Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP)'ün hapisteki gazeteciler için başlattığı "Tanıklık Günleri"nin 12. gününde hapis gazeteciler DİHA'dan Aydın Yıldız, Etik Ajans' tan Davut Uçar, Azadiya Welat' tan Dilşah Ercan, Radyo Dünya'dan Kenan Karavil ve Eylül Dergisi'nden Erdal Süsem adına tanıklık yapıldı.
Gazeteci Celal Başlangıç "Adliye önünde arkadaşlarımızın gazeteci olduğuna tanıklık ediyoruz" dediği başlangıç konuşmasını yaptı.
Davut Uçar için konuşan Özgür Gündem Gazetesi Editörü Sedat Yılmaz "Biz bugün süreklilik kazanmış 12 Eylül zihniyetine tanıklık ediyoruz. Davut'un eşi de tutuklu ve bu hukuksuz tutuklamalar Davut'un ve eşinin yuvasını dağıttı. Artık onların bir evi yok" dedi.
Dilşah Ercan'a tanıklık eden çalışma arkadaşı Türkan Ökmen konuşmasını Kürtçe yaptı. Ökmen konuşmasında şunları ifade etti: "Devlet kendisine muhalif olan herkesi düşman görüyor. Dolayısıyla kalemi, gerçeği yansıtan gazetecileri de düşman görüyor. Ama ben tanığım, arkadaşım gazetecidir."
Kenan Karavil adına Ali Kalik "Arkadaşımın suçu yoktu. Arkadaşım Kürtçe program yaptığı ve ceza evi sorunlarını dile getirdiği için tutuklanmıştır. Soruşturma PKK ile ilişkilendirilmiştir." dedi.
GÖP dönem sözcüsü ve Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi Erdal Süsem'in Edirne F Tipi Cezaevi'nden yazdığı mektubu okuduktan sonra "Kanunların ve suç tanımlarının gazetecilik faaliyetlerini terör faaliyeti gibi gösterdiğini görmezden gelip arkadaşlarımızı haksız suçlamalarla mahkûm etmeye çalışıyorlar" diyerek hükümete yüklendi.
Eylem Süsem de eşi Erdal Süsem için tanıklık yaptı. Hapishane koşullarının zorluklarından ve insanlık dışı uygulamalardan söz eden Süsem hükümete seslenerek "Erol Zavar'ı, Erdal Süsem'i ve Mehmet Yeşiltepe'yi bir şekilde kamufle edebilirsiniz. Basın mensubu olarak görmeyebilirsiniz, fakat geri kalan tutuklu ve hükümlü meslektaşlarımızı nasıl yok sayabileceksiniz, manipüle edebileceksiniz?" diye konuştu.
Hapisteki gazeteciler kim, suçları ne?
Aydın Yıldız (DİHA):
Dicle Haber Ajansı muhabiri Aydın Yıldız, 1982 yılında Cizre'de doğdu. Açıköğretim Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi olan Yıldız, iki yıldır muhabirlik yapıyordu. 1 Ekim 2011 günü Antep Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla Mersin'de gözaltına alınan, ardından tutuklanan Yıldız, halen Gaziantep H Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor. Yıldız, Tutuklu Gazete'ye yazdığı yazıda, savcılık sorgusunu şu sözlerle anlatıyor: "Savcının sorduğu sorular o kadar komikti ki, tutamadım kendimi güldüm. İlkin neden taş attığımı sordu, sonra neden slogan attığımı, ondan sonra neden puşi taktığımı... Aslında ne söyleyeceğimi şaşırmıştım, ben gazeteciyim neden böyle bir şey yapayım, madem yaptığımı iddia ediyorsunuz, fotoğraf görüntü gösterin dedim, ama o da yok. Karar çoktan verilmişti üst mercilerden..." Aydın Yıldız, yazısında ayrıca "silahlı örgüte üye olduğum iddia ediliyor, benim en büyük silahım kameram ve fotoğraf makinem, bunu da suç sayacaklarsa varsın saysınlar" diyor.
Davut Uçar (Etik Ajans):
Davut Uçar, 1971 yılında Antep'te doğdu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu Uçar, gazeteciliğe 1993 yılında Özgür Gündem'in Antep bürosunda başladı. Özgür Gündem kapatılınca Özgür Yaşam dergisi ve Demokrasi gazetesinin Çukurova temsilciliğini yapan Uçar, 2002'de açılan Yeniden Özgür Gündem gazetesinin Diyarbakır Bölge Temsilciliğini yürüttü. 2004'te gazete kapatılınca aynı gelenekten gelen gazetelerde idarecilik yaptı, satış-pazarlama departmanlarında çalıştı. Uçar, aynı zamanda 2000 yılından beri bir reklam ajansında idarecilik yapıyordu. 24 Aralık 2011 tarihinde tutuklanan Uçar, KCK gazeteciler iddianamesinde, "örgüt yöneticiliği"yle suçlanıyor. İddianamede, bu suçlamaya gösterilen "deliller"den bazıları şöyle: "Özgür Gündem'in basım ve dağıtımıyla ilgilenmesi, BDP milletvekili Sebahat Tuncel ile yaptığı bir telefon görüşmesi, ev aramasında bulunan "Hangi gazeteci neden cezaevinde?" başlıklı bir "word" belgesi, Suruç BDP İlçe Başkanlığı için hazırlanmış bir takvim tasarımı..."
Dilşah Ercan (Azadiya Welat):
Dilşah Ercan, 1988 yılında Mersin'de doğdu. Lise mezunu olan Dilşah Ercan, basın mesleğine 2010 yılında Mersin'de Günlük ve Azadiya Welat gazetelerinde dağıtımcı olarak girdi. Daha sonra Azadiya Welat gazetesinde muhabirliğe başladı. 23 Eylül 2010 tarihinde gözaltına alındı, 26 Eylül 2010 günü tutuklandı. Haber takibi yaptığı BDP'nin ve İHD'nin gerçekleştirdiği yasal etkinlikler ile bazı yasal olmayan gösterileri düzenlemekle ve yönlendirmekle suçlanıyor. Delil olarak da muhabirlik yaptığı sırada haber amacıyla takip ettiği olaylarla ilgili çektiği fotoğraflar ve görüntüler gösteriliyor. Gazetecilik faaliyetlerini diğer basın mensuplarıyla birlikte sürdürmesine rağmen bu çalışmaları illegal faaliyet olarak gösteriliyor. Dilşah Ercan, hakkındaki iddianameyle ilgili olarak şöyle diyor: "Ben dosyada tek başıma yargılanıyorum ve dosyadaki suçlamaların saptırılıp asılsız bir şekilde üstüme yıkıldığı görülüyor." Muhabirlik yaparken, özel olarak İnsan Hakları Derneği'nin çalışmalarını izledi. 17 Haziran 2010 günü Mersin cezaevi önünde "İnsan Hakları İhlali" basın açıklaması ile ilgili haber takibi yapmıştı. Hasta tutukluların durumunu ve cezaevinde yaşanan hak ihlalleriyle ilgili haberler yaptı. Şu anda yargılandığı davadan, 9 Haziran 2011 tarihinde yapılan duruşmada 8 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Mahkemeye sunduğu Azadiya Welat gazetesi muhabirlik kartı mahkemece dikkate alınmadı. Dosyası Yargıtay'da bekliyor. Dilşah Ercan, halen Adana Karataş Kadın Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor.
Kenan Karavil (Radyo Dünya):
Kenan Karavil, 1980 yılında Mardin Kızıltepe'de doğdu. Gazeteciliğe 1997 yılında Adana'da Azadiya Welat gazetesinde başlayan Karavil, 1998'de Azadiya Welat gazetesi Mersin Temsilciliğini yaptı. 2000 yılının başlarında gözaltına alınıp tutuklanan Karavil, 2001'de 15 yıl ceza aldı. Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) yapılan düzenlemeler çerçevesinde 2005'de tahliye oldu. 2007'de Adana'da yerel yayın yapan Radyo Dünya'da çalışmaya başlayan Karavil, tutuklandığı 11 Aralık 2009 gününe kadar radyonun Genel Yayın Yönetmeniydi. Savcılık sorgusunda Karavil'e "Bu radyo kimin?", "Sen radyoda ne yapıyorsun?", "Yaptığın programın ismi neden bu?", "Neden radyoda cezaevleri mektuplarını okuyorsun?" gibi sorular soruldu. Cezaevinde 10 ay iddianamenin hazırlanmasını bekleyen Karavil, bir mektubunda şöyle diyor: "Ben gazeteciliğe sevdiğim için başladım. Kuşkusuz her mesleğin zor yönleri vardır. Ama gerçek ki gazeteciliğin güzel yanları zor yanlarından daha çok..." Kenan Karavil hakkında, üç tanesi "örgüt propagandası" olmak üzere 4 davadan aldığı mahkûmiyet kararları Yargıtay'da bekliyor. Karavil, halen Adana Kürkçüler F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor.
Erdal Süsem (Eylül Dergisi):
Hakkındaki asılsız iddialarla 2000 yılında tutuklanıp, hakkındaki mahkûmiyet kararı Yargıtay tarafından bozulan Erdal Süsem bu davasından dolayı 2007 yılında serbest bırakıldı. Bu tarihten sonra hapishanelerden gönderilen yazı ve mektupların yayımlandığı, Eylül Sanat Edebiyat dergisinin yayımcılığını ve editörlüğünü yaptı. Erdal Süsem, dergideki yazılardan dolayı, "örgüt üyeliği" suçlamasıyla 1 Şubat 2010 tarihinde yeniden tutuklandı. Hakkındaki suçlamalara delil olarak, "hapishanelerden okunup denetlenerek gönderilen kartlar ve mektuplar, sosyalist yayınlar, Eylül dergisi adına yaptığı görüşmeler" gösterildi. Erdal Süsem, halen Edirne F Tipi Cezaevi'nde bulunuyor.
* Videoyu Ariel Field hazırladı.
* Tanıklık Günleri'nin diğer haberleri için tıklayın:
TANIKLIK GÜNLERİ: "İçeride de Gazeteciliğe Devam"[15 Haziran 2012]
TANIKLIK GÜNLERİ: "Medya Kafasını Kuma Gömdü"[13 Haziran 2012]
TANIKLIK GÜNLERİ: "Delil Yok, İddianeme Boş"[12 Haziran 2012]
TANIKLIK GÜNLERİ: "Son Gazeteci Çıkana Kadar Mücadeleye Devam"[11 Haziran 2012]
TANIKLIK GÜNLERİ: "Dışarıdakiler İçeridekilerle Tehdit Ediliyor"[08 Haziran 2012]
TANIKLIK GÜNLERİ: "İktidar Gazetecilik Yapanı Sevmiyor"[07 Haziran 2012]
TANIKLIK GÜNLERİ: "Buradaki Tüm Gazeteciler Tanık"[06 Haziran 2012]
TANIKLIK GÜNLERİ: "Zincirlerimizi Kırmak için Meydandayız"[05 Haziran 2012]
Tutuklu Gazeteciler İçin Tanıklık Günleri Başlıyor[05 Haziran 2012]
Hapis Gazeteciler ''Suç''larını Anlatıyor[10 Ocak 2012]