Erkek veya Sağlam

Güneşli bir günde o çok sevdiğim börekçiye doğru yürüyorum. Koşuşturan çocukların cıvıltılarını dinleyerek parkı arkamda bırakıyorum. Pastaneden gelen havalandırma fanının sesini ve nefis kokuları duyuyorum. Tüm bunlar bir tür anda kalma ve farkındalık meditasyonu değil, kör birinin çevresindeki uyaranları algılayarak yönünü tayin etme biçimi.
"Birazdan dükkanın önündeki paspasın yumuşak zeminini hissedeceğim" derken biri beni durduruyor: "Yanlış gidiyorsun!"
Kısa bir an için de olsa düşünüyorum, ne kadar yanlış gidiyor olabilirim?
"Pastaneye gidiyorum" diye yanıtlıyorum beni durduran adamı ve "Düz git o zaman, dümdüz git, pastane karşında" diye cevaplanıyorum.
Ben de öyle yapıyordum zaten, neydi bu müdahale şimdi? Çok geçmeden adını koyuyorum: "Sağlamcıklama"
Ablesplaining, yani sağlamcı bilmişliği veya sağlamcıklama.
Bu kavram, "mansplaing" ile aynı mantıkla türetilmiş. İngilizce, man (erkek) ve explaining (açıklama) kelimelerinin birleşmesiyle oluşan kavram; bir erkeğin daha az bilgili olduğu konularda bile, bir kadının bilgi ve deneyimini küçümseyerek veya yok sayarak açıklamalar yapmasını ifade eder. Aynı şekilde "ablesplaining" de sağlam olanın hemen her konuda kendini engelli olandan daha yetkin zannetmesi halini ve bu yönde söz söylemesini anlatıyor.
Sağlamcıklamanın çeşitli biçimleri vardır: Bilmeden bilmek, deneyimi küçümsemek, istenmeden tavsiye vermek, sağlamcı normları dayatmak, engelliler adına konuşmak...
Bir engelli karşısında sağlam olmaktan gelen yetkinlik sanrısına dayanan sağlamcı, engelli kişi için neyin en iyisi olacağını daha iyi bilir. Sağlamcıklama cümleleri genelde, "aslında" ve "ben olsam" gibi ifadelerle başlar.
"Aslında baston yerine bir rehber köpek alsan daha iyi olur, aslında evine yakın bir okulda çalışırsan daha rahat edersin, tek başına sokağa çıkmasan daha iyi, merdiveni değil asansörü kullan, otur yoksa otobüs firen yapar düşersin, ben olsam tam güvenlikli bir sitede otururdum, ben olsam emekli olmaz, çalışabildiğim kadar çalışırdım..."
Doğrudan kişisel konularda bile her şeyi daha iyi bildiğini düşünen sağlamcı kişi, engellinin uzmanlık alanına giren konularda da ondan daha iyi bileceğinden asla şüphe etmez. Bir öğretmene nasıl ders anlatması gerektiğini, bir anneye ise bebeğini nasıl beslemesi gerektiğini rahatlıkla anlatabilir.
Sağlamcı bilmişliği, ortada bir talep yokken ihtiyaç var sayar ve çeşitli önerilerle telkinlerde bulunur: "Sen çok güçlüsün, alınmana gerek yok, burada kızacak bir şey yok, yine de şanslı olduğunu bil, başka engellilere de örnek ol, hayata olumlu tarafından bak, hep böyle neşeli ol..."
Sağlamcıklamaların bir kısmı da norma yaklaştırma amacı güder: "Şu çok ünlü doktora git, gen tedavisi yaptır, bilmemneredeki tedaviyi araştır, baston kullanma, görmediğini belli etme, güneş gözlüğü tak, el yordamıyla arayacağına benden iste..."
Ve tabii ki istisnasız herkesin söyleyecek bir şeylerinin olduğu, "Engellilerin neye ihtiyacı var?" sorusuna verilen cevaplar: "Onların tek ihtiyacı sevgi, engellilere özel yaşam köyleri kurulmalı, engellilere özel eğitim merkezleri çoğaltılmalı, engellilerin çocuk yapması yasaklanmalı, yardım edilmeli, elinden tutulmalı, para verilmeli, hayata tutundurulmalı, ailesine dua edilmeli..."
Daha onlarcasını sayabileceğim bu örneklerin ardından, "Sen de çok büyütüyorsun, bir şey yok burada" diye sağlamcıklayan çıkar mı dersiniz? :)
Küçük bir cevap vereyim. Bugüne kadar hiç kimse görmediğimi bilerek bana yolda adres veya saat sormadı, bastonu fark etmeden soranlar olduysa da fark eder etmez ya devamını dinlemeyip teşekkür bile etmeden uzaklaştılar ya da yanımdaki birinden benim duyacağım şekilde teyit aldılar. Tüm bunlar size "sağlamcılık" gibi görünmüyorsa, bu ithamlarımı rahatsız edici buluyorsanız ve dahası gücünüze gidiyorsa, bunun adı da "sağlamcı kırılganlığı" :) Onu da bir sonraki yazımda açıklarım.
(MS/AD)