*Fotoğraf: Sakarya'da bir üniversite öğrencisi, yurt ücretlerini ve ev kiralarını sokakta yatarak protesto etti. / Barınamıyoruz Hareketi
2022'de Türkiye siyasetinin rotası ne olacak, bu rota nasıl belirlenecek, bu rotayı kimler etkileyecek? Hangi anlayışla?
Ekonomi mi?
Gençler mi?
Adalet mi?
Dayanışma mı?
Bana kalırsa gençlik belirleyecek.
Gençlere yapılan yatırım
2000'li yılların başlarına gidelim. Birleşmiş Milletler Türkiye Ofisi tarafından 2008 yılında, Türkiye İnsani Gelişim Raporu'nu*, toplumun en canlı, en duyarlı kesimi ve değişimin başlıca sürükleyici gücü gençlik odağında Türkiye’de Gençlik başlığı ile yayınlanmıştı. Rapor da 2040 yılına kadar Türkiye’de Demografik Fırsat Penceresinin açık olduğu vurgulanıyor, araştırmaya katılan 15-25 yaş arası genç nüfusun temsil ettiği toplum bu süreçte karar alıcıları, emek üretenleri oluşturacağından söz ediliyordu.
Gençliğe yapılacak yatırımın önemi, sahici bir gençliğin katılmasını teşvik edebilecek bir gençlik politikasına duyulan gereksinim vurgulanıyordu.
Demografik fırsat penceresine kısaca değinmek gerekirse; çalışabilir yaştaki nüfusun toplam içindeki oranının artması diyebiliriz. Aynı raporda, genç nüfusun fırsatlardan yoksun oluşu, her alanda görünmez bırakıldıkları, siyasete katılmadaki isteksizliklerinin nedenlerini irdeleniyordu.
Araştırmaya katılan gençler siyasete katılmadaki isteksizliklerini, “dürüst ve adil olmadığı” ve “hak edenin hak ettiği yerde olmadığı”, “politikacıların yalnızca kendilerini ve yakınlarını kolladıkları”, “Millet yararına pek bir şey yapmadıkları” ve “doğruyu söylemedikleri” olarak sıralanıyordu.
Genç seçmenler
Sonra, 2014 yılına gidelim. 30 Mart Pazar günü yerel seçimler gerçekleşmişti. Yüksek Seçim Kurulunun açıklaması ile o yılki yerel seçimlerde 53 milyona yakın Türkiyelinin oy kullanması beklenmişti. Bu seçmen nüfusun 12 milyonundan fazlasını ise 18-25 yaş arası gençlik oluşturmuştu.
İlk kez oy kullanacak genç nüfus ise 2 milyondan fazla idi. Çok partili, çok adaylı, yeniliğin ve kısmen de olsa kadın adayların çoğaldığı o seçimi öncesinde ve sonrasında epey konuşmuş, tartışmıştık.
Öylesine tartışmıştık ki genç seçmen nüfusun içinde yer alan ve yerel seçimlerde aday olan gençlerin seslerini duyamadık, onları tanıyamadık, var mı onu da bilemedik. Ama dinlediğimiz adaylar gençlerin önündeki yasakları kaldıracaklarını, özgürlüklerine dokunulmayacağını bolca söylediler.
Biraz daha yakına gelelim, Türkiye nüfusunun yüzde 15,4'ünü genç nüfus, genç nüfusun yaklaşık yüzde 32'sini de 20-22 yaş arası oluşturuyor. Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı ise yüzde 28,3 olarak açıklandı. (TÜİK 2020 İstatistiklerle Gençlik, 2020)
Doğruluk Payı**, yaptığı araştırma ile 2021 yılında olası görülen seçimde ilk kez oy kullanacak genç seçmen oranının, önceki seçime göre iki kat artacağını ortaya koymuştu. Yani ilk defa oy kullanacak seçmenlerin oranı yüzde 16 olacaktı. Bu oran önümüzdeki seçimde daha da yükselecek.
2021 yılının sonunda ortaya çıkan #barınamıyoruz hareketi, öğrenci sayısı artarken yurt sayısının azalması ile doğdu.
Gençler için elverişli koşulların oluşturulmasına yönelik öngörü eksikliği sürdürülmemeli, hemen harekete geçilmeli, ne işte ne eğitimde olmayan gençler nerede bulunmalı, gençleri tutsak alan her türlü imkandan hemen vazgeçilmelidir.
Türkiye'nin tüm kurumları, üm kaynaklarını seferber ederek gençler için elverişli koşulları oluşturmaya yönelmelidir.
Gençler. Gençler. Gençler. Dinleyin. Görün. Dokunun. Bu konu her şeyden önemli.
(NÖ/EMK)
*http://www.tr.undp.org/content/dam/turkey/docs/Publications/nhdrs/NHDR_tr.pdf)
**https://www.dogrulukpayi.com/~Hakkimizda
***https://twitter.com/barinamayanlar?s=20