İddiaya göre, mülteciler Urfa Geri Gönderme Merkezi’nin bodrum katında penceresiz bir alanda tutuluyor.

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuran Alınak, “Yılmaz Güney’in katil olmadığı bin yıl geçse de anlaşılacak” dedi.

Kocaeli Sulh Ceza Mahkemesi, Kocaeli 1 No’lu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden adli mahpus Duygu Koral’ın ölümüne dair soruşturmanın yeniden yapılmasını istedi.

Tarsus İlçe Örgütü yönetim kurulu üyeleri, TİP'i "düzen partilerinin" politika yapma tarzına kaymakla suçladılar. Partinin "popüler kişilikler üzerinden" siyaset yürütmesine tepki gösterdiler. Gökhan Zan'ın, temsil ettiği "siyaset alanları"nı tercih etmediklerini söylediler.

İşkencenin yaygın olduğu 1990'larda, işkenceyi saptayan raporlar hazırladığı için devletin baskısıyla karşılaşan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, 140journos'un "Adnan" belgeseliyle hedefe kondu. Korur Fincancı, "İşkenceye uğrayanın adresini sormadığım için hedef gösteriyorlar. Ama Sokrates’in dediği gibi ben bir at sineğiyim, devletin sırtındaki at sineği olduğum için rahatsız oluyorlar" dedi.

EMEP'li Sevda Karaca, "Kürt sanatçıların maruz kaldığı ayrımcılığın ortadan kaldırılması için nasıl çalışmalarınız bulunuyor mu?" diye sordu.

Kürt ve Kürtçeye dair herkesin bir aklı var. Zaten ülkede en bol şey! Bir bor madeni bir de Kürtlere akıl verme… Bu iki yeraltı kaynağı kadar çok bir şey yok! Akıl bol lakin Kürt yok! Olmayan özneye, kimliğe ne anlatıyorsun abê?

Cumartesi Anneleri/İnsanları, "Mehmet Nezir Duman dosyasında 31 yıldır süren inkar ve cezasızlığa son verilsin" dedi. Polis Galatasaray’da bariyerler önündeki açıklamaya sadece 10 kişinin katılmasına izin veriyor.

6 Şubat'ta İstanbul'daki HHB Bürosuna düzenlenen operasyonda göz altına alınan dört avukattan üçünün de aralarında olduğu 48 kişi Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandı. Ayrıca gözaltıları protesto eden paylaşımları gerekçesiyle mahkemeye çıkarılan 6 kişi de tutuklandı.

Prof. Dr. Azad Sağlam Selçuk, deprem tedbirlerinin en önemli ayağının eğitim olduğunu belirtti ve “Anaokulundan itibaren depreme karşı eğitimler verilmeli” dedi.

Büyük Özgürlük Yürüyüşünde ter döken herkesin esasta kendi tecridini kırdığını düşünüyorum. Çünkü yol/yürümek bu imkânı veren yegâne şey. Hiçbir şey hareket halindeki bir eylemden daha ürkütücü ama bir o kadar da güzel değildir.  Yürüyüşün siyasal dilemması budur.

Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınları Derneği (DEMAK) Başkanı Selahattin Kaban, “Dernek olarak kayıplarımızı bulmak için elimizden gelenin fazlasını yapacağız” dedi.