Haberin İngilizcesi için tıklayın
Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlanan akademisyenlerin davaları Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde dört ayrı mahkemede devam etti.
36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde (ACM) Koç Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. B.C.B., Arel Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Umut Şah ile Dr. Efe Arık ve Kadir Has Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Reyda Ergün'ün ikinci duruşmalarına çıktı.
Duruşma salonunda hazır bulunan dört akademisyen de savunmalarını sundu. Esas hakkında mütalaasını açıklayan savcı Hasan Adalı akademisyenlerin Terörle Mücadele Kanunu 7/2 maddesine göre cezalandırılmalarını istedi. Birleştirme ve kovuşturmanın genişletilmesi taleplerini reddeden mahkeme heyeti, duruşmaları ileri tarihlere erteledi.
14. ACM'de 301 izni
24. ACM'de Boğaziçi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ahmet Ersoy'un ikinci duruşması gerçekleşti. Ancak ilk duruşmada savunmasını yapan Ersoy ve avukatı Erdal Doğan mazeret bildirerek duruşmaya katılamadı. Davanın üçüncü duruşması 25 Eylül, 09.45'te görülecek.
14. ACM'de ise Boğaziçi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Özlem Beyarslan ve doktora öğrencisi Nevim Borçin'in ikinci duruşmaları görüldü. Beyarslan mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. Borçin ve avukatlarının savunmasının ardından mahkeme heyeti türk Ceza Kanunu 301'den yargılama izni alınmak üzere dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine karar verdi.
TIKLAYIN - 33. ACM 11 Akademisyenin Dosyalarını Birleştirdi
254 kişi ilk duruşmasına çıktı
İmzacı akademisyenlere yönelik davalar, 5 Aralık 2017'de başladı. 19 Haziran itibariyle 254 akademisyenin ilk duruşmaları görülürken içlerinden 15 kişinin davasında karar açıklandı. 15 akademisyen için de 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel ve Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Büşra Ersanlı'ının cezası dışında bütün cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Akademisyen yargılamalarında kararlara buradan ulaşabilirsiniz.
36. ACM
Mahkeme heyeti şu isimlerden oluştu: Başkan: Hakan Özer; Üyeler: Abdulkadir Yeşiltaş, Veli Gürsoy; Savcı: Hasan Adalı.
1. duruşma
Duruşma salonunda hazır bulunan Koç Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. B.C.B. savunmasını sundu. Ardından avukat Benan Molu söz alarak
“Hocamız bir sosyologdur. Barış bildirisini asker ve sivil ölümlerinin bir an önce önüne geçilmesi ve sorunların barışçıl yollarla çözülmesi için imzalamıştır. İfade özgürlüğü kapsamındadır. Beraatini istiyoruz” diye konuştu.
Savcı TMK 7/2'den ceza istedi
Esas hakkında mütalaasını açıklayan savcı, "terör örgütü propagandası suçunun tüm unsurlarının oluştuğunu, metinde devletin güvenlik güçlerinin katliam yapmakla suçlandığını, metni imzalamak düşüncesinden terör örgütünün düşüncelerinin yayılmasının anlaşıldığını" söyleyerek sanığın Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7/2- 1 ve 2. cümleye göre cezalandırılmasını istedi.
Terörle Mücadele Kanunu 7/2 Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. |
Mahkeme heyeti avukat ve sanığın mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamak üzere ek süre talebini kabul etti. Bir sonraki duruşma 16 Ekim'de görülecek.
2. duruşma
Kadir Has Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Reyda Ergün duruşma salonunda hazır bulundu. Mahkeme başkanı bir önceki celsede 13. ACM'de devam eden dört akademisyenin dosyasından talep edilen belgelerin hazır olduğunu söyledi. Buna ilişkin sanığa ve avukatına değerlendirmeleri soruldu.
13. ACM’deki dosya Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları gerekçesiyle haklarında TMK 7/2'den açılan davada, savcının talebi üzerine Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinden yargılama yapılması için Adalet Bakanlığı'na yargılama izni için başvuruldu. Henüz yanıt gelmedi. Dört akademisyenin yargılaması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. TCK 301 Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. |
Eyüboğlu: Mütalaalar iddianamenin kopyası
Avukat Meriç Eyüboğlu söz alarak akademisyenlerin yargılamalarının devam ettiği başka dört mahkemenin TCK 301 ile ilgili başvuruları kabul ettiğini söyledi:
"Usul ekonomisi ve adil yargılanma hakkının ihlal edilmemesi için gelinen noktada davaların birleştirilmesi tek çaredir. Gelen evraklar da gösteriyor ki 13. ACM'deki dosya ilerlememiş durumda.
"İddianamenin kopyalaması mütalaayla yargılamanın sonuna geliyoruz. İki buçuk yıllık dönemde her şeyin içine dahil edildiği torba ve çorba bir iddianame. Bizim bu yargılamada önceden bir şeyi değiştirme şansımız yok. O nedenle mahkemenizin ve savcılığın maddi gerçeği araştırmasını talep ediyoruz. Müvekkilim savunmasını her aşamada verebilir. Bizim için öncelikli olan dosyada gereği gibi araştırma yapılması ve mahkemenizin de objektif bir değerlendirme yaptığına dair bize güvence vermesidir.
"Bese Hozat diye biri var mı belli değil"
"İddianamede Bese Hozat'ın talimatından söz ediliyor. Savcılık iddianamesi dışında Bese Hozat diye biri var mı o bile belli değil. Bese Hozat ne zaman, nasıl, ne, nerede söylemiştir? Savcılık biliyorsa lütfen açıklasın.
"İnsanlar Türkçe metne imza atmışlar ama iddianamede metnin ingilizcesinde savcılık ağır ithamlar olduğunu iddia ediyor. Çeviriyi kimin yaptığının aydınlatılması gerekir.
"Chris Stephenson da 13. ACM'de aynı suçlamadan yargılandı. Oradaki yargılama iddianameye konu olmuş, delil olarak sunulmuştur. Fakat Stephenson ilk duruşmada beraat etti. İddianamede geçen bu hususun açıklığa kavuşturulması için gerekçeli kararının talep edilmesini istiyoruz.
"Ulusal ve uluslararası alanda çok fazla rapor var. Türkiye İnsan Hakları Kurumu ile Avrupa Konseyi'nin sokağa çıkma yasakları döneminde hazırladıkları raporların mahkemeye celbini talep ediyoruz. Delillerle ilgili taleplerimizin değerlendirilmesini, müvekkilimi bu aşamadan sonra savunmasının alınmasını, yargılamanın bu çerçevede devam etmesini talep ediyoruz."
Ergün savunma yaptı
Ardından söz alan Ergün yazılı ve sözlü olarak savunmasını mahkemeye sundu:
"Ben, bu bildiriyi imzalayarak, Anayasası’nda insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olduğu yazan ve vatandaşı olduğum devleti muhatap alarak ve devletin bu nitelikleri çerçevesinde en geniş biçimde korunması gereken ifade özgürlüğümü kullanarak, hukuk devleti ilkesine dayanan demokratik toplumun gereklerinin yerine getirilmesini talep ettim ve bugün tamamen kişisel ve politik kanaatlere dayanarak düzenlenmiş bir iddianame nedeniyle karşınızdayım."
TIKLAYIN - Reyda Ergün'ün Savunması
Delillerin toplanması talebi reddedildi
Mahkeme heyeti, "Bese Hozat isimli şahsın açıklamalarının basına yansıdığını", diğer taleplerin ise "dosyaya yenilik katmayacağı kanaatine varıldığından" oy birliğiyle tevsi-i tahkikat (kovuşturmanın genişletilmesi) taleplerinin reddine karar verdi.
Avukat Eyüboğlu söz alarak iddianameye ilişkin savunma yaptı. "Bu iddianameye dayanarak yargılamanın seyretmesi mümkün değil. Maddi gerçeğe ulaşmak için delillerin toparlanması taleplerimizi yineliyorum. Hiç kimse hükümetin herhangi bir görüşünü beğenmek zorunda değildir. Sonuç olarak hükümetin politikalarına eleştiri getiren ve çözüm talep eden, üstelik hükümetin de denediği bir çözüm sürecinin talebidir" diye konuştu.
Esas hakkında mütalaa açıklandı
Savcı birinci duruşmada açıkladığı esas hakkındaki mütalaasını yineleyerek sanığın TMK 7/2'den cezalandırılmasını istedi. Eyüboğlu "Müvekkilim ve ben yeni savunma yapmış olmamıza rağmen önceden hazırlanmış bir mütalaanın gerçekliği yoktur" dedi. Mütalaaya karşı savunma için ek süre talep etti.
Bir sonraki duruşma 29 Kasım 10.30'da görülecek.
3. duruşma
Arel Üniversitesi'nden Dr. Efe Arık duruşma salonunda hazır bulundu. Arık savunmasında şunları söyledi:
"Bildirinin temel amacı çatışmada yaşanan sivil kayıpları bir an önce durdurmaktır. Bu amaçla bildiride muhatap olarak alınan taraf, hiçbir bağlantımızın olmadığı PKK değil, vatandaşlık bağıyla bağlı olduğumuz, vergi verdiğimiz, kanunlarına tâbi olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir."
Savcı esas hakkında mütalaasını yineledi. Avukat Meriç Eyüboğlu tevsi-i tahkikat talepleri dışında savunmasını tekrar etti. Esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını hazırlamak üzere ek süre talep etti. Mahkeme heyeti bir sonraki duruşmanın 29 Kasım saat 10.00'da devam etmesine karar verdi.
4. duruşma
Duruşma salonunda hazır bulunan Arel Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Umut Şah savunmasını sundu:
“İddianamede bana isnat edilen suçlamaya temel teşkil edecek hiçbir somut ve hukuki delil yoktur. Dahası mevcut ulusal ve uluslararası yasalarca koruma altına alınmış olan temel hak ve özgürlükleri kullanmanın bizzat kendisi 'suçmuş' gibi sunulmaktadır. Bu da bize göstermektedir ki, bu bildirinin suçlama konusu edilmesi ve bildiriye imza atanların yargılanıyor ve cezalandırılıyor olması hukuki değil tümüyle siyasidir.”
Savcı esas hakkındaki mütalaasını, avukat Eyüboğlu bir önceki duruşmadaki savunmasını yineledi. Duruşma aynı karar ve gerekçelerle 29 Kasım, 11.30'a ertelendi.
14. ACM
Mahkeme heyeti şu isimlerden oluştu: Başkan: Atila öztürk; Üyeler: Hasan Aydın, Mücteba Akkaya; Savcı: Ercan Gümüş.
1. duruşma
Boğaziçi Üniversitesi'nden Doç Dr. Özlem Beyarslan ve avukatı Veysel Ok mazeret sunarak duruşmaya katılamadı. Bir sonraki duruşma 26 Eylül 09.50'de görülecek.
2. duruşma
Boğaziçi Üniversitesi Felsefe bölümü doktora öğrencisi Nevim Borçin duruşma salonunda hazır bulundu. Borçin beş sayfadan oluşan savunmasını yazılı ve sözlü olarak mahkemeye sundu:
"Ben, yalnızca demokratik bir ülkede ve düzende yaşayan ve demokrasinin bireye sağladığı eleştiri, ifade ve düşünce özgürlüğü gibi anayasal haklarını kullanan bir yurttaşım. Dolayısıyla imzaladığım barış bildirisi de tıpkı kamuda başörtüsü yasağına karşı imzaladığım bildiri gibi, bu demokratik hakkımın icrasından başka bir şey değildir."
TIKLAYIN - Nevim Borçin'in Beyanı
Başkan: Örgütün hiç mi suçu yok?
Mahkeme Başkanı (MB): Sizce çözüm süreci neden bitti?
Nevim Borçin (NB): Tartışma gerektiren bir soru. Tarafların eksiklikleri, kusurları oldu. Ama dediğim gibi burada nihai bir yanıt vermem mümkün değil. Dilerseniz bunun için bir savunma yapabilirim.
MB: Niyeti barış olan bir örgüt bubi tuzakları hazırlayıp hendekler kurar mı?
NB: Benim imzaladığım barış bildirisi bu konuyla ilgili değil. Biz devletin kendisinin başlattığı çözüm sürecine geri dönülmesini talep ederek bu metne imza attık.
MB: Metinde örgüte yönelik neden eleştiri yok? Onların hiç mi suçu yoktu?
NB: Savunmamda belirttiğim gibi doğup büyüdüğüm bir şehirden gelen haberlerle beraber insan hakları ihlallerinin giderilmesi hususunda kaygı duydum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ve böyle bir durumda muhattap alacağım tek kurum Türkiye Cumhuriyeti devletidir.
301'den yargılama talebi
Borçim'in ardından söz alan avukat Metin Sezgin ve İnayet Aksu eylemin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek Borçim'in ilk aşamada beraatini, aksi kanaatin verilmesi durumunda 13. ACM'de devam eden dört akademisyenin dava dosyasındaki gibi yargılamanın Türk Ceza Kanunu madde 301'den devam edilmesini talep etti.
Avukatlar ayrıca, aralarında "hukuki ve fiili birliktelik olduğu" gerekçesiyle dosyalarının 13. ACM'deki dosyayla birleştirilmesini, talebin reddi halinde 14. ACM'deki dosyaların birleştirilmesi talebinde bulundu.
Aksu: Yargılamalar siyasi cereyanlara duyarlı
Avukatlardan İnayet Aksu şöyle konuştu:
"Ceza yargılamaları maalesef siyasi cereyanlara duyarlı. Elimizde maddi delil, baristik raporları, telefon dinlemeleri yok. Siyasi rüzgarlara duyarlı, çağrışım ve siyasi yorumlarla dolu iddianamede şüphenin tam olarak yok edilebileceğine inanmıyoruz. O nedenle temel ilkelere bakarak yargılamaya devam etmek zorundayız.
"Ceza Kanunu'nun 1. maddesi kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasıdır. Mahkemenizi de kapsayan yasalarda kişilerin özgürlüğü güvenlikten önce gelir. Şüpheyle dolu bu mesele özgürlükçü bir perspektifle, Ceza Kanunu'nun emredici özgürlükçü hükümleriyle ele alınmalıdır."
TCK 301'den soruşturma izni istenecek
Savcı, 14. ACM'deki akademisyen davalarının birleştirilmesi yönünde ara mütalaa verdi.
Mahkeme heyeti, "sanığın eyleminin TCK'nın 301. maddesini gerektiren suçu oluşturma ihtimaline binaen usuli muamelelerin durdurularak Adalet Bakanlığı'ndan soruşturma izni alınması için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, mahkemede aynı bildiri nedeniyle bulunan diğer sanıklar hakkında açılmış davaların birleştirilmesi talebinin diğer dosyalardaki savunmalar ve soruşturma izni alındıktan sonra değerlendirilmesine karar verdi.
Bir sonraki duruşma 2 Ekim, 09.50'de görülecek.
Ne olmuştu? 10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu. Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı. 19 Haziran itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 254 oldu. 15 akademisyen 1’er yıl 3’er ay hapis cezasına mahkum oldu. Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel ve Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Büşra Ersanlı'nın cezası hariç cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı. Üstel’in ve Ersanlı'nın cezalarının ertelememe gerekçesi olarak "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmediği" ve "mahkemede suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı" gösterildi. TIKLAYIN - Akademisyen yargılamalarında cezalar Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016) ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) TMK 7/2'de düzenlenen “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar. Savcının talebi üzerine Adalet Bakanlığı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanma izni verdi. Dava sürüyor. Akademisyen yargılamaları haberlerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz. |
(TP)