Türkiye haklarla ihlaller arasında cambazlık yapmaya devam etti. Dileğimiz cambazlık yapmak yerine evrensel düzeyde kabul görmüş ve saygın bir yere konmuş olan insan haklarının temel ilkelerinden biri olan “eşitliğin” gerçeklikle buluşması.

Kesin rakam bilinmiyor, ama Türkiye’de tahminen 19 bin sığınmacı ve mülteci var. 2009’da siyasi iradede kıpırdanma oldu, ama olması gerekenin gerisinde. İltica Yasası çalışmaları başladı. Hak örgütlerinin misafirhaneler üzerine tuttuğu ışığın derecesi arttıkça, buralardaki ihlallerin azalacağı beklentisi var.

Ateşli silahlar, sıradan “mal”lar değil. Öldürmekten başka marifeti olmayan bu araçların satışa sunulması, insan hayatı üzerinden kâr hesapları yapılması kabul edilemez. 2010’da “yaşama hakkı”mızın ve bireysel silahsızlanmanın gündem olması dileğiyle

Her olumlulukla birlikte olumsuzluklar da yaşanıyor Türkiye'de. Ama son üç yıla göre, Türkiye, hızı ve niteliği bizi tatmin etmese de, toplumu ve rejimiyle demokrasiye doğru evriliyor yine de…

TİHV, 1990'da 30 Aralık'ta kuruldu. 19 yılda 12 binden fazla işkence mağduruna tedavi, rehabilitasyon, yardım hizmeti sundu; kılavuz niteliğinde onlarca kitap, rapor yayınladı; ödüller aldı. Vakfın yeni projesi kayıplarla ilgili.

2010 herkese kozmik odaları, kontrgerillası olmayan, hesap verebilir, siyasete bulaşmayan, görevi dış güvenlikle sınırlı, önüne gelen için suç duyurusunda bulunmayan bir ordu, militarizmden ve askeri vesayetten arınmış, anayasasında vicdani ret hakkını güvenceye almış bir ülke getirsin.

Yargıç Kayan'ın Özel Kuvvetler'deki beşinci araması başladı. Savcılar, gözaltına alınan askerlerden beşini serbest bıraktı, üç subayın tutuklanmasını istedi. Mahkeme serbest bıraktı.

İşbaşaran trafik polisiyle tartışmasından sonra partisinden istifa etti; ama haklı olduğu bir nokta vardı: Polis karşısındaki kim olursa olsun, üzerinde üniforması olsa da olmasa da, önce kendi kimliğini göstermek zorunda. Üstelik yükümlülükleri bununla da bitmiyor...

Genelkurmay mahkemeye "Bize bağlı, böyle kurulu bir birim yok" diye yazı gönderdi. Avukat Elçi Jandarma Komutanlığı'ndan gelecek yazıyı bekliyor. Albay Doğan "JİTEM'i ben kurdum", Emniyet Müdürü Avcı "Alayda JİTEM tabelası vardı" diyor, JİTEM'ci Aygan JİTEM bordrosunu yayınlıyor.

Diyarbakır Barosu, 35 kişiyi adliye önünde kelepçeyle tek sıra halinde bekletenleri yargıya taşıdı. Baro Başkanı Aktar "göz yuman, talimat veren ve uygulayanlar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını" açıkladı.

Seferberlik Bölge Başkanlığı'ndaki dördüncü arama bu sabah başladı; üçüncü arama 15 saat sürdü. Askerlerin "yayın yasağı" talebini mahkeme reddetti. Genelkurmay "Aramayı yargıç yapıyor, dinlenmek için ara veriyor, arama sürecek" diye açıklama yaptı.

Özel Kuvvetler Komutanlığı, 1992'de Özel Harp Dairesi'nin lağvedilmesiyle kuruldu. Ordu, tarihçesini Teşkilat-ı Mahsusa'ya, hatta Hun akıncılarına kadar dayandırıyordu. 2006'da kolordu seviyesine çıkarıldı.

Eski askeri hakim Kardaş, Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndaki sivil soruşturmanın "Kontrgerillanın, Gladio'nun tasfiyesi için bir fırsat" olduğunu söyledi; "Özel Kuvvetler, 1952'de NATO bağlantısıyla kurulan birimin son hali. Yasası, denetimi yok. Türkiye artık bu birimden kurtulmalı" dedi.

Nöbetçi hakim ve savcı, Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndaki Seferberlik Bölge Başkanlığı'nda üçüncü aramayı başlattı.

Seferberlik Bölge Başkanlığı'nı bir günden uzun süre arayan savcılar, "gizli" belgeleri tutanak altına aldı. Askerler polise izin vermeyince, aramayı savcılar kendileri yaptılar. Sekiz askerin gözaltı süresi uzatıldı.

Baro Başkanı Aktar usulsüzlükleri sıralıyor: "Davetle ifadeye gelebileceklerken gözaltına alındılar. Somut kanıt yok; 'İddialar var' deniyor. 4. hakim isim benzerliğini fark etmese Yaşar Çelik tutukluydu. Erbey insan haklarını savunduğu, DİSKİ Müdürü evine gittiği için tutuklandı. Tutuklama koşulları yok."

Diyarbakır Baro Başkanı Aktar aralarında belediye başkanlarının olduğu 35 kişinin Adliye'ye kadar kelepçesiz getirildiğini, Adliye önünde tek sıra kelepçeli bekletilmeden önce basına "Fotoğraf çekebilirsiniz" dendiğini söyledi; "Kelepçenin gerekçesi yok. Suç duyurusunda bulunuyoruz" dedi.

İHD ve TİHV, Diyarbakır İnsan Hakları Derneği'nin hukuk dışı bir şekilde arandığına, Başkan Yardımcısı ve Şube Başkanı Erbey'in gözaltına alındığına dikkat çekti; "Polis ve yargı elbirliğiyle baskı uyguluyor" dedi. Gözaltındakilerin serbest bırakılmasını istedi.

Hakkarililer "Devlet yatırım yapmıyor. Kürt sorunu var. İlk sırada yer almalıydık"; Şırnak'ta TSO Başkanı "İşsizlik kadar mesleksizlik de sorun" diyor.. Ekspres gazetesinin manşeti "Adana batmış." İşverenler sorunu pamuğun desteklenmemesine, kentin teşvik kapsamından çıkarılmasına bağlıyor.

Ergenekon soruşturmasında adları geçen yedi subay ve bir özel harekat yöneticisi son iki yılda öldü. Altı subay Deniz Kuvvetleri'nden, biri JİTEM'dendi. Altı ölüm için intihar dendi; biri kuşkulu bir trafik kazasında öldü.