1995’in son günlerinde Figen Akat isimli yük gemisi Kardak Kayalarında karaya oturmasaydı, Türkiye ve Yunanistan kamuoyunda bu kadar tanınır mıydı bilinmez. Can kaybının yaşanmadığı bu sıradan deniz kazası, Türkiye ile Yunanistan arasında ciddi bir krize neden oldu; aradan 21 yıl geçti yine sorun oldu.
Önce 21 yıl önce neler olduğunu özetleyelim.
Yıl 1995. 25 Aralık günü Türkiye bandralı bir yük gemisi Kardak kayalıklarında karaya oturdu. Türkiye’de İkizce, Yunanistan’da Limnia olarak bilinen iki küçük kayadan oluşan bu toprak parçası toplam 40 dönüm yani 0,4 kilometre kare. Üzerinde yerleşim yok. Kime ait olduğu konusunda Kardak özelinde belli bir anlaşma yok.
Bodrum'un 3,8 mil açığındaki kayalıktan gemiyi kimin kurtaracağı tartışma konusu oldu. Sonra gemi zaten kendi olanaklarıyla kurtuldu.
Dönemin Yunanistan eski Dışişleri Bakanı Theodoros Pangalos, o gün olanları BBC’ye yıllar sonra şöyle anlatıyor:
"Deniz Ticaret Bakanı tarafından uyarılmıştım. Beni aradı ve bir Türk kargo gemisinin İmia adaları civarında karaya oturduğunu söyledi. Yardım teklifinde bulunmamızı önerin dedim. Sonra Noel'e denk gelen o gün beni aradılar ve kaptanın Türk yetkililerle konuştuğunu ve 'Türkiye sınırları içinde olduğu için bizim desteğimizi istemediğini' söylediler. Ben de 'Tamam' dedim, 'Boğulmasına izin vermeyin ve beni gelişmelerden haberdar edin'… Bir sorun çıksın istemiyordum.
“Sonra gemi kendi motoruyla kurtuldu ve bizim yardımımıza ihtiyacı olmadı. Bu bölgenin deniz sınırları yok, iki ülke arasındaki hiçbir anlaşmayla da belirlenmemiş…"
Aynı haberde dönemin Türkiye Dışişleri Bakanlığı müsteşarı Onur Öymen ise olayı Yunanistan tırmandırdı diyor.
Kardak Krizi nasıl başladı?
Ocak boyu karşılıklı açıklamalarla süren gerginlik 1996 Ocak ayı sonunda kriz haline geldi ve iki tarafın askerleri karşı karşıya geldi.
Krizi tırmandıran her iki ülkeden adaya çıkıp bayrak diken sivillerdi.
26 Ocak 1996 günü, Kardak’a en yakın ada olan Kalimnos (Kilimli) Adası papazı, belediye başkan yardımcısı ve çocukların Kardak Kayalıkları'na çıktı ve bayrak dikti. Onur Öymen’in ifadesindeki vurgu bu nedenle.
27 Ocak günü Hürriyet Haber Ajansı İzmir Bürosu'ndan Aykut Fırat ve Cesur Sert, Kanal D kameramanı Osman Korkmaz ve pilotları Kemal Süler, Kardak’ı görüntülemek için havalandı. Kendi ifadelerine göre kayalıkta Yunanistan bayrağını görünce hava koşullarının olumsuzluğuna aldırmadan iniş yaptılar. Yanlarında Türkiye bayrağı vardı, Yunanistan bayrağını indirip diktiler. Bunları yaparken fotoğraflarını çekip haber yaptılar. Haber yayınlanınca gerilim daha da artırdı.
Yunanistan askerleri iki kayalıktan doğuda olanına çıktı. 30 Ocak gecesi Türkiye SAS komandoları batıdaki Kardak kayalığına çıktı. Kayalıkların iki tarafında iki bayrak dalgalanıyordu.
30 Ocak'ı 31 Ocak'a bağlayan gece Yunanistan’ın bölgedeki helikopteri düştü. Üç kişilik mürettebattan kurtulan olmadı. Yunanistan tarafı helikopterin Türkiye tarafından düşürüldüğünü iddia etti. Türkiye tarafı hava şartlarının kötü olduğu, bu nedenle düştüğünü öne sürdü. Kardak'ta iki tarafın askerlerinin birbirlerine ateş açtığı iddiaları seneler içinde çeşitli kereler iddia edildi.
Kriz ABD Başkanı Bill Clinton'un iki tarafa açtığı telefonlar; Amerikan delegesi Richard Holbrooke ile NATO Genel Sekreteri Javier Solana’nın araya girmesiyle çözüldü. Kardak gündeme geldiği gibi hızla çıkıverdi.
Sorunun tarihi arka planı
Osmanlı İmparatorluğu’nun yaklaşık 400 yıl yönettiği Rodos ve 12 Ada*, Nisan-Mayıs 1912’de İtalya ile Osmanlı Devleti arasındaki Trablusgarp Savaşı sırasında İtalyanlar tarafından işgal edildi.
Balkan Savaşları sırasında Ekim-Kasım 1912’de diğer Ege Adaları da Yunanistan tarafından işgal edildi. Birinci Dünya savaşı sonunda Ege Adaları’nın kime ait olduğu, 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Antlaşması ile belirlendi. Bu antlaşmanın 15. maddesi Rodos ve 12 Ada ile Meis’i İtalya’ya bıraktı. 12. maddesi de Gökçeada ve Bozcaada dışında kalan Ege Adaları’nı askerden arındırılmak şartıyla Yunanistan’a bıraktı.
İkinci Dünya Savaşı’nda sonrası 10 Şubat 1947’de İtalya Paris Antlaşmasını imzaladı. Bu antlaşmayla 12 Ada silahsızlandırılmak şartıyla Yunanistan’a bırakıldı.
Bu antlaşmalar iki ülke arasındaki sorunları tam olarak çözmedi, diplomatik, ticari ve siyase sorunlar sürüyor. Bu konunu ayrıntısı uzun. Dışişleri Bakanlığı’nın bu konuda hazırladığı beş maddelik özet konuyu merak edenlere bilgi verecektir.
21 yıl önce Kardak’ta asıl mesele
1996’da asıl mesele 40 dönümlük kayalıkların kime ait olduğu değildi. Dönemin Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın BBC’ye verdiği yanıttan anlaşılacağı üzere Figen Akat’ın batmasını engellemek yeterli olacaktı. Ancak yaklaşık 1 ay sonra iki tarafın askerleri küçücük iki kayalıkta ellerinde silah birbirlerini ölçüyordu.
Mesele iki ülkenin de o sırada iç siyasetindeki kırılgan bir dönem yaşıyor oluşuydu.
Yunanistan'da neler oluyordu?
Avrupa Birliği ile Türkiye 31 Aralık 1995 günü Gümrük Birliği anlaşması yaptı. Yani ki taraf ticari ürünlerini herhangi bir gümrük kısıtlaması olmaksızın satılabilecekti. Bu gelişme Yunanistan’da ciddi tartışmalara neden oldu.
Dönemin Başbakanı Andreas Papandreu (Yorgo Papandreu'nun babası), Panhelenik Sosyalist Hareket'in (PASOK) lideriydi. 1988’de Turgut Özal ile Davos’ta bir araya gelmiş ve iki ülke arasındaki yumuşama siyasetini benimsemişti.
Ama PASOK açısından işler iyi gitmiyordu. Çünkü Figan Akat yük gemisi Kardak’ta karaya oturmadan yaklaşık bir ay önce Papandreu böbrek yetmezliği ve kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırıldı.15 Ocak 1996’da sağlık nedenleriyle Başbakanlıktan çekildi. Ülkede ciddi bir siyasi kriz vardı. Ülke yeni seçimlere hazırlanıyordu. Aşırı sağcılar PASOK’un Türkiye ile barış siyaseti üzerinden propaganda yapıyordu.
Ülkeyi seçime kadar götürme görevi PASOK’un başına geçen Kostas Simitis’e kalmıştı. Aslında barış yanlısı olan –ki bunu 1999 Marmara Depreminde daha sonra gösterme fırsatı bulacaktı- Simitis iç politikada sıkışık durumdaydı ve Kardak Krizi’nin ortasına düşmüştü.
Aynı anda Türkiye’de neler oluyordu?
O sırada Türkiye’de de siyasi bir kriz yaşanıyordu. Türkiye’de 24 Aralık 19965’de seçimler yapılmıştı. Refah Partisi oyların 21,4’ünü alarak seçimden galip çıkmıştı ancak tek başına hükümeti kuramıyordu. Partiler arası koalisyon görüşmeleri sürüyordu. Başbakanlık koltuğunda hala Doğru Yol Partisi lideri Tansu Çiller oturuyordu ve siyasi krizi iyice büyüten cümleyi iktidarda olduğu süre boyunca yaptığı gibi pervasızca söyleyivermişti: “O bayrak inecek, o asker gidecek”. Çiller’in ve Doğru Yol Partisi’nin siyasi etkinliği hızla azalıyordu.
2017 Kardak gerilimi
29 Ocak 2017
Orgeneral Akar Kardak’ta
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, Aksaz Deniz Üs Komutanlığı ve Donanma Komutanlığına bağlı gemilerde inceleme ve denetlemelerde bulundu. Denetleme sırasında Kardak Kayalıkları bölgesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ait 2 hücumbotla gitti.
Yunan botunun, Orgeneral Akar'ın Kardak'a girmesini önlemeye çalıştığı iddia edildi.
Yunanistan Savunma Bakanlığı açıklaması
Yunanistan Savunma Bakanlığı, Orgeneral Hulusi Akar'ın Kardak Kayalıkları'nı ziyaretine ilişkin bir açıklama yaptı.
"29 Ocak günü saat 11.00'de bir Türk savaş gemisi ve içinde özel kuvvetlerin olduğu iki şişme bot İmia adasına yaklaştı ve 7 dakika orada kalarak Yunan karasularını ihlal etti. Yunan tarafı olarak bölgede sahil güvenlik kuvvetlerinin gemileri bulunuyordu. Aynı zamanda Deniz Kuvvetlerinin de bir gemisi Türk gemilerini takip etti. Türk gemileri Yunan karasularına girdikten sonra hemen gerekli tedbirler alındı ve uyarılarda bulunuldu. Türk gemileri bölgeden ayrılarak Bodrum istikametine yöneldi”.
1 Şubat 2017
Yunanistan Savunma Bakanı Kardak’ta
Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kamenos, sabah erken saatlerde Kardak kayalıklarının deniz bölgesine çelenk bıraktı.
Yunanistan her yıl 30 Ocak’ta Kardak kayalıklarına gelerek, 1996 yılında kriz sırasında düşen helikopterde ölen üç Yunanistan askeri için anma töreni düzenliyordu. Bu yıl 29 Şubat’ta Hulusi Akar’ın Kardak’a 29 Şubat’ta gitmesi üzerine Yunanistan askeri birliği bu yıl kayalıklara uğramamıştı. Ancak Türkiye basınında Akar'ın yolunun kesilmeye çalışıldığı yazıldı.
İki ülke botları nöbette
Türkiye Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı bir savaş gemisi ile iki hücum bot Kardak Kayalıkları’nın Türkiye tarafında; Yunanistan tarafında ise Yunanistan Sahil Güvenliğine ait bir bot nöbet tuttu.
Türkiye sahil güvenlik uçağı alçak uçuş yaptı
Türkiye Sahil Güvenlik uçağı Yunanistan Savunma Bakanı’nın ziyareti sonrası Kardak kayalıkların üzerinde 6 kez sorti yaptı. Bunun üzerine gerilim yeniden arttı. Yunanistan Sahil Güvenlik botu Türkiye karasularına girdi. Türkiye Sahil Güvenlik Komutanlığına ait bir savaş gemisi ve iki hücum bot tarafından önü kesildi. Yunanistan botu kendi su sınırlarına çekildi.
Bugün neler oluyor?
Karşılıklı açıklamalar ise 21 yıl öncesini anımsatıyor. Bir tek birilerinin gidip adaya bayrak dikmesi kaldı.
Asıl mesele her iki ülkedeki iç siyasetin sıkışmış olması.
Türkiye ile başlayalım.
Anayasa değişikliği teklifini referanduma alelacele taşıyan AKP iktidarı, görünen o ki olası bir yenilgiden endişe ediyor. Teklif Cumhurbaşkanı’nda; ancak bir türlü imzalayıp, kampanyaya başlayamıyor.
1 Şubat günü Cumhurbaşkanı sürpriz bir biçimde Başbakanı makamına çağırdı. Görüşmenin detayı bilinmiyor. Ardından bugün 5 Şubat’ta bir kez daha çağırdı.
Başbakan bu görüşmeden önce İstanbul’da Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi Temel Atma Projesi’nde Cumhurbaşkanlığı sistemine neden evet dediklerini anlatmaya çalıştı. Ama nedenleri, kimlerin hayır dediği üzerineydi. Özetle tüm muhalefet hayır dediği için evet dediklerini söylemiş oldu. Kısacası “iç ve dış düşmanlar” polemiği üzerinden referandum çalışması yapacaklarını göstermiş oldu. “Dış düşman” eksikliği yaşanıyor olsa gerek, Türkiye’nin sürekli yedekte beklettiği Yunanistan krizi yine gündeme geldi.
Yunanistan’da da durum benzer. Yunanistan kredi anlaşmalarından doğan ekonomik krizin etkilerini hala yaşıyor. SYRIZA’nın koalisyon ortağı milliyetçi Bağımsız Yunanlar (ANEL) lideri şu an Savunma Bakanı olan Panos Kammenos. Ve Yunanistan tarafında gerilimi artıran açıklamalar ondan geliyor. Kammenos bir Yunanistan milliyetçisi ve 1996 Kardak Krizi ile yakından ilgili. Göreve geldiğinden beri her yıl dönümünde düşen helikopterdeki üç Yunanistan askeri için kayalıklara çelenk bırakıyor.
Sözün özü Kardak Krizi her iki ülke tarafından iç siyasetinde kriz olduğu dönemlere denk geldiği sürece yeniden yeniden oynanacak bir koz olarak masada tutuluyor. (HK)
* 12 Ada adı adaların sayısından değil, Osmanlı döneminde yönetim biçimi olan 12 kişilik temsilci meclisi tarafından yönetilmesinden geliyor. Aslen 14 büyük ve onlarca çevre küçük adadan oluşan bir coğrafyayı tanımlıyor.