ŞADDER'deki kadınlar, Güneydoğu'da kadınların ezildiğini, çok çocuk yapmaya zorlandıklarını, haklarını savunmaları, devletin de doğum kontrol programı uygulaması gerektiğini söylüyor. Dernek Başkanı Bayramoğlu "Ağalardan kurtulmak için toprak reformu gerek" diyor.

ŞADDER'de konuştuğumuz konulardan biri de Kürtçe. "Kürtçe eğitim de yayın da özelde olsun. TRT Şeş yanlış" diyen de var, "Okulda olabilir. Ama seçmeli. Resmi dil Türkçe'dir" diyen de.

ŞADDER'den Bayramoğlu "Medya şehit ailelerini ya mağdur gösteriyor ya da manipüle ediyor. Hiçbir parti bizi kullanmaya kalkmasın. MHP'liler basın açıklamasına geldiğinde ne işaret yaptırırm ne bayrak açtırırım" diyor.

ŞADDER'deki anneler, "Allah evlat acısını düşmanıma yaşatmasın" diyor ama ölen bir PKK'linin annesiyle tanışamayacaklarını söylüyor. Mahmur ve Kandil'den gelenlere karşılamayı kabullenemiyorlar. Onlara göre, sorun ancak PKK'lilerin teslim olması, pişmanız demesi, suçluların cezasını çekmesiyle bitebilir.

15 örgüt ortak açıklama yaptı: Dağa çıkış sebeplerini ortadan kaldırmadan, tüm örgütün dağdan inmesini beklemek gerçekçi değil. DTP inisiyatif almalı. CHP ve MHP tahrik ediyor. Hükümet somut adım atmalı.

"İrticayla Mücadele Planı" kanıtlarının yok edilmesinde yer aldığı iddia edilen askerleri savcılar ifadeye çağırdı. Taraf'a göre, göndermeyen komutanlar için suç duyurusuna hazırlanıyorlar; terhis olan altıncı asker olayı doğruladı; askeri savcı Şentürk, Başsavcı Engin'e "Soruşturmayı kapatın" dedi.

Bildiri dağıtırken gözaltına alınan Keskin, Esenler Üçyüzlü Karakolu'nda polislerin taciz, işkence ve hakaretine maruz kaldığını öne sürdü ve suç duyurusunda bulundu.

Güneydoğu'daki karşılama törenleri için "Kimse tasvip edemez" diyen Başbuğ, daha önce "kağıt parçası" dediği, aslı ortaya çıkan "İrticayla Mücadele Eylem Planı" için "Konumuz o değil" deyip susuyor, açıklamasında medyaya gözdağı veriyor.

TTB Kanser Danışma Kurulu, kanserli mahkum Zere'nin "tıbben geri dönülmez aşamada" olduğunu, infaz ertelemesi ya da Cumhurbaşkanı'nın affıyla serbest bırakılması gerektiğini açıkladı. Kurula göre, Zere, kanserli mahkumlar içinde durumu en ağır olanı.

Alevi örgütleri, hükümetin duymazdan geldiği taleplerini yeniden seslendirmek için 8 Kasım'da mitinge hazırlanıyor. Ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlık ve demokrasi isteyen herkesi birlikte yürümeye çağırıyor.

Aralarında Lale Mansur, Zeynep Tanbay gibi sanatçıların bulunduğu aktivistler, Ceylan Önkol'un ölümünde olay yerine gitmeyen Lice savcısını, soruşturmayı zamanında başlatmayan Genelkurmay ve İçişleri yetkililerini mahkemeye verdi. "Buluşan Kadınlar" Başbakan'a "Ceylan'ın annesini arayın" diye mektup gönderdi.

Uluslararası Af Örgütü, Türkiye'yi Mahmur'daki mültecilerin taciz ve ayrımcılık korkusu olmadan geri dönmelerini sağlamaya çağırdı. Örgütün Türkiye uzmanı Gardner "Bu insanlar için doğru atmosfer yaratılmalı, onurlu şekilde geri dönebilmeliler" dedi.