Yapıştık hepimiz televizyon, Twitter; hızlı haber alacağımız ne varsa, adı henüz konulmamış “Büyük Operasyon”u izliyoruz. Elimizde patlamış mısır, çekirdek, bir aksiyon filmini izliyormuş gibi bir heyecan içindeyiz. Futbol alegorileri havada uçuşuyor. “Hakan Şükür’ü kenara aldı, sonra da golü attı Gülen”…
Sanki olup biten bizim tamamen dışımızdaymış gibi, Star Wars ya da Star Trek’te, uzayın bir köşesinde olup biteni anlamaya çalışırmış gibi izliyoruz.
Elimizde bir takım bilgi kırıntıları var. Bu kırıntılardan doğan onlarca soru var. O soruları cevaplayan kimse yok. Boşluklar hepimizin hayal gücüyle doluyor. Doğrudur veya değildir, şu anda bilemiyoruz.
Birçok insan Cemaat-AKP kavgası olduğunu düşünüyor. Gülen ve Arınç, yok böyle bir şey diyor. Peki, tamam. Ama ne Arınç, ne Erdoğan “Cemaat değilse kim peki?” sorusuna cevap vermiyor. Buna cevap vermeyip de “Savcılar kendileri yürütmüştür bu operasyonu” da demiyorlar. Bir takım “karanlık güçler”, “çete”, “devlet içinde devlet”, “dış güçler”, “biz biliyoruz, siz de tahmin ediyorsunuzdur, ama şimdi söylemeyeceğiz” diyorlar. Ben bu ülkenin bir vatandaşı olarak hükümete bildiriyorum, salak değilim, elinizde bir bilgi varsa paylaşın, korkmam merak etmeyin.
Ben kendi adıma, böyle alenen salak yerine konmaktan çok rahatsız oluyorum. Arınç’ın yarım saat konuşup da “Tayinleri emniyet yapmış, ben bilmiyorum, kabine revizyonunu Başbakanımız yapacak, ben bilmiyorum” gibi bomboş cümlelerle bu halkın zamanını çalmasına da sinir oluyorum. Erdoğan’ın üzeri kapalı karanlık güçler metaforlarına da sinir oluyorum.
AKP’ye oy veren kesim de salak yerine konduğunu hissediyor mu diye merak ediyorum. Acaba onlar “karanlık güç” dendiğinde kimi düşünüyor? Hangi karanlık gücün bakan oğullarına, zengin iş adamlarına zorla yolsuzluk yaptırdığını hayal ediyor? Ya da bu yolsuzlukların hiç yapılmadığını, bütün bunların AKP’yi zayıflatmak için planlanan komplolar olduğunu mu düşünüyorlar? Bilmiyorum…
Hikayenin bir tarafı bu, yani hükümetin insanları salak yerine koyması, diğer tarafı da akpyisevmeyengillerin halkı salak yerine koyması…
Büyük bir neşe içinde ellerini kavuşturmuş, “Olley Cemaat ve AKP kapışıp birbirini yiyecek, muhafazakarlar ortamdan silinecek, meydan bize kalacak” diyorlar.
Bu iki odak güç çarpıştırıyor olabilir, çok zarar alacak da olabilirler ve lakin AKP’nin de Cemaat’in de politik ve sosyal alanlarda temsil ettikleri ideolojiler Türkiye’de bir temeli olan görüşlerdir. Türkiye'de yaşayan bazı insanların görüşlerini temsil ettikleri için bu kadar yükselebilmişlerdir. Yani halktan bağımsız, Erdoğan uzaklara taşınsa yokolacak görüşler değil bunlar.
Bu sevilmeyen, söylemi tutarsız, baskıcı parti ortadan kalksa başka bir parti çıkacak muhafazakar görüşü temsilen. Büşra Ersanlı'nın Kırmızı Telefon programında söylediği gibi, "bitirmek" teriminin siyasette yeri yok. Bu ideolojiyi sahiplenen bir irade bulunduğu sürece, ideoloji temsil edilmeye devam edecektir.
Demem o ki, her şey birbirine karıştı, biliyorum, ne olduğunu anlamıyoruz, biliyorum ama bu süreci oh bunların da pislikleri ortaya çıktı, bunlara inanan herkes de aynen böyle pisliktir işte mantığıyla değerlendirirsek, ve yine anlamamak, dışlamak, ötekileştirmek üzerine kurarsak konuyla olan ilişkimizi; yanlış yollara düşmüş oluruz.
Türkiye tarihinde defaten gördük, belli görüşleri, inançları, dışlamak yoksaymak, baskı yoluyla sindirmek, şiddet yoluyla susturmak hiçbir zaman işe yaramıyor. Bu görüş bize uymuyor, bu etnisite fazla gelişmesin, ezelim mantıkları her zaman ters tepiyor. Vicdana, insan haklarına ve insanlığa sığmaması zaten ayrı bir hikaye… Hepimiz kardeş olalım, insanlık bunu gerektirir demiyorum, keşke o naiflikte bir şeyler söyleyebilseydim. Stratejik olarak baskı rejimi her zaman geri teper ve sonuçta baskıyı uygulayana zarar verir diyorum.
Şu sevmediklerimiz, bizden olmayanlar, birbirlerini yesin bitirsin diye heyecanlanmak yerine, ne olduğunu anlamaya çalışalım, haklarımızı, haklılığı, doğruyu savunalım. Prensiplerin bağlamdan bağımsız olduğunu unutmayalım. Bir de ne olur ne olmaz, ayakkabı kutularımıza bir bakalım, belli olmaz indir, cindir, belki de bir para sayma makinesi çıkıverir, sırf para saymayı çok sevdiğimiz için… (ND/HK)