Süha Ünsal

Ezidîlerin tarihsel yurdunun kalbi Cebel Sincar (Şengal) tarih boyunca saldırılara maruz kaldı. Moğollar, Timur, Akkoyunlular, Arap akınları, Türkmen ve Kürt aşiretlerinin saldırıları… Saymakla bitmez işte…

Mazlum Doğan Karakoçan’da doğmuştu; ölümünden otuz iki yıl sonra, Karakoçan Belediyesi, 2-4 Ağustos günlerinde, onun adıyla “Kültür Sanat ve Çevre Festivali” düzenledi.

10 Ağustos’ta, “ilk defa halk oyuyla cumhurbaşkanı seçileceği” kuyruklu yalanına inanarak gidip bu üç adaydan biri için oy kullanacağız. Çoğumuzun aklına “iktidar seçkinleri”nin bizle alay ettiği düşüncesi bile gelmeyecek.

Musalla taşının üzerinde, “Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi”ni hiç aklından çıkarmamış, bir gün attığı penaltının kale çizgisini geçip duracağını hayal eden Selçuk Yula vardı.

Basın meslek kuruluşlarının ya da Sabah Gazetesi yöneticilerinin bu iki nefret suçlusu hakkında bir işlem yapmayacağını biliyoruz...basın emekçilerinin onurlu tepkilerini görmek içimizi soğutuyor. Bizim güzel gördüğümüze, Engin Ardıç'la Emre Aköz tabii ki "çirkin" diyecekler; çünkü onlar nefretin askerleri, biz öfkenin yoldaşlarıyız.

Sermaye elini kolunu sallaya sallaya Türkiye üzerinden Orta Doğu ve Orta Asyaya yeni fetih yolculuklarına çıkarken emeği evlerine kilitleyeceği bu birlikten sonra, Afrikadaki çocukların kursaklarından bir lokma daha alınacak...