Trans aktivistler: 8 Mart’ta özellikle seçildik ve hedef gösterildik

İstanbul Taksim'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde düzenlenen 23. Feminist Gece Yürüyüşü’nde 112 kadın ve LGBTİ+ gözaltına alındı.
Gözaltına alınanlardan 111’i, 9 Mart sabahı serbest bırakılırken, LGBTİ+ aktivisti İris Mozalar, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması ve “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” gerekçesiyle tutuklama talebiyle 3. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi.
Mozalar, hakkında verilen adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı kararıyla serbest bırakıldı.
LGBTİ+ hak savunucuları arasında, bu yılki yürüyüşte LGBTİ+’lara ve onların sembollerine yönelik polisin daha sert müdahale ettiği görüşü yaygın. Hak savunucularına göre, bunun en önemli nedeni 2025 yılının Türkiye’de “Aile Yılı” olarak ilân edilmesi.
Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen İris Mozalar ve gözaltına alınan LGBTİ+ aktivistlerinden biri olan Yusuf ile konuştuk.

23. FEMİNİST GECE YÜRÜYÜŞÜ
Cihangir'de gözaltına alınan 112 kadın ve LGBTİ+ serbest
İris Mozalar anlatıyor
8 Mart’ta gerçekten çok kalabalıktık. Yürüyüşte translar olarak oldukça görünürdük; trans bayraklarımız ve diğer sembollerimiz alanda açık bir şekilde yer aldı. Yürüyüşün ilk saatinde bir polis elimdeki trans bayrağını almaya çalıştı; ama ben ve yanımdaki arkadaşlarım buna izin vermedik ve bayrağımızı geri aldık. Bu, maruz kaldığım ilk müdahaleydi. Yürüyüş bitmişken ve artık insanlar dağılırken polis alandaki kadınların ve LGBTİ+’ların çıkmasına izin veriyormuş gibi yaparak belli grupları hedef aldı. Alandayken slogan attık, güldük, eğlendik, fotoğraf çektik; ama çıkışımıza izin verilmedi. 100’den fazla kadın ve LGBTİ+’dan oluşan bir grup olarak bir anda etrafımız sarıldı ve ablukaya alındık. Sonrasında da gözaltılar başladı.
Polisler, özellikle görünür aktivistleri ve yürüyüşün organizasyon ekibinde yer alanları seçerek ablukaya aldı. Bu tamamen keyfi ve hedef gözeten bir uygulamaydı.
Gözaltı esnasında ve araçta işkence
Gözaltı sırasında işkenceye maruz kaldık. Arkadaşlarımın kafalarına vuruldu, itildik, hakaretlere uğradık. Normalde her kadına iki kadın polis eşlik ederken, beni bir kadın ve bir erkek polis gözaltına aldı ve erkek polis bana dokunmakta ısrar etti. Ben iki kadın polisin eşlik etmesi gerektiğini söylediğimde ise talebim göz ardı edildi. Arama sırasında da son anda erkek polisin eşlik etmesine engel olabildim.
Gözaltı aracında da işkence devam etti. Bileklerimiz ters kelepçeliydi, su verilmedi, tuvalete gitmemize uzun süre izin verilmedi. Bir arkadaşımız kelepçeli bir şekilde muayene edildi. Araç içinde polisler izinsiz bir şekilde, kişisel telefonlarından videolarımızı çekmeye çalıştı. Buna tabii ki itiraz ettik. Uzun süre avukatlarımızla görüştürülmedik. Avukatlarımızla görüştükten ve emniyet ifadelerimizden sonra hepimiz serbest bırakılacağımızı düşünüyorduk ki, ben mevcutlu olduğumu öğrendim. Gerekçe olarak ise “Zıplamayan Tayyip’tir” sloganı attığım iddia edildi. Polisin elinde buna dair bir video olduğu söylendi. İfadem sırasında, avukatım Gülyeter Aktepe’nin de talebine rağmen hakkımdaki iddiaları destekleyen videoyu görmeme izin verilmedi. Sadece videodan alınmış bir ekran görüntüsü gösterildi; onda da benim üzerime kırmızı bir yuvarlak çizilmişti ve yanına ismim yazılmıştı. Yani neyle suçlandığımı tam olarak bilmeden ifade vermem bekleniyordu. İfademi verdim ve ardından geceyi nezarette geçirdim.
Ertesi gün savcı, ifademi dahi almadan tutuklama talebiyle beni mahkemeye sevk etti. Bu aşamada tabii ki gerildim, sağ olsun avukatım Gizem Karaköçek tüm adliye süreci boyunca yanımdaydı. Mahkeme adli kontrol şartıyla ve yurt dışı çıkış yasağı ile serbest bırakılmama karar verdi.

Tutuklamaya sevk edilen LGBTİ+ aktivisti İris Mozalar, serbest bırakıldı
“Ellerinde eskimiş, kuru bir güç var”
Ama ben şunu söylemek istiyorum: Binlerce kadın ve LGBTİ+ olarak yürüyüşteydik. 112 kişi, keyfi bir şekilde gözaltına alındık ve o kişiler arasında bir tek ben mevcutlu tutulduktan sonra tutuklamaya sevk edildim. Trans olduğum için, haklarım için mücadele eden bir kadın olduğum için hedef alındım. Hukuksuz bir sürece maruz kaldım ve bu kararın ardındaki niyetin çok açık olduğunu düşünüyorum.
O yüzden bu denetimi de kabul etmiyorum. Zaten suçlu bulunmamı gerektirecek bir durum yoktu. Kaldı ki attığım iddia edilen slogan nedeniyle daha önce birçok kişiye dava açıldı ve hepsi beraat etti. Bu kararın bir gözdağı olduğunu biliyorum. Translara, feministlere, LGBTİ+ aktivistlerine yönelik bir sindirme politikasıyla karşı karşıyayız.
Ellerinde eskimiş, kuru bir güç var. Ama bu renksiz, soluk gücün karşısında bizim de kız neşemiz, feminist isyanımız, trans dayanışmamız, LGBTİ+ mücadelemiz var. Kadınlar, translar, LGBTİ+’lar olarak yan yanayız. Dolayısıyla bu dönemin de bir gün sona ereceğini biliyorum. Elbet çok güzel günler göreceğiz. Yaşasın feminist mücadelemiz!
Yusuf anlatıyor
Gözaltına alınma sürecimizde yaşadığınız her şey, ilk andan itibaren hukuksuzdu. Kitleyi dağıtmak için bizi aşağı yönlendirdiler, sonra bir anda önümüzü kesip anons bile yapmadan çembere aldılar. Bizi üç gruba ayırıp etten duvar ördüler. Resmen keyfî bir gözaltı süreci yaşandı; zihinlerine kazıdıkları kişileri gözaltına aldılar, çemberdeki diğerlerini serbest bıraktılar.
Gözaltı aracına götürülürken koluma giren polis, yanındaki arkadaşına dönüp “Bizim bir fotoğrafımızı çeksene” diyerek telefonunu verdi. O sırada ben direniyor, bağırıyordum; izinsiz fotoğraflarım çekildi. Anlaşılan, beni gördüklerinde heyecanlanmışlar!
2025’in “Aile Yılı” ilân edilmesinin ardından saldırılar perçinlenerek arttı. Daha eylem başlamadan LGBTİ+ içerikli her şeyin (bayrak, pankart vb.) yasak olduğu ibraz edilmiş. Yürüyüş boyunca polis ve bireysel kameralar sürekli biz LGBTİ+’ların üzerindeydi; görüntü almak için adeta sıraya girdiler. Mersin’de trans bir kadın, gökkuşağı renkli başörtüsü taktığı için gözaltına alındı. Ankara ve İzmir’de de saldırılar gerçekleşti. Kadıköy’deki Büyük Kadın Buluşması’nda LGBTİ+ bayrakları içeri alınmadı, kürsüde LGBTİ+ bayrağı tutan bir lubunya gözaltına alındı.
“Onlar saldırdıkça biz güçleniyoruz”
Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim: Bu zamana kadar polisin gösterdiği belgelerde “LGBT” olarak geçiyorduk; şimdi ise “LGBTİQ birey” deniyor. Bu bile mücadelemizin bir sonucudur, bir kazanımdır.
Yıllardır mücadele içindeyim ve sayelerinde gözaltı prosedürlerini ezbere biliyorum, çünkü her eylemde gözaltına almaya and içmiş gibi bana saldırıyorlar. 23. Feminist Gece Yürüyüşü’nde gözaltına alındığımda, bir parmağın bile sığamayacağı kadar sıkı ters kelepçelendim. Bir süre sonra ellerim uyuştu, başım dönmeye başladı. Uzun tartışmaların ardından ancak bir saat sonra kelepçe gevşetildi.
Doktor muayenesinde İstanbul Protokolü’nü ve işkenceye maruz kaldığımı defalarca hatırlatmama rağmen, ters kelepçeli hâlde muayeneye sokuldum ve doktor beni muayene etmedi. Resmen bir “öcü” gibi hissettirdiler; doktor bana dokunmaya bile korktu. Gözaltı aracında bireysel kameralarla defalarca fotoğraflarım çekildi; uyurken, dururken, konuşurken... Yüzlerce kişinin attığı bir slogandan ötürü sadece trans bir kadının suçlanması ve adli kontrolle serbest bırakılması, devletin ve Erdoğan’ın “Aile Yılı” adı altında bizlere saldırısının bir başlangıcı ve tamamen transfobik.
Tüm bu saldırılara, Taksim ve çevresinin kapatılmasına rağmen binlerce kadın ve LGBTİ+ olarak 23. Feminist Gece Yürüyüşü’ndeydik. Kadrajlara sığmadık ayol! Herkesin yüzü gülüyordu. Ajitasyon esnasında başımı kaldırdım ve yüzleri gülen bir sürü lubunya gördüm... Bunu düşündükçe tüm o saldırılar, gözaltılar vız geliyor.
Onlar saldırdıkça biz güçleniyoruz. “Aile Yılı” adı altında hayatlarımızı zindan edemeyeceksiniz! İstenmediğimiz her yerde olmaya, görünmeye devam edeceğiz. Yaşasın 8 Mart! 11. Trans Onur Yürüyüşü’nde ve 33. LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nde görüşürüz! (TY)
Tutuklamaya sevk edilen LGBTİ+ aktivisti İris Mozalar, serbest bırakıldı

Prof. Dr. Şahika Yüksel: Utandırma ve suçlama bir tedavi yöntemi olamaz

“Seçimden sonra Almanya'da göçmenler açısından ciddi riskler gündemde"

HAYATTA KALAN GENÇLER ANLATIYOR
"Ahmet Akın'ın çocuklara yaklaşımı, doğrudan cinsel ifadeler içermese bile iğrenç"

Ülker Sokak'ın 99 yıldızını birer birer sayarak
