Reformu Bekleyen Topraklar
Bu hafta tanıtacağımız ilk eser, kısa bir süre önce yayınlanan önemli bir çalışma: "Reformu Bekleyen Topraklar". Dursun Yıldız ve Özdemir Özbay'ın kaleme aldığı kitap, Türkiye için hâlâ önemini koruyan bir sorunu, toprak ve su sorununu inceliyor.
Türkiye'de su ve toprağın durumuna ve mülkiyet yapısına ilişkin pek çok meseleye değinen eser, Türkiye'deki mevcut su ve toprak politikasını da sorgulayıcı bir yaklaşımla ele alıyor.
"Toprak, İktidar ve Su" altbaşlığını taşıyan eserin ana bölüm başlıkları şöyle:
I. Toprak Mülkiyeti
II. Cumhuriyet'ten Sonra Tarım Politikaları
III. Toprak Reformu İçin Gerekli Altyapı Çalışmaları
IV. Toprak ve Tarım Reformu Gereksinimi
V. Dünyada Toprak Reformu
VI. Türkiye'nin Toprak Sorununa Bir Bakış
VII. Su, Toprak Reformu ve Makro Politikalar
VIII. GAP ve Toprak Reformu
IX. Sonuç ve Değerlendirme
Bu başlıklardan da anlaşılacağı gibi, konuyla ilgili belli başlı bütün meseleler, yer yer karşılaştırmalı olarak, yer yer de Türkiye'nin kendine özgü nitelikleri çerçevesinde kitapta ele alınmaya çalışılmış. Konunun Türkiye bağlamında taşıdığı özel önemi ise yazarların kaleminden okuyalım:
"Yeryüzünde üretilmeyen ve kolayca yok edilebilen tek kaynak olan toprakla ilgili tüm çalışmalar, su kaynaklarımız ile birlikte ele alınarak belirlenen stratejik hedefler doğrultusunda gerçekleştirilmelidir. Su ve toprak, tarihsel bir birliktelik içerisinde uygarlığın gelişmesinde çok önemli bir rol oynayan iki doğal kaynaktır. (...) Suyun dağıtım düzeni, tarımsal yapı ve toprak düzeni geçmişte olduğu gibi bugün de gelişme ve kalkınmanın anahtar unsurları olmaktadır. Bu nedenle suyun ve toprağın adil bir şekilde dağıtımı ve kullanımı için uygulanması gereken politikaların önemi de artmaktadır. (...) Bugün ülkemizde tarım arazileri çok küçük, çok parçalı ve dağınıktır. Tarım sektörü yapısal sorunlar yaşamaktadır. (...) üretim yapan köylünün önemli bir bölümünün topraksız olması ya da işçilik-ortakçılık gibi ilişkilere girmeden üretemeyecek ölçekte küçük toprağa sahip olması, toprak reformu kavramının hâlâ geçerliliğini koruduğunu göstermektedir. Mevcut durum toprak-insan ilişkilerini hukuksal, ekonomik ve toplumsal önlemlerle düzenleyerek, bu bozuk mülkiyet yapısının değiştirilmesini gerekli kılmaktadır. Bu değişime öncelikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da gerçekçi ve uygulanabilir adil bir 'Toprak Reformu' yaparak başlanılmalıdır."
Şekil ve tablolarla zenginleştirilen kitabın "Sonuç ve Değerlendirme" kısmının özellikle okunması gerektiğinin altını çizelim. Zira bu kısımda, toprak reformunun neden sadece bir toprak dağıtımı olarak anlaşılmaması gerektiğini; 'bütünleşik kırsal gelişim projeleri'nin ne anlama geldiğini; muhtemel bir 'Toprak ve Tarım Reformu Kanunu'nda hangi ilkelerin yer alması gerektiğini öğreniyoruz.
Nihayet, kitabın, Türkiye'de toprağın mülkiyet yapısını ve kullanımını gösteren önemli bir ek içerdiğini de belirtelim.
Özetle, 'Reformu Bekleyen Topraklar', konuyla ilgili Türkçe literatürde önemli bir eksikliği gidermeyi başaran, dikkat çekici bir eser:
Reformu Bekleyen Topraklar - Toprak, İktidar ve Su, Dursun Yıldız / Özdemir Özbay, ÜSİAD, 2009, 304 sf.
Su ve Toprak
Bu hafta tanıtacağımız ikinci eser de, ilk eser gibi, su ve toprak konusunu ele alıyor. Yine Dursun Yıldız ve Özdemir Özbay'ın kaleminden çıkan eser az önce tanıttığımız eseri tamamlayıcı bir nitelik taşıyor. Bu nedenle, konuyla ilgilenenlerin her iki esere birden göz atmasında fayda var.
'Su ve Toprak'ın anabölüm başlıkları şöyle:
I. Su ve Toprak Kaynaklarımız
II. Su Yasası Çalışmaları
III. Dünya Bankası'nın Türkiye İçin SKY [Su Kaynakları Yönetimi] Modeli Önerisi
IV. Taşkın Suları Hukuku
V. Barajların Teknik Güvenliğinin Sağlanması Konusunun Hukuki Boyutu
VI. Su ve Toprak Kaynaklarının Kirlenmesi
VII. Sınıraşan Sular
VII. Genel Değerlendirme
Görüldüğü gibi, bu eser daha çok su üzerine yoğunlaşıyor; böylece, yukarıda tanıttığımız ve daha çok 'toprak' konusunun işlendiği eser tamamlanmış oluyor.
Kitabın "Taşkın Suları Hukuku" kısmında, son günlerin en önemli gündem konusu haline gelen "sel" hakkında çok önemli bilgi ve değerlendirmelerin yer aldığını ayrıca belirtelim. Örneğin, sel ve selin yol açtığı zararların azaltılması konusunda yapılması gerekenleri ve uyarıları yine yazarların kaleminden okuyalım:
1. Akarsu ve dere yatağı stabilitesini ve akımın üniformluğunu bozacak şekilde kum, çakıl ve stabilize ocakları açılmamalıdır.
2. Yerleşim yerlerinde ve yakınlarında, kentsel fonksiyonları açmak amacıyla nehir yatakları ve bölgeleri daraltılmamalı, akım rejimini bozan tesisler inşa edilmemelidir [son günlerde yaşanan olayların da açıkça gösterdiği gibi, bu uyarı İstanbul için özellikle önem taşıyor-ECG].
3. Akarsu ve dere yatakları üzerine (...) akım üniformluğunu bozabilecek köprü, menfez, büzlü geçiş vs. gibi yapılar, DSİ'nin bünyesinde yürütülen taşkın koruma projeleri kriterlerine (...) uygunluğu açısından, DSİ'nin görüşü alınmadan inşa edilmemelidir.
4. DSİ'ce inşa edilen taşkın koruma tesislerine (kıyı duvarı, sedde, mahmuz gibi) bilinçsiz müdahaleler yapılmamalıdır.
5. Mevcut taşkın koruma tesislerinin üzeri kapatılarak açık mecralar kapalı mecralara dönüştürülmemelidir.
Dolayısıyla, kitabın yalnızca konuyla ilgili araştırmacılar tarafından değil, ama aynı zamanda, merkezi ve yerel yöneticiler ve hatta konu hakkında bilgi ve bilinç kazanmak isteyen bütün yurttaşlar tarafından okunması gerektiği söylenebilir.
Nihayet, kitapta, "Dicle-Fırat Havzası Su Potansiyelinin Ülkelere Dağılımı" gibi ilgi çekici bir "Ekler" kısmının bulunduğunu da hatırlatalım.
Özetle, "Su ve Toprak", dün karşılaştığımız, bugün yaşamakta olduğumuz ve böyle giderse yarın da yaşamaya devam edeceğimiz sorunlarımız ve bu sorunların çözüm yolları hakkında doyurucu ve düşündürücü bir eser:
Su ve Toprak, Dursun Yıldız / Özdemir Özbay, ÜSİAD, 2009, 507 sf. (ECG/TK)