Güncel sanatçı ve akademisyen Prof. Gülçin Aksoy dün (31 Ocak) İstanbul’da hayatını kaybetti.
Türkiye’de güncel sanatın öncü isimlerinden biri olan Aksoy, iki gün önce kalp krizi geçirmiş ve ardından hastanede tedavi altına alınmıştı.
59 yaşındaki Aksoy’un cenazesi bugün Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii'nde kılınan ikindi namazı sonrası Ihlamurkuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Cenaze törenine sanatçının ailesi ve öğrencilerinin yanı sıra çok sayıda sanatçı, gazeteci ve sinemacı katıldı.
Aksoy için yarın (2 Şubat Cuma) saat 14.00'te Mimar Sinan Üniversitesi Osman Hamdi Bey Sergi Salonu'nda bir tören düzenlenecek.
“Evimiz belirli aralıklarla basılırdı”
Aksoy’un 2014 yılında Express’te yayımlanan söyleşisinden bir bölüm:
“Evimiz belirli aralıklarla polisler tarafından basılır, kapılar kırılır, kitaplar çuvala doldurulup götürülürdü. Daha sonra taşındık. 80’lerin sonu, 90’ların başında Umur Apartmanı’na sol eğilimli dernekler, oluşumlar taşınmaya başladı, zamanla bina bu derneklerin toplanma yeri haline geldi. İki ay önce Umur Apartmanı, ne yazık ki, hem de üç dairenin izin vermemesine rağmen yıkıldı. Üstelik yıkanlar da sosyal demokrat! Sergide Umur’un konu edildiği, belgesel olan/olmayan aralığında duran bir video çalışması var. Hepimiz bir hafta tutulduk. Ben yaşlı çocuğuyum, ama babam şık, fit bir adamdı. Nakliyat şirketi vardı, eşraftan, bilinir. Borsalino şapkasıyla gezer. Tam cumhuriyet adamı. Babam gözaltından çıktığında inanamadım. En az on yıl yaşlanmıştı. İşkence görmediğini biliyorum. Orada olmak bile onun için yıkımdı.”
Gülçin Aksoy hakkında
1965 yılında dünyaya gelen sanatçı, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde yüksek lisans ve sanatta yeterlilik eğitimini tamamladı. 1993 yılından beri Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışıyor ve "Halı Atölyesi"ni yürütüyordu.
Sanatçı, 1990'ların başından itibaren aktif sanat üretimine devam ediyordu. Kişisel üretimlerinin yanında ‘Atılkunst’ kolektifi gibi birçok ortak çalışmada yer aldı. İstanbul ve Münih’te kişisel sergiler yaptı, yurtiçi ve yurtdışı birçok sergide yer aldı.
Sanatsal üretimini eğitimci kimliğinden ayırmadan, birlikte öğrenmek ve üretmek üzerine konumladı.(TY/AÖ)