Fransa'nın başkenti Paris'te Notre Dame Katedrali'nde dün akşam çıkan yangın 8,5 saat sürdü.
Katedral yangınının fotoğrafları 28 Kasım 2010’da İstanbul’daki Haydarpaşa Tren Garı binası yangınını hatırlatıyordu. İki olay arasındaki benzerlik sadece verdikleri görüntü değil. Her ikisinde de restorasyon çalışması yapılıyordu. Her ikisinde de çatıdaki çalışma sırasında çıkmıştı yangın ve çatı malzemesi metaldi.
Kültürel Mirası Koruma Derneği’den Dr. Banu Pekol, binaların restorasyon çalışmaları sırasında daha korunmasız ve tehlikeye açık olduklarını söylüyor:
“Haydarpaşa 2010’da yandı, orada da restorasyon çalışması vardı. Restorasyon sırasında bu tip olumsuz gelişmeler rastlanan bir durum. Hemen aklıma New York'taki Merkez Sinagog'u geliyor. 1998'de tam restorasyonu tamamlanmaya yakınken yandı. Çatı ve destekler tamamen yandı, kayboldu. Org ve dini kitaplar da yandı. Yapıların içindeki eserlerin de kaybedilmesi bu durumlarda artçıl zararlardan biri. 2001'de tekrar açıldı sinagog, uzun bir restorasyon sonrası."
Ziyarete kapamak çözüm mü?
Kültürel Miras ve Kapasite Geliştirme Yöneticisi Dr. Banu Pekol. |
Katedral Fransa kadar dünya kültürel mirası için de önemli bir yapı. Bu önem hem onun korunmasını hem de ziyarete açık tutulmasını gerektiriyor
Banu Pekol, Notre Dame gibi tarihi binaların bu çelişik durumuna dikkat çekiyor.
“Katedral 1300’lü yıllarda tabii ki günde 40-50 bin kişinin ziyaret edebileceği bir yapı olarak planlanmamıştı"
Pekol insan sirkülasyonunun binaların eskime hızını artıran bir etmen olduğunu söylüyor. Modern zamanlara bağlı başka etmenler de var:
“Hava kirliliği, iklim değişikliğinin getirdiği etkiler var. O nedenle eskisinden daha hızlı bir biçimde bozuluyor bu binalar. Ortaçağ’daki koşullar devam etseydi, bu kadar restorasyon gerekmezdi."
Notre Dame’daki sorun yeni değil
“2017’de Notre Dame nasıl kurtulacak, kim kurtaracak konulu bir yazı okumuştum. Sinyal veriyor deniyordu. Ama turizme de kapatmıyorlar bir yandan."
TIKLAYIN - Notre Dame Katedrali ve Mimari Mirasın Rolü
Yanıcı malzemeler
Restorasyon binanın ömrünü uzatmak için yapılıyor, ancak Haydarpaşa, New York'taki Merkez Sinagog ve Notre Dame'da olduğu gibi büyük zararlar görmesine de neden olabiliyor:
“Restorasyon aslında bir yapının dış faktörlere en açık olduğu en kırılgan olduğu dönemi. Normalde açık olmayan parçaları açığa çıkarılıyor. İskele kurulduğunda binanın bazı bölgelerine ulaşımı da zorlaştırmış oluyorsunuz aslında.
"Tabii en önemlisi belki de normalde tarihi binalarda olmayan yanıcı malzemeler depolanıyor ve yakıcı araçlar giriyor içeriye. Restorasyon turistlerin ya da ziyaretçilerin vereceği zarardan da fazla olabiliyor.
"Restorasyon için açık alev kullanılıyor mesela. Notre Dame’da çatı elemanları kurşundandı. Bu malzemenin lehimlenmesi için açık alev kullanılıyor. Eriyen metal de aşağıya akar. Damladığı yer kapalı, ulaşılmayan ya da gözden uzak bir yerse, içten içe yanar ve fark etmeyebilirsiniz.
"Diğer bir etmen ise ahşabın kuru olması. Ağaç ne kadar kuruysa o kadar kolay yanar. Bu binalarda ahşap aksam yıllar içinde kurumuş oluyor. Dolayısıyla yanmaya başladığında hızla yayılıyor."
TIKLAYIN - Victor Hugo'nun Dokunduğu Notre Dame Katedrali
Çözüm nedir?
Kültürel miras olan tarihi bir yapının ziyarete tümüyle kapatılması, ziyarete kısıtlanması tabii ki çözüm değil; dünya kültürel mirası kavramı da zaten ortak miras olduğunu belirtmek için söyleniyor. O halde çözüm nedir?
Banu Pekol “Artık internet üzerinden önceden bilet alınarak daha kontrollü ziyaretler yaptırılıyor. Notre Dame’daki son durum neydi bilmiyorum. Ama bir gerçek var turizm artarak devam edecek. Bizim hem bakım onarım ve restorasyon, hem önleyici koruma yapmamız gerekiyor. Gelen insanlara göre bir planlama yapılmalı.”
Önleyici korumayı ise “binanın tahribatına sebep olan etkenlerin oluşmasını engellemek veya onları kontrol altına almak” olarak tanımlıyor Banu Pekol.
Dünyada önleyici koruma yaklaşımı tartışıla ve uygulanadursun Pekol’ün verdiği bilgiye göre Türkiye’de bu konuda bir yaklaşım yok.
Topkapı Sarayı gibi tarihe eserler devletin yönetim ve koruması altında olduğu için dışarıdan karışmak, ya da bilgi sahibi olmak güç.
Kültürel Mirası Koruma Derneği kimsenin bakmadığı, ilgilenmediği risk altındaki binalarla ilgileniyor. “Mesela” diyor Pekol, “Elazığ’da terkedilmiş bir manastır var, belgelenmesini ve risk durumlarının ortaya konmasıyla uğraşıyoruz. Enteresan oldu, önümüzdeki ay anıt bakıcılarına yönelik bir eğitim düzenliyoruz. Temizlik, bakım, koruma açısından nelere dikkat etmeleri gerektiğine dair bir eğitim vereceğiz. Notre Dame’ın yandığını duyunca dün akşam, bu kurslarda yangınla başlamaya karar verdim.” (HK)
* Notre Dame fotoğrafları: Abaca Press / Domine Jerome - AA