Demirören... Yapılışı, yapıldığı yer, mimarisi, içeriğiyle... Her bakımdan aykırı İstiklal Caddesi'ne.
Pasajlardan yükselen müziklerle, dükkandan dükkana koştururken, o arada gördüğün bir kitapçıya takılırken gözün, sokak müzisyenlerinin tınısını dinlerken dalıp gittiğin zaman güzeldir İstiklal.
Her an bir eylem çıkabilir, etraf polislerle dolabilir ya da hiç beklemediğin bir anda bir sevgili kavgasının içinde bulabilirsin kendini. Bir tanıdıkla rastlarsın, ayaküstü sohbet edersin. Kalabalık akar gider yanından.
Demirören'in ise soğuk, taş duvarları var. Havanın renginden bihaber alışveriş düşkünü insanlarla dolu içerisi. İstiklal'e taban tabana zıt bir yer.
Bir de kendisine karşı olan onca insana karşın takındığı masumane tavır var: "Biz Ağa Camiini restore ediyoruz. Çok zenginiz, çok da düşünceliyiz. Sizden aldığımız paraları size geri veriyoruz."
Ama Ağa Cami'nin etrafındaki hiçbir reklam afişinde "Biz Demirören'i yaparken bu güzelim caminin temelini oynattık, şimdi hatamızı telafi ediyoruz" yazısını göremezsiniz.
Maskeler ve ardına saklanan yüzler var. Kimsenin de görme gibi bir çabası yok her zaman ki gibi.
Mazlumun yanında, farklının açılımında, işçinin ekmeğinde, öğrencinin emeğinde, işsizin arkasında durduğu söyleyen iktidar.
Demirören ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) çok benziyor birbirine. Bir de şu "Biz sizin için varız" yazılı polis afişleri.
Ve AKP... Özgürleşiyoruz derken İstiklal'deki bütün masalar bütün sandalyeler toplatıldı. 18'imde oy kullanacak kadar aklı başımda, ama 21'imden önce içki içemeyecek kadar çocuk oldum.
Herkes düşüncesini söylesin derken, sokak müzisyenlerinin uğramadığı hakaret kalmadı.
Sözde sağlık reformu adı altında hastaneye her gidişinizde maaşınızdan kesilen paralar sözde ilaç indirimleriyle düzeltilmeye çalışıldı. Ve daha niceleri...
Sonuç mu? İkisine de inanıldı. Bir de şu "Biz sizin için varız" sloganıyla gülümseyen polis afişi. Bir kere gülümseyen polis gördünüz mü yahu?
Şimdi ise İstiklal sakinleri zamanında her ne kadar garipsese ve karşı da çıksa Demirören'le yaşamaya alıştı. Biz de artık AKP'nin açılımlarına, muhalif olan herkesi susturmasına, farklı olanı bastırmasına, kendinden olmayanı durdurmasına alıştık.
"Alışmış kudurmuştan beter" derler ya; alışkanlıklarımızın en kısa zamanda değişmesi dileğimle...
Sağlıcakla kalın...