Hapisteki gazeteciler için başlatılan "Tanıklık Günleri"nin 11. gününde hapis gazeteciler DİHA’dan Ahmet Akyol ve Murat Aydın, Özgür Gündem’den Dilek Demiral ve Kazım Şeker, Atılım’dan Hatice Duman, Azadiya Welat’tan Vedat Kurşun adına tanıklık yapıldı.

Alternatif bilişim Derneği'nin düzenlediği ve "Türkiye'de Dijital Gözetim" başlıklı kitabın yazarlarının katıldığı panelde, günümüzde insanın kişiliğinden soyutlanıp nasıl birer sayısal bedene dönüştüğü anlatıldı.

Koç Üniversitesi'nde Türkiye Sosyal Politikaları Tartışıyor toplantısına katılan Bakan Fatma Şahin'in korumalarıyla kürtaj yasasını protesto eden kadınlar arasında tartışma çıktı.

Hapisteki gazeteciler için başlatılan "Tanıklık Günleri"nin dokuzuncu gününde hapis gazeteciler Gün Tv'den Ahmet Birsin , DİHA'dan Gülsen Aslan, Aydınlık'tan Hikmet Çiçek, Emek ve Adalet'ten Mustafa Gök ve Demokratik Modernite'den Selahattin Aslan adına tanıklık yapıldı.

Zana'nın Kürt sorununda devlet politikalarının yanı sıra PKK ve BDP'yi de eleştiren ve çözüm için Erdoğan'a güvendiğini belirten açıklamaları sonrası pek çok farklı kesimden değişik değerlendirmeler geldi.

RTÜK uzmanı Fatih Yalçın'ın hazırladığı 167 sayfalık "uzmanlık tezi" içerdiği şiddetle seyredenleri olumsuz etkileyen film ve dizileri açıklıyor. Yalçın'a göre şiddetten "Katil Doğanlar", "Kurtlar Vadisi" ve "Pokemon" sorumluymuş.

Hapisteki gazeteciler için başlatılan "Tanıklık Günleri’nin yedinci gününde gazeteciler, tutuklu meslektaşları Cihan Gün, Fatma Koçak, Mehmet Yeşiltepe, Nilgün Yıldız ve Yalçın Küçük için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde tanıklık yaptı.

Ayın konusu: Çocukları Gerçekten Son Çare Olarak Mı Tutukluyoruz? Önleyebilirdik, önleyemedik; Bir şey yapmalı; Düşünmeli, dikkat etmeliyiz; Bu ay çocuklar için ne yaptık; Bu sözlerin takipçisi olalım bölümlerinde medyadaki çocuk haberleri tartışılıyor.

Giresun'da düzenlenen "Cumartesi Söyleşileri'nin konuğu olan gazeteci Saliha Yayla, kürtaj tartışmaları konusunda duyarlı herkesi "Benim Bedenim Benim Kararım" kampanyasına katılmaya davet etti.

AİHM, vicdani ret hakkının tanınmaması, adil yargılama yapılmaması ve insanlık dışı muamele nedeniyle Türkiye'yi vicdani retçi Halil Savda'ya 12 bin Euro tazminat ödemeye mahkum etti.

Gazetecilere Özgürlük Platformu'nun hapisteki gazeteciler için başlattığı "Tanıklık Günleri"nin altıncı gününde gazeteciler, tutuklu meslektaşları Yıldırım, Soytemiz, Karaaslan, Kurt ve Ermiş için Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde tanıklık yaptı.

Halkın Hukuk Bürosu, üçüncü yargı paketinde öngörülen TCK değişikliğiyle deodorant ve kolonya da silah kapsamına alındığını, kaçak elektrik ve su kullanmanın cezasının ağırlaştırıldığını açıkladı.

Arınç, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasıyla ilgili tartışmaların, "siyasilerin kişisel fikirleri" olduğunu, bir değişiklik öngörülmediğini söyledi.

"Düşünce Özgürlüğü için 8. İstanbul Buluşması" sonunda sekiz uluslararası ve beş kıtadan toplam 22 ulusal kurumun imzasıyla yayımlanan bildiride Türkiye'de ifade özgürlüğü önündeki engellere dikkat çekildi.

Van Belediye Başkanı Bekir Kaya dahil, 10 BDP'li KCK üyesi olmaktan tutuklandı. Belediye çalışanları dahil yüzlerce kişi kararı protesto etti.

KCK adı altında tutuklanan meslektaşları için yürüyen Dışarıdaki Gazeteciler, "Tasmalı değil, kelepçeliyiz" sloganı attı, eylemde konuşan BDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, gazeteciler serbest bırakılmadan siyasi sorunlara çözüm bulmanın imkansız olduğunu söyledi.

Tutuklu gazeteci Pehlivan için açıklama yapan İsveç Gazeteciler Sendikası, hapisteki tüm gazetecilerin bırakılmasını talep etti; Pehlivan da mektubunda, "Çıkaracağımız ortak sesin adı, herkes için basın ve ifade özgürlüğüdür" dedi.

Gazetecilere Özgürlük Platformu'nun hapisteki gazeteciler için başladığı "Tanıklık Günleri"nin dördüncü gününde gazeteciler, tutuklu meslektaşları Pehlivan, Erdoğan, Topaloğlu, Kişin için tanıklık yaptı.

Düşünce Özgürlüğü İçin 8. İstanbul Buluşması yarın Bilgi Üniversitesi'nde yapılacak. Dünyanın beş kıtasındaki 18 ülkeden aydınlar imzalarını açıklayacak.

Adalet için Hukukçular, parasız eğitim talebini dile getirmelerinin ardından 8,5 yıl hapis cezası alan Yılmaz ve Tüzer için yaptıkları açıklamada, "düşman ceza hukuku" vurgusu yaptı.