Evet, Eylül'deyiz. Okullar da açıldı… Çok mesele vardı, öne çıkan meseleler de yer değiştirdi.
Ağustos ayında sıcaklar, orman yangınları, orman katliamları, ekonomi iken, Eylül’de, okula devam edebilecek çocukların durumu, eee çocuklar okula devam edebiliyor mu? Evet ise bu çocuklar ne yiyecekler, nerede konaklayacaklar, anne babaları okul parasını nasıl ödeyecekler? aldı.
Beraberinde “yok ya eğitimde bir fayda sağlamıyor, değmez” diyenler ve kız çocuklarını okula devam ettirmeyerek evlendirip hayatını yönetenler, çocuk erkek ise de okuyup ne yapacak para kazanmayı öğrensin diyerek işe yerleştiren haller, durumlar vb. benzeri sonuçlar oluştu. Bu yaklaşım evet hep vardı, bu yıl ayyuka vardı. TÜİK yayınlasın, bekliyoruz.
***
Ağustos'ta pek çok zorluğun yanı sıra orman yangınları, orman katliamları sıcak gündemi oluşturdu.
Sosyal medyada Seza Nine'nin sözleri çokça paylaşıldı, yorumlar yapıldı. İzlediğimiz kayıtta Seza Hanım #AkbelenOrmanı için şunları söylüyor:
"Ben 100 yaşındayım. Milaslıyım.
O ormanları nasıl kesiyorsunuz?
O ormanların nasıl yetiştiğini nasıl o hale geldiğini biliyor musunuz?
O ormanları kesenlerin elleri kesilsin, boyunları kesilsin.
Kolsuz budakları kalsınlar. Betere uğrasınlar.
Beterin beteri var."
“Asrın Bedduası” olarak tanımlanan son cümleleri yerinde ve ormanların kesilmesi ise yaşanacak olanlara da yol gösteriyor. “Kolsuz Budaksız Kalmak”
Seza Hanım’ın bu sözleri yabana atılamaz. Eeee peki ne yapacağız?
Önce deneyim sahibi, yaşı birikmiş olanları dinleyerek mi?
Memleket her yönden kavruluyorken, bu mümkün mü?
Neden olmasın?
**
Eminim bu yazıyı okuyan herkes kendi yaşamında desteyi ifade eden on yıl öncesi ile şimdiye baktığında toplumsal hayatın kendi kişisel hayatına etkisinin ne olduğunu görüyor. Desteleri 10, 20, 30, 40 olarak ele aldığında da.
Elbette her insanın kişisel yaşamı değişiyor, yaşı artıyor, ne bileyim ekonomisi iyileşiyor ya da kötülüyor, işinden, evinden, sevgilisinden ayrılıyor, nihayet işe başlıyor, emekli oluyor ya da başka bir şey oluyordur, daha fazla kendisi ile kalıyor olabilir ya da kötüsü umutlarını yitiriyordur.. filan fıstık.
**
Peki, herkesin kişisel yaşamına eşlik eden toplumsal yaşam bu kişisel yaşamı nasıl etkiliyor?
Örneğin #Akbelen Ormanları maddi kazanımlar için yok edilirken, Seza Hanım deneyimlerini damıtarak konuşurken, doğadan uzak yaşayan şehir insanları bu durumdan nasıl etkileniyor?
**
Canım şehirli, doğrudan etkileniyorsun. Belki hemen hissetmeyeceksin, yavaş yavaş olacak. Bu hızın önemi yok. Suya, ağaca, kuşa, börtü böceğe hasret kalabilirsin.
Öyle rahat rahat akan suyun altında duş alabilir, kendini kuşsuz böceksiz mutsuz hissedeceksin, iyi gıdaya ulaşamayacak, beslenemeyeceksin. Kendinden vazgeçmiş olsan da çocukların, onların çocukları için kaygılanacaksın.
**
Eeee peki ne yapmalı, yeryüzündeki her kişiye düşen sorumluluk ne?
**
Ben de düşünüyorum.
Bu kadar eşitsizliğin içinde her kişiye düşen sorumluluğu belirlemek pek mümkün değil.
Örneğin İstanbul’da İSKİ abonelerine aynı ayda bir mesaj gönderdi ve dedi ki s"u kaynakları azaldı, duşta 1 dakika daha az kalın ve su kullanımına katkıda bulunun" gibi.
Bu öneri ve diğer önerileri İSKİ’nin epey tartışıldı. Yahu zenginler geniş bahçelerini sulamasın, özel havuzlarından vazgeçsin önce de biz de duşta 1 dakika daha az kalalım gibi...
Haklı bir itiraz mı? "elbette". Deli gibi uzun saatler düşük ücretle çalışıp eve gelmişsin, tek konforun duş altındaki sıcak/ılık/soğuk su ise nasıl bu çağrıya katılabilirsin ki?
Yanı sıra;
Bir kere ormanların yok edilmesine dur diyen yerel halklar ne diyor, neye karşı çıkıyor öğrenmeli, takip etmeli, bu çabaya katılmalı,
İhtiyacın olan her şey için ihtiyacından fazlasını tüketmemeli,
Mümkün olan her alternatifte yerel üreticiler kimler, tanımalı ve desteklemeli,
Ekonomi kaosunu kullanan çakallara kişisel para ve umudu kaptırmamalı,
Seçtiğimiz vekillerin TBMM’de olmaları nedeniyle yaptıkları harcamaları izlemeli, israfa dur demeli,
Ve inadına örgütlenmeli, dayanışma ağlarında yer almalıyız.
Diliyorum, 100 yaşındaki Seza Hanım zihnimize, kalbimize ve yapabileceklerimizde etkili olsun.
Hepimiz daha iyi yaşayalım.
TIKLAYIN-İkizköylüler zeytinlikleri için Meclis önüne çağrı yaptı
TIKLAYIN-Zeytinlikleri tehdit eden madde, kanun teklifinden çıkarıldı
(NÖ/EMK)