Bazı fotoğraflar, tarihte yaşanan değişimlerin simgesi gibidir. Eddie Adams'ın fotoğrafı mesela. Hani 1968'de Güney Vietnam polis şefinin Viet Konglu olduğundan şüphelendiği bir genci öldürdüğü anı gösterir.
Ya da Charlie Cole'un 4 Haziran 1989'da Tiananmen meydanında tankların önünde silahsız duran protestocuyu görüntülediği karesi gibi...
Bunlar gibi toplumsal dönüşüme tanıklık eden ve ettiren yüzlerce fotoğraf var. Adams ve Cole'un fotoğrafları klasiklerden. Önemleri neredeyse ortak kanı haline gelmiş.
Bunlar gibi çok klasik olmamış ama önemli anları belgeleyen başka birçok fotoğraf var tabii.
Kadın futbolu için benim aklımda kalan Lacy Atkins'in çektiği yandaki fotoğraftır.
Takımına Dünya Kupası'nı kazandıran golden hemen sonra Brandi Chastain'in sevinç anını ölümsüzleştirmişti bu kare.
Yıl 1999'du ve ABD Kadın Milli Futbol takımı finalde Çin'le karşılaşmıştı. Eşitlik bozulmamış ve kupa sahibi penaltı atışlarıyla belirlenmişti.
ABD'nin son penaltısını Chastain kullandı. Golü atarsa ABD ilk kez Dünya Kupası'nı kaldıracaktı.
Solak Chastian, rahat bir penaltı kullandı. Tribünlerden sevinç nidası koptu. Formasının üstünü çıkartıp sallayarak yeşil sahada uzun bir koşu yaptı ve dizlerinin üstünde kaydı.
İşte o an tüm stadyumda daha da büyük bir gürültü koptu. Naklen yayın kameraları ve tüm fotoğrafçılar bu anı yakalamak için yarıştı.
Chastian o gün sadece çıkarttığı formasını sallamamıştı; kadın futboluyla ilgili tüm önyargıları da alt üst etmişti. Gün boyu dünyanın değişik ülkelerinde normalde kısa geçecek bir spor haberi, haber programlarında geniş yer buldu; tabii Chastian'ın görüntüsü eşliğinde.
O anın fotoğrafları birçok dergiye kapak oldu.
Hürriyet gazetesi ertesi gün fotoğrafı ilk sayfadan görmüş, spor sayfasında geniş bir yazıya yer vermişti. Şöyle diyordu yazıda: "Dün tüm dünyada 1 milyardan fazla kadın izleyici, TV'lerin karşısında nefeslerini tutarak ABD'nin Pasadena kentinde düzenlenen Dünya Kadınlar Futbol Şampiyonası'nın finalini izledi."
Kadınların futbol oynadıklarını ilan eden bir görüntüydü bu her şeyden önce. Bir köşede kendi aralarında "top koşturan" birkaç "bayan" önyargısı gürültüyle yıkılmıştı.
Futbol oynayan kadınlar açısından da anlamı vardı. Chastian bir anlamda kadınların üzerlerindeki çekingenliği de çıkartıp atmıştı.
Formanın altında o güne kadar gizlenen kaslı vücudu gözler önüne serilmişti. Uzun yıllar boyunca spor yapmış, antrenmanlarda şekillenmiş bir kadın vücuduydu. Ve toplumsal baskı filan dinlememiş, erkek futbolunda gelenek haline gelmiş formayı çıkararak sevinme ritüelini uygulamıştı. Bir anlamda futboldaki erkek egemenliğinin alanına adım atıyordu. Göğsünü gererek "kadın" olduğunu haykırıyordu.
2000'lerin başlarında "Dördüncü Kuşak Feminizm" sonrası tahlillerinde 1999 FİFA Kadınlar Futbol Dünya Kupası önemli bir figürdü.
"Sen ne yaparsan, ben daha iyisini yaparım" şeklinde özetlenebilecek, kendisini kamusal hayatta spor dallarındaki başarılarıyla var eden, erkek egemen toplumla bu alandaki gücüyle mücadele eden bir kuşak vardı bir süredir. Sporun her dalında canla başla çalışıyor ve standartları sürekli yükseltiyorlardı. Teorik olarak zayıf, bedenen güçlü kadınların sayısı artıyordu.
"Erkekleşme", "erkek hareket tarzını taklit etme" şeklinde eleştirilebilecek bir eğilimdi bu bir yandan da.
Özellikle Chastian'ın formasını "bir erkek gibi" çıkartması bir bakıma rahatsız ediciydi. Hatta "Eskiden beri simgeleşmiş ve hep yanlış değerlendirilmiş sutyen yakan eylemci feministler olmasa, onlar o sporcu giysileri içinde zor dolaşırlardı..." türü yorumlar yapılıyordu.
Yarın yani 26 Haziran Pazar günü FİFA Kadınlar Dünya Kupası 2011 başlıyor. Aradan geçen 12 yıl içinde çok şey değişti. Seyirci sayıları arttı. Dördüncü Dalga sonrasını yaşıyor kadınlar.
Kadınlar uzun yıllar boyunca engellendikleri bir alanda daha top koşturuyor artık. "Kadın futbolu seyredilmez", "Kadınlar tekme atamaz" düşüncesi akla bile gelmiyor. Futbol jargonuyla söylersek "kora kor" mücadele oluyor sahada; ya da "tekmeye kafa sokuyorlar" da diyebiliriz.
FİFA ilk Kadınlar Dünya Kupası'nı 1991'de düzenledi ve dört yılda bir yüz binlerce insan stadyumlarda bu maçları seyrediyor. Kadın futbolu 19. Yüzyıl'ın sonlarından itibaren kurumsal olarak var. Ama böylesine popülerleşmesi için 100 yıldan fazla bir zaman geçmesi gerekti.
Yukarıdaki fotoğraf ise 1895 yılında çekilmiş. Britanya Hanımlar Futbol Kulübü (British Ladies Football Club) oyuncuları. Kulübü 1894'te 30 kadın kurmuş. (Britanya'da o tarihlerde kadına, "hanım" ya da "Hanfendi" diyorlarmış. Şimdi böyle bir görgüsüzlük yapmıyorlar tabi, "women" diyorlar. Bizde ise Dünya Kupası hakkında haber yapan gazeteciler hâlâ "bayan" yazıyor ya da diyor. Kadına kadın demek gerektiğini öğrenmek bu kadar mı zor?)
Fotoğrafa bakınca "Kadınlar eskiden beri futbol sevmez, ilgilenmez" gibi yorumlar kadükleşiyor. 1921'de Britanya Futbol Birliği'nin aldığı kararların kadınları futboldan uzaklaştırdığı bugün artık kabul ediliyor. Bu süreç hakkında Tanıl Bora, Radikal'de güzel bir yazı kaleme aldı.
Bora'nın yazısındaki ayrıntıların en ilginci ve çüş dedirtecek olanı şuydu: "Alman Futbol Federasyonu 1986'da şöyle bir karar almış: 'Anatomik nedenlerden kaynaklanacak olası kırışmalar nedeniyle, formaların göğüs bölgesine reklam almanın, hanımlar futboluna yeni kaynak temini açısından uygun bir yol olmadığına karar verilmiştir." (Hanım burada da karşımıza çıkıyor. 25 yıl önce Batı Almanya'da da durum parlak değilmiş.)
Almanya'da 26 Haziran-17 Temmuz tarihleri arasındaki şampiyona için basılan toplam 900 bin biletin 670 bini, ilk maçın başlamasına dört gün kala satılmıştı. Şimdi futbol dünyası nefesini tuttu, maçların başlamasını bekliyor. Zaten çoktandır "zemin kadınların top oynamasına müsait". (HK)