasındaki çatışmaların çok ötesinde.
Daha güçlü, daha yüksek ve bir çığlıktan daha öte bir alçakgönüllülük taşıyan bir fısıltı...
Duvarların ötesinde... (CN/EAY)
* Celine Nohra'nın İngilizce metnini Esra Aygın Yalgın çevirdi.