Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) yönetim kurulu üyeleri hakkında Hrant Dink'in cenazesinin organizasyonuna katıldıkları için başlatılan soruşturma kapsamında savunmasını veren dönemin genel sekreteri Musa Çam, sendikanın tüzüğü gereği "faşizme, ırkçılığa, baskıya ve zulme karşı mücadele etme" sorumluluğu olduğunu söyledi.
Kinayeli sorular
Hrant Dink, 19 Ocak 2007'de kurucusu olduğu gazetesi Agos'un Şişli'deki bürosu önünde öldürüldü. O gün binlerce insan Taksim'de toplanarak Şişli'ye yürüdü. Dink için dört gün sonra yapılan uğurlama törenine de 200 binden fazla insan katıldı.
O günlerde, bazı medya kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri, özellikle de törende taşınan "Hepimiz Ermeniyiz" yazılı pankartları öne çıkararak, organizasyonun nasıl bu kadar hızlı bir şekilde yapıldığını ve maliyetinin nasıl karşılandığını sorguladı.
Organizasyon
Uğurlamayı organize eden kurumlar şöyleydi:
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO), İstanbul Tabip Odası (İTO), İstanbul Diş Hekimleri Odası (İDHO), İstanbul Veteriner Hekimler Odası (İDHO), İstanbul Barosu ve İstanbul Eczacı Odası.
Yapılan açıklamaya göre, pankartlar ve benzeri materyaller için yaklaşık 9 bin YTL harcanmıştı.
Çam'ın savunması
14 Şubat 2007'de Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, verilen isimsiz bir dilekçeye dayanarak DİSK yöneticileri hakkında hazırlık soruşturması başlattı.
Dilekçe, "işçi sendikalarının bu tür harcama yapma yetkisi olmadığını" iddia ediyordu.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi Sendikalar Bürosu’na çağrılan Çam, savunmasını Cumhuriyet Savcılığına yapacağını söyledi.
Geçtiğimiz günlerde savunmasını yollayan Çam, şöyle dedi:
DİSK, tüzüğünün Amaç ve İlkeler başlığını taşıyan 3. maddesinde yer alan “sınıfının onursal görevi olarak faşizme, cuntacılığa, oligorşiye, baskıya, zulme ve işkenceci tüm rejim ve dikta yönetimlerine karşı mücadele etmeyi temel amaç sayar” ilkesi gereği her zaman bu tür ırkçı, faşit, gerici cinayetlere, katliamlara karşı çıkmış, mücadele etmiştir.
Nasıl, Cevat Yurdakul, Doğan Öz, Bedrettin Cömert, Necdet Bulut, Bedri Karafakioğlu, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Musa Anter, Onat Kutlar, Uğur Mumcu, cinayetlerine 16 Mart Beyazıt Katliamı, Maraş Katliamı, Sivas Katliamlarına kitlesel olarak karşı çıktı, bunların cenazelerine aktif olarak katıldı, cenazelerinin organizasyonunda yer aldı ise, Hrant Dink’in cenazesine de aktif bir şekilde katılmış, üyelerinin cenazeye katılması için çaba sarfetmiştir.
Bunda yasalara aykırı bir şey yoktur. Bu nedenle, kim olduğu belli olmayan, gerici, ırkçı, kafatasçı kişilerce yapılmış bu soyut, yersiz suçlamaları kabul etmiyorum, hakkımda takipsizlik kararı verilmesini talep ediyorum. (EÜ)