Sosyopolitik Saha Araştırmaları Merkezi, Türkiye’de Türkçe dışında konuşulan anadillerin kullanım düzeyi ile anadillere ilişkin talep ve eğilimleri ölçebilmek için bir saha araştırması yaptı.
Araştırma çevrimiçi olarak 1276 kişiyle aralarında Diyarbakır, İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Antalya, Gaziantep, Çanakkale, Mersin, Elâzığ, Mardin, Şanlıurfa, Van, Batman, Şırnak, Ağrı’nın olduğu 16 kentte gerçekleştirildi. Araştırma grubunun yüzde 60,7’si erkek, yüzde 39,3’ü kadınlardan oluştu. Araştırmada daha çok orta yaş grubu yer alırken, eğitim düzeyi ise yüksek okul oldu.
Araştırmada yer alanların yüzde 74’ü anadilini Kurmanci, yüzde 11,9’u Zazaki, yüzde 5,3’ü Kurmanci ve Zazaki derken, yüzde 8,8’lik kısmı ise Süryanice, Ermenice, Arapça, Gürcüce, Çerkezce, Lazca, Rumca, Osetçe ve benzeri olduğunu ifade etti.
10 kişiden 7’si Türkçe konuşuyor
Anadili Türkçe olmadığı aile içinde sadece bu dili konuşanların oranı yüzde 18,8 iken, Türkçe ve kendi anadillerini hanelerinde birlikte konuşanlarının oranı yüzde 46.
Verilere göre katılımcıların yarısı anadilin hanede yaygın olarak kullanırken, kadınların anadilini kullanım oranı erkeklere göre daha düşük çıktı. Raporda, her 10 kişiden 7’si sokakta Türkçeyi kullandığını söylerken, her 5 katılımcıdan biri anadilini bilmediğini dile getirdi.
Cinsiyet karşılaştırmalarında kadınların, yaş tabloları incelendiğinde ise yaş küçüldükçe anadilini anlayabilme, konuşabilme, okuyabilme ve yazabilme oranının düştüğü görüldü. Yanıtlar anadili ve kültürü Türkçeden ve Türklükten farklı olanların ayrımcılığa uğradıklarına dair yaygın bir kanaat olduğunu gösterdi.
“Resmi dil”
Anadilini az anladığını veya hiç anlamadığını bildiren katılımcılara “Anadilinizi Niçin Anlayamıyorsunuz/Tam Anlayamıyorsunuz?” sorusu yöneltildi. Yüzde 38,6’sı ailemde konuşan olmadığı için/ailem öğretmediği için, yüzde 37,1’i dışlanmamam için sadece resmi dil öğretildi dedi.
Anadilini az konuştuğunu ya da hiç konuşamadığını bildiren katılımcıların ise yüzde 38,7’si “Anadilimi iyi konuşamadığım ve kendimi iyi ifade edemediğim için”, yüzde 33,9’u “Ailemde/çevremde konuşan olmadığı için”, yüzde 24,2’si “Anadilimi öğrenebileceğim bir okul ve kaynak olmadığı için” yanıtlarını verdi.
Yaş
Hanede annelerin yüzde 61,8’i, babaların yüzde 63,4’ü çok sık anadillerini konuşabiliyor iken, yaş küçüldükçe hanede anadili konuşma sıklığında düşüş yaşandı.
Buna göre hanede 0-5 yaş arasında çocukların yüzde 42,9’u anadillerini hiç, yüzde 19,6’sı nadiren; 6-11 yaş grubu çocukların yüzde 41,4’ü hiç, yüzde 21,5’i nadiren; 12-17 yaş aralığında çocukların yüzde 38,3’ü hiç, yüzde 25,4’ü nadiren; 18-24 yaş aralığında olanların yüzde 20,6’sı nadiren, yüzde 25,2’si hiç anadillerini konuşamıyor.
Öte yandan hanede bulunan 65 yaş üstü bireylerin yüzde 1,7’si nadiren anadillerini konuşurken yüzde 4,7’si hiç anadillerini konuşmadıklarını ifade etti.
Çocuklardaki kullanım
Katılımcıların yüzde 63,9’unun hanelerinde 0-18 yaş grubunda çocuk var. Bu yaş grubu ile evde/hanede anadillerini konuşup konuşmadıkları soruldu. Katılımcıların yüzde 62’si bu soruya “Evet” yanıtını verdi. “Hayır” diyenlere nedeni soruldu. Yüzde 34,7’si öğretecek kadar
iyi bilmediğim için, yüzde 34’ü “çevremiz hep Türkçe konuştuğu için”, yüzde 28,1’i “anadilimi bilmediğim için” dedi.
Buna mukabil toplamda yüzde 67,2’si bu yaş grubu çocuklarına anadillerini öğretmek için çaba sarfettiğini bildirdi. “Hanenizde yaşayan çocuklarla anadilinizde masallar/hikâyeler anlatıyor musunuz?” ya da “Hanede anlatan başka biri var mı?” sorusuna katılımcıların yüzde 46,3’ü anlatabilecek kimse yok yanıtını verdi.
"Anadilinizin korunması ve geliştirilmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 99,4’ü “evet” dedi. “Anadilinizin varlığını sürdürmesi önünde en büyük tehlike sizce nedir?” sorusuna katılımcıların yüzde 52,5’i anadilde eğitimin olmaması, yüzde 17,4’ü ailelerin çocuklarıyla Türkçe konuşması, yüzde 17,4’ü baskı ve asimilasyon politikaları olduğunu dile getirdi.
“Anadilinizin korunması ve geliştirilmesi için 1’inci öncelikli olarak neler yapılmasını önerirsiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 36,1’i eğitim/öğretim dili olmalı, yüzde 29,6’sı yasal/anayasal güvencelere kavuşmalı, yüzde 16,5’i resmi dil olarak kabul edilmeli, yüzde 12,5’i aileler çocuklarına anadillerini öğretmeli yanıtlarını verdi. (İY/TY)