Yeme içme kültürüyle ilgili çok sayıda kitabı bulunan Sofra Yemek ve Üretim ve Hizmet A.Ş.’nin Genel Müdürü Deniz Gürsoy’un, Oğlak Yayınevi’nden çıkan kitabı “Nargile/ Bir Nefes Keyif” nargile kültürü üstüne bir rehber niteliğinde.
Kültürümüzde 400 yıllık bir yer edinmiş nargile tutkusunu ve bir zamanların İstanbul’unun ünlü nargile kahvehanelerini, çeşitli edebi metinlerden alınmış şiir ve yazılarla süsleyen Gürsoy; eski İstanbul’da elit bir kesimin, özel mekânlarda sohbet eşliğinde keyif aracı olarak içtiği nargilenin, unutulmaya yüz tutmasından sonra nasıl tekrar popüler bir hale geldiğini araştırıyor.
Eski bir dost dediği nargilenin, Batılılaşma etkisiyle gözden düştüğünü savunan Gürsoy, değerinin çok geçmeden anlaşılmasıyla beraber tekrar kültür hayatımıza girişini anlatıyor. Her devirde edebiyatçılar, külhanbeyleri ve eşraf tarafından çay, kahve, müzik ve çeşitli oyunlarla birlikte devam ettirilen nargile kültürü; Ortadoğulu restorancılar yoluyla Londra, Bükreş ve New York gibi dünyanın belli başlı merkezlerine yayılmış durumda.
Yeni nesle nargile mirası
Gürsoy, Batı’dan ziyade, Türkiye’de nargileye karşı son zamanlarda artan ilginin nedenlerini araştırırken; nargilenin ve tütünün dünya üzerindeki yeri ve tarihçesini de inceliyor. Nargilenin anatomisi, içime hazırlanması, içme adabı ve nargile içilecek yerler; nargile kömüründen, tömbeki denilen özel nargile tütününün nereden alınacağına kadar birçok açıklama kitapta yer alıyor
Özellikle kendine özgü bir terminolojisi olan nargile için, kitabın sonuna kısa bir “nargile terimleri” sözlüğü de eklenmiş. “Nargile” “nargilekeşan”ların (nargile çekenlerin) fıkraları ve hikayeleriyle zenginleştirilirken, kendine özgü bir üslupla yeni nesle nargile kültürüne dair bilinmesi gereken bir mirası aktarıyor. Nargile ve sağlık bölümünde ise, tütünün gençler için zararlarına da değinen kitap; nargilenin geçmişte esasen kahvelerde bir sohbet sırasında ara bulan, kafa dağıtan bir özelliğe sahip kültürel işleviyle, günümüzde pıtrak gibi çoğalan okul önü kafelerinde genç öğrenciler tarafından bilinçsizce tüketimini eleştiriyor.
Osmanlı'da nargile
Nargilenin Osmanlı kültürel yaşamında yer etmediği alan yok gibi. Karagöz Hacivatlı gölge oyununda, elinde nargilesiyle karşımıza çıkan Kambur Tiryaki’den; Süleymaniye Camisi’nin yapımı sırasında, caminin içindeki ses dağılımını nargilenin çıkardığı fokurdama sesiyle kontrol eden Mimar Sinan’a kadar kitapta yer alan nargile anekdotları; nargilenin tiyatrodan, mimariye ve külhanbeylerinin mekânı sokak kahvehanelerine kadar girdiği alanları açığa çıkarıyor.
Şimdilerde nargile içilmeyen Kuledibi Pirinçci gazinosu, Gedikpaşa Güllü Agop’un kıraathanesi, Eminönü’nde Valide Kıraathanesi ve Köprü’nün altındaki Ligor’un kıraathanesi bir zamanların en ünlü nargile mekânlarıymış. Eski nargile yerleri günümüzde korunamasa da, İstanbul’un eski semtleri Beyazıt, Aksaray, Topkapı, Unkapanı, Kasımpaşa, Beşiktaş, Kadıköy ve Eyüp’teki ünlü Pierre Loti kahvesinde nargile geleneği halen yaşatılıyor. Bir de Çemberlitaş’ın ünlü Erenler Nargile Evi, Tophane kahveleri gibi geçmişten kalan önemli bir nargile yeri olma özelliğini koruyor.
Nargilenin anatomisi
Gürsoy kitapta ayrıca, nargilenin anatomisini çıkararak; masalsı bir nargile dünyasının kapısını aralıyor. Her parçası, çoğunlukla Farsça’dan geçen isimlerle anılan nargile ve nargile içiminin kendisi başlı başına bir sanat.
Maşası, tepsisi, rüzgarlığı ve sipsisiyle özel bir ritüeli var. Tütünün alımından, nargile mangalına ve kömürüne kadar büyük bir titizlik ve ustalık isteyen bir zevk-i sefa nargile. Mangır denilen kömürü, normal mangal kömüründen değil özel bir kömürden seçiliyor.
Acemiler için meyve aromalı tütünler bulunsa da, nargileyi tömbeki denilen tütünüyle içmek esas. Osmanlı’dan cumhuriyete kadar, her dönem yasaklansa da, tütün artık Tekel’de satılıyor. İçerken öksürmemeye ve bir kahvede otururken, nargilenizi diğerlerinden yükseğe koymamayı unutmayın. Bol sohbetli bir nargile keyfi tadında bir kitap: “Nargile.” (YK/TK)
* Deniz Gürsoy, Nargile: Bir Nefes Keyif, Oğlak Yayınevi, 2007