"Ülkenin demokratik yapısının değişmesi, dinsel, kültürel, etnik farkları barındıran bu ülkede herkesin talep edeceği, destekleyeceği bir süreçtir. Kanlı olayların bitmesi, gözyaşının dinmesi, barışa ulaşmak için her türlü girişimin desteklenmesi gerek. Ama diğer tarafta bir şeyleri unutuyor muyuz acaba?"
Bu soruyu, Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı ve Edirne Roman Derneği (EDROM) Yönetim Kurulu Başkanı Erdinç Çekiç soruyor ve yanıtını veriyor.
"Türkiye'deki tüm grupların, eşit anayasal haklar çerçevesinde, kendi kültürel haklarının gelişimini yaşayabilmesi bu ülkeye zarar değil, fayda getirecektir. Ama sanki yalnızca Türkler ve Kürtler, bir de 'geri kalanlar' varmış gibi bir algı doğarsa, bu yanlış olur. Türk'ün, Kürt'ün, Roman'ın, Çerkes'in Ermeni'nin, Rum'un... Hepimizin demokrasiye ihtiyacı var. Eğer Türkiye'de gerçekten demokrasi olacaksa, aydınlar kadar, bu ülkenin emekçilerinin, kendini dışlanmış hisseden grupların da bu sürece katılması gerekiyor."
Romanlar sürece katılmak istiyor
Türkiye, Avrupa'da en çok Roman'ın yaşadığı ülke. Kesin nüfus bilinmiyor, ama Türkiyeli Romanların sayısının 2,5 milyonun üstünde olduğu hesaplanıyor.
Çekiç, demokratikleşme sürecine doğrudan katılmak istediklerini, toplumsal dışlanmaya, ayrımcılığa en çok uğramış gruplardan biri olarak herkesi ilgilendiren talepleri ve sözleri olduğunu dile getiriyor.
Çekiç, Romanların kimlik taleplerin den çok toplumsal dışlanmanın giderilmesine dair taleplerinin yoğunluğundan bahsediyor.
Ayrımcı yasa ve yönetmelikler: "Romanların "şüpheli" olarak anıldığı, ayrımcı yasa ve yönetmelikler değiştirilmeli. Eşit vatandaşlarız. Eşit vatandaşlığı talep ediyoruz."
Ayrımcılığı yasaklayan yasa: "Her alanda ayrımcılığı yasaklayan yasa çıkarılmalı."
Sosyal politika: "Romanların toplumsal dışlanması eğitimsizlik, istihdamda ayrımcılık ve barınma haklarının ihlali üzerinden yürüyor. Bu alandaki koşullarını iyileştirecek sosyal politikalar gerek. Balıkesir Altınoluk'ta, 30 yıldır çerden çöpten barınaklarda yaşayan Romanlar var. Oradaki 200 çocuktan yalnızca biri ailesinin at arabasıyla eğitime gidebiliyor."
Ders kitaplarından ayrımcılığın ayıklanması: "Daha iki yıl önce, çocukların okuma kitaplarında Romanlara yönelik ayrımcı ifadeler vardı. Sınıftaki Roman çocuğun hissettiklerini bir düşünsenize. Bütün eğitim içeriğinde ayrımcı ifadelerin ayıklaması gerekiyor."
"Hükümet geç kaldı"
Çekiç, hükümetin açılımları için geç kalmış olduğunu, zamanı iyi kullanamadığını da söylüyor. "Daha ilk seçildiklerinde bu süreci başlatabilirlerdi. Koşullar uygundu" diyor. (TK)