Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yüksel Taşkın, dün (17 Nisan) ölümünün 15. yıldönümünde Topkapı'daki Anıtmezar'da yapılan törenle anılan sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Türkiye siyasal ve toplumsal hayatındaki önemini bianet'e değerlendirdi.
Siyaset bilimciler, aydınlar, gazeteciler güncel politik meseleleri ve demokrasi, sivil toplum, neo-liberalizm, islamcılık gibi pek çok kavramı neredeyse Özal'a atıf yapmadan tartışmıyorlar. Sizce Özal'ın Türkiye siyasal ve toplumsal hayatındaki yeri ve önemi ne?
Özal, Türkiye sağını, artık kentli seçmenlerin ve beklentilerinin belirleyici olduğu 1980’lere ve yine küreselleşmenin önceliklerine göre yeniden inşa eden önemli bir figürdür. Onun bir tür sivil toplumculuğu savunması, kendisini demokrasi şampiyonu yapmaz. Pek çok neo-liberal siyasetçide gördüğümüz gibi, asla köklü bir demokratikleşme yanlısı olmamıştır.
Maalesef Özal bugün, farklı siyasal projelerin kendi rekabetlerinde, istedikleri gibi yorumladıkları, mirasını tahrif ettikleri bir kişiye dönüştürüldü. O ne, milletin bağrından çıkmış bir demokrasi kahramanıydı; ne de Kemalistlerin görmek istedikleri gibi kararlı bir mürteci...Kendisine hiçbir zaman liberal de dememiştir. Bu kavrama, tıpkı ABD’deki Cumhuriyetçiler gibi olumsuz bir anlam yüklemekteydi...
Kitabınızda Özal'la birlikte iktisadi-teknokratik rasyonalitenin öne çıktığını ve modernist "Tek Ulus" projesinin yerini "İki Ulus" yaklaşımına bıraktığını savunuyorsunuz. Bunu biraz açabilir misiniz?
Özal, Türkiye sağının söylemsel olarak destek verdiği tek ulus / tek millet anlayışını açıkça terk etmeye girişen ilk liderdir. O, söyleminde sürekli olarak, makul, dünyayla uyumlu ve iskeletini orta sınıfın oluşturduğu birinci ulusu öne çıkardı ve bu kesimden de ciddi destek aldı. Özal, birinci ulusun desteğini alırken, Türkiye tarihinde görülmemiş ölçüde ekonomist bir söyleme; onunla ilişkili iktisadi-teknokratik rasyonaliteye yaslanma tercihinde bulundu. 1984’te bir köşe yazarının da vurguladığı gibi, "Özal döneminde herkes ekonomist oldu!"
Özal’a verilen toplumsal destekte, muhafazakarlık, Kemalistlik gibi bölünmeler ciddi ölçüde belirleyici olmadı. Yani, tipik bir Zaman okuru veya Sabah ve Hürriyet okuru da etkilenebildi Özal’ın birinci ulusu öne çıkaran tavrından. İkinci ulus ise, Soğuk Savaş’ı andıran sendikalar ve sol kesim, siyasallaşan Kürtler, Aleviler gibi çevreler üzerinden tanımlandı. Bunlar, Özal’ın sevdiği ifadeyle, “Asrın icaplarını” görmemekle kıyasıya eleştirildiler.
Özal’ın halen devam eden başarısı, birinici ulusun maddi çıkarı ve güvenliği için gerekirse ikinci ulusa sembolik ve açık şiddet uygulanabileceğini, birinci ulustakilere kabullendirmiş olmasıdır. Dolayısıyla bu bölünme üzerine kurulu sivil toplumcu veya "demokrat" bir söylem ne denli inandırıcı olabilir?
Erdoğan'la Özal ve Adalet ve Kalkınma Partisi'yle (AKP) eski Anavatan Partisi (ANAP) arasında sıklıkla bir benzerlik kuruluyor. Sizce Erdoğan'ın AKP'si ile Özal'ın ANAP'ı arasında ne gibi benzerlikler ve farklılıklar söz konusu?
AKP de siyasal strateji olarak dünyanın iktisadi ve siyasi egemenleriyle beraber hareket etme tercihinde bulundu. Bu gelenek Demokrat Parti’yle (DP) başlar. DP, Kemalist rakiplerini dengelemek, geriletmek adına, Dünya’nın egemenleriyle hareket etme tercihinde bulunmuştu. Bu elbet salt siyasi bir strateji de değildir. Bunun iktisadi sonuçları, Ülke’deki sınıfsal yapıyı, merkez sağın istediği yönde dönüştürme gibi avantajları da vardır.
Liberalizmi bile atlayıp, neo-liberalizme meftun olmak, siyasal reformizm söylemini hegemonik anlamda solun elinden almakla beraber, bu yönde ciddi adımlar atmamak da, ANAP ve AKP’yi benzeştiriyor.
Ama ANAP, iktidarları döneminde milliyetçi muhafazakar entelektüellerin, kadroların desteğine muhtaçken, bugün AKP, tamamen kendi entelektüel fidanlığını oluşturmuş ve milliyetçi muhafazakar kadroları açıkça dışlamıştır. Yine AKP, Özal zamanında henüz maddi gücü ve özgüveni sınırlı olan bir İslami burjuvazinin desteğini bugün açıkça almak bakımından, toplumda daha ciddi bir maddi zemine oturma şansına sahip olmuş görünüyor.
Ölümünün 15. yıldönümünde Özal
Özal için Topkapı'daki Anıtmezar'da yapılan anma törenine ailesinin yanı sıra çok sayıda üst düzey devlet yetkilisi, siyasetçi ve vatandaş da katıldı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yayımladıkları mesajlarda Özal'ın ülkeye verdiği büyük hizmetlere değinerek merhuma duydukları şükranı ifade ettiler.
Birçok köşe yazarı da dün ve bugünkü köşelerinde Türkiye'de değişim, demokrasi ve kalkınma meseleleri açısından Özal'ın önemini vurguladı. (KM/GG)
* Taşkın'ın Özal'la yaşanan değişimleri de kapsayan Milliyetçi Muhafazakar Entelijansiya isimli, İletişim Yayınları'ndan çıkan bir kitabı bulunuyor.