Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Erzincan başsavcını İlhan Cihaner tutuklanması ve Erzurum'daki savcıların özel yetkilerinin kaldırılmasıyla ilgili krizi değerlendirdi; yaşananların hukukla değil, güç mücadelesiyle ilgili olduğunu vurguladı.
ÇHD, krizin yıllarca solculara, Kürtlere, muhaliflere baskı için oluşturulan yasal mekanizmaların güç mücadelesi için kullanılmasının sonucu olduğuna işaret ederken adalet ve demokrasi için özel yetkili mahkemelerin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) ve Terörle Mücadele Yasası'nın kaldırılmasını istedi.
ÇHD'nin analizine göre, olayın birkaç boyutu var.
Özel yetkili mahkemeler demokrasinin teminatı değil: Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin devamı olan bu mahkemeler, anayasal güvenceleri yok saymayı olağan bir tutum olarak benimsedi, gerekçe olarak da "devletin bekasını" gösterdi. Bu mahkemelere bugün "demokrasinin teminatı" gözüyle bakanlar büyük yanılgı içinde.
Özel yetkili mahkemeler lağvedilmeli; siyasal suç iddialarının olağan genel mahkemelerce yargılanması sağlanmalı.
Gerçeker unutmasın: Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, yıllarca bu dairelerin başlıcası kabul edilen 9. Ceza Dairesi'nin başkanlığını yürüttü. Hukuk devleti üzerine nutuk atmadan önce bu pratiğini hatırlamalı, kendisine daha özeleştirel bir rol seçmeli.
Savcı Sarıkaya'yı unutmayın: Başsavcı Cihaner'in içine düşürüldüğü durum, Şemdinli davasının savcısı Ferhat Sarıkaya'nın düşürüldüğü durum hatırlanarak değerlendirilmeli. Şemdinli iddianamesinde işaret edilenlerin beklenenden yüksek rütbeli çıkması nedeniyle HSYK bu savcının meslek hayatını bitirdi.
HSYK: İddianamesini beğenmediği savcıyı bitirip, beğendiği savcıyı koruma altına alan yüksek kurul ne ciddiyetini ne samimiyetini anlatabilir.
Güvence "kayırmak" için, ama yok sayılabiliyor: [Birinci sınıf savcı ve yargıçların Yargıtay'da yargılanmasını sağlayan] maddenin onları "kayırmak" için yasaya yerleştirildiği açık. Bu onları bağımsız ve tarafsız yapmıyor. Yine de madde yürürlükte bulunduğu sürece bir güvence. Açıkça yok sayılıyor olması, siyasal iktidardan güç alan özel yetkili mahkemelerin ne kadar pervasızca hareket edebildiklerini göstermiş olması açısından dikkat çekici.
Özel yetkilerin kaldırılması: HSYK'nin Cihaner'i tutuklatan savcıların özel yetkilerini kaldırmış olması, meselenin hukuk tartışması değil, güç mücadelesi olduğunu gösteriyor. Hakim ve savcıların mesleki kader ve liyakatlarını bizzat belirleyebilecekleri öz örgütleri hayata geçirilmedikçe, yargıdaki yara iyileşmeyecek.
"Şimdiye kadar neredeydiniz?"
ÇHD, yüksek yargı mensupları ve HSYK üyelerine şöyle seslendi:
"Bugüne kadar bunca adaletsizlik için ne yaptınız ? Yüksek Mahkeme üyeleri, daha birkaç gün önce Baskın Oran'ın tazminat kararını bozarken "Agos gazetesinde yazıyorsan her şeye müstahaksın" demediniz mi? Bugün bağıranlar, yüzlerce Kürt mahkemeye çıkartılmak için aylarca cezaevlerinde bağırırken neredeydiniz? Adaletsizlikten kimse muaf değil." (TK)