Anayasa Mahkemesi, dün akşamüstü verdiği kararla hükümetin üniversitelerde "türbanın serbest kalması" için yaptığı Anayasa değişikliğini iptal etti.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) de desteğini alarak şubatta değişikliği Meclise getirmişti. 411 milletvekili değişiklik lehinde oy kullanmıştı. Bunun üzerine Cumhuriyet halk Partisi (CHP) değişikliği Anayasa Mahkemesi'ne götürdü.
Mahkemenin -henüz gerekçeli kararını açıklamadığı- değişikliği ikiye karşı dokuz oyla iptal etme ve yürürlüğünü durdurma kararı bugünkü gazetelerde birçok köşe yazarının gündemindeydi.
Mahkemenin kararını destekleyenler AKP'nin toplumsal uzlaşı aramadan böyle bir adım atarak gerginlik yarattığını, mahkemenin kararını öngöremediğini savunuyor.
Karşı çıkanlarsa esas olarak mahkemenin yetkisini aştığını, Meclis iradesine el koyduğunu, bundan sonra anayasa değişikliği yapmanın mümkün olmadığını düşünüyor. Kararı, AKP hakkındaki kapatma davasının parti aleyhine sonuçlanacağı yolunda gösterge sayanlar da var.
Gazetelerden derlediğimiz görüşler şöyle:
Mahkemenin kararını destekleyenler
Oktay Ekşi, Hürriyet, "Olacağı bu idi": Konunun teknik tartışmasını sonraya bırakmak üzere söyleyelim ki, Anayasa Mahkemesi, kanımızca çok isabetli bir karar alarak, "ister doğrudan ister dolaylı yoldan olsun, Anayasal rejimin temel ilkeleriyle oynanmasına izin vermeyeceğini" bir kera daha ilan etti.
Ertuğrul Özkök, Hürriyet, "Önce öfke sonra itidal": Hürriyet'in "411 el kaosa kalktı" manşetine itiraz eden arkadaşlara sesleniyorum. Şimdi anladınız mı o eller neye kalkmış? (...)AKP; Cumhuriyet’in temel değerleriyle bir meselesi olmadığını, rövanşist bir fanatik azınlığın esiri olmadığını bütün Türk halkına göstermelidir. Geldiğimiz noktada en tehlikeli şey, inatçılık olacaktır.
Tufan Türenç, Hürriyet, "Artık bu kısır tartışmalar bitsin": Sanırım mahkemenin bu kararı en fazla üniversiteleri ve rektörleri rahatlattı. Doğal olarak bu kararı değişik şekilde yorumlayanlar, hatta eleştirenler olacak. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin kararları kesindir ve değişmesi söz konusu değildir. (...) Keşke AKP, Bahçeli’nin dolduruşuna gelmeseydi.
Kararı eleştirenler
Ergun Babahan, Sabah, "Anayasa mahkemesi anayasa yapıyor": [Mahkeme] 367 kararında da aynısını yapmıştı. Sonuç itibariyle Türkiye "27 Nisan Süreci" denilen bir dönemden geçmektedir. Kimi özgürlüklerin genişletilmesinden rahatsız olan güçler devreye girmiş ve hukuk aracılığıyla Türkiye'yi yeniden biçimlendirmeye başlamıştı. Gelişmeleri yakından izleyenler, AK Parti'nin kapatılmakla kalmayacağını, yasaklanan isimlere 5 yıl siyaset yasağı getirileceğini açıkça ifade ediyor zaten. Ancak yine yakın tarihimiz gösteriyor ki, Türkiye'de halk "tepeden inmeci" yöntemlerle oluşturulmak istenen modellere ilgi duymuyor.
Taha Akyol, Milliyet, "Bu karar hukuka aykırı": Bu [karar] bana sürpriz olmadı. Çünkü Türkiye’de sadece resmi ideolojinin değil, yargının da laiklik anlayışının ‘illiberal’ olduğunu biliyorum. Şimdi Mahkeme’nin bu kararı ile, artık anayasa değişikliği yoluyla bile türbanlı kızların çağdaş bilimleri öğrenmek üzere üniversiteye gitmelerinin yolu kapanmıştır!
Yargı bu konuda bütün yolları kapatmıştır!
Mehmet Altan, Star, "Türban günü": Beklenen haber, beklenmeyen bir şekilde geldi ve anayasa mahkemesi başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin anayasa değişikliğini iptal etti ve yürürlüğünü durdurdu... Olan bir yetki darbesiydi...
Mustafa Karaalioğlu, Star, "Söz bitti, sözleşme bozuldu": Konu başörtüsünü aşmıştır, parti kapatma davasının nasıl sonuçlanacağı sorusunu sollamıştır. Anayasa Mahkemesi’nin anayasayı çiğnediği bir ülkede artık kimsenin hukuka riayet etmesini bekleyemezsiniz. Anayasal sistem artık ortak bir yükümlülüğün ve düzenlemenin adı değildir. Hukuk, AK Parti’ye karşı siyaset savaşının, topluma karşı düşmanlık ve kinin koçbaşıdır.
Fehmi Koru, Yeni Şafak, "Burası Türkiye": Arkasında geniş bir halk desteği bulunan bir konuda yapılmış ve zaten var olan temel hakları biraz daha vurgulayan bir değişikliği yapılmamış sayarak üniversitelerde başörtüsü serbestliğinin önünü kesti Anayasa Mahkemesi; bunu yapmak için de anayasada kendisi için çizilmiş sınırları genişletti.
Yasemin Çongar, Taraf, "Yargı darbesi dörtnala. Bu mahkeme Meclis'i de kapatır": Demokrasimizin kara günleri listesinde artık 5 Haziran da var. Hiç kuşkunuz olmasın bir darbe sürecinden geçiyoruz. Yargı darbesinin asıl hedefi olan Ak Parti'nin kapatılması bundan böyle daha da yüksek bir olasılık bence. Mahkeme, dünkü kararıyla Meclis'i fiilen kapattıktan sonra.
Ahmet Altan, Taraf, "Hukuku öldürmek": Bundan sonra bu ülkede yapılacak seçimlerin, siyasi partilerin, parti programlarının, parlamentonun, parlamentodaki tartışmaların, halkın isteklerini dile getiren siyasetin hiçbir önemi kalmayacak. Yargıçların bilmediği şu: 70 milyon, 11 kişiye ilanihaye esir olmaz.
Mümtazer Türköne, Zaman, "Anayasa Mahkemesi yetkisini aştı": Bugünden sonra Türkiye'de hiçbir gelişme sürpriz sayılmayacak. Artık AK Parti kapatılabilir, Cumhurbaşkanı Çankaya'dan indirilebilir. Bir darbe döneminde başımıza gelebilecek her şey vuku bulabilir.
Ortada duranlar
Fikret Bila, Milliyet, "Org. Büyükanıt'ın doğrudan yaklaşma yöntemi": Anayasa Mahkemesi heyetinin türbanla ilgili anayasa değişikliğini görüşmek üzere toplandığı saatte Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt da İstanbul’da Harp Akademileri’ndeki sempozyum kürsüsündeydi. Akşam saatlerinde gelen haber Org. Büyükanıt’ın yasal organlara duyduğu güveni doğrular nitelikteydi.
Murat Yetkin, Radikal, "Erdoğan ilk siyasi yenilgisini yargıdan aldı": Bu, Başbakan Erdoğan’ın 2002 Kasım seçimlerinden bu yana aldığı en büyük siyasi yenilgidir. Yenilgi siyasidir, çünkü Erdoğan’ın defalarca ‘sabır’ ve ‘zaman’ teması etrafında ördüğü stratejik hedeflerinden biri, belki birinci sıradaki için söz konusu olmuştur. (...)Anayasa değişikliğine gitmeden mutabakatla özgürlüklerin türban takan üniversite öğrencilerine de genişletilmesinin mümkün olduğunu Cumhurbaşkanı Gül de söylüyordu. Erdoğan bir anlamda bu sonucun riskini almış oldu.(EÜ/EZÖ)