Kafkasyalı bir halk olan Osetlerin çoğu Rusya Federasyonu’na bağlı Kuzey Osetya’da, bir bölümüyse Gürcistan’a bağlı olmakla birlikte bağımsızlık mücadelesi veren Güney Osetya’da yaşıyor.
Osetlerin önemli bir kısmı Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebine mensup. Fakat Müslüman Osetler de var. Bunların hatırı sayılır bir bölümü 1860’lı yıllarda baskılardan kaçarak Osmanlı Devleti’ne sığınmış.
Osetler bugün Türkiye sınırları içinde büyük şehirlerin yanı sıra Yozgat, Sivas, Muş, Erzurum, Tokat, Bitlis ve Kars gibi Anadolu şehirlerinde yaşıyor.
21 Şubat Uluslararası Anadili Günü vesilesiyle Türkiye Osetlerinin dilleriyle ilişkilerini ve sıkıntılarını Beyoğlu’nda Çerkes mutfağının lezzetlerini sunan Fıccın Restoran’ın işletmecisi Leyla Kılıç Karakaynak’la konuştuk.
“Köyümüze Türkçe, evlilikler, askerlik ve okulla girdi”
Anadillerinin Osetçe olduğu belirten Karakaynak, “Bizim dedelerimiz 1864 itibarıyla Kafkasya’dan, Kuzey Osetya'dan göç etmişler. Kars'la birlikte Anadolu'da çeşitli illerde toprak tahsis edilmiş ve oralarda köy kurmuşlar. Bizim köyde evlilikle gelenlerin dışında herkes Oset kökenliydi ve Osetçe konuşurdu. Dışarıdan yapılan evliliklerin yanı sıra okul ve askerlikle beraber hayatlarına Türkçe girmiş. Bizler 1980'lere kadar Türkçeyi ilkokula başlayınca öğrenirdik. Okula kadar anadil Osetçe konuşulurdu” diyor.
“Osetçe konuşmak cezalandırılırdı”
Karakaynak Osetçe’ye yönelik yasak ve baskıların Osetlerin anadillerini unutmasına yol açtığı kanısında:
“Köy öğretmeni, Osetçe'nin yerine Türkçe’nin yaygın olarak konuşulması için çocuklara okul dışında da yasaklama getirirdi. Annesi Oset olmadığı için ailelerinde Türkçe konuşulan çocukları görevlendirerek Osetçe konuşanları ihbar ettirir, dayakla cezalandırırdı. Hatta bir başka Oset köyüne 1970’lerde ciddi bir yasaklama getirilmiş ve büyükler de dâhil Osetçe konuşanlara para cezası verilmiş. Bu yasak ve baskılar yüzünden benden yaşça büyük olan kuzenlerim bile dilimizi anlar fakat konuşamazlar.”
Karakaynak’a göre bir diğer önemli etken de dışarıdan evlilikler:
“Ben 40 yaşındayım ve benden sonraki nesillerde dili konuşabilen çok az. Sebeplerin başında dışarıdan evlilikler geldiği için, bu tür evliliklere sıcak bakılmıyor. Dil hızla kaybedildiğinden Çerkes boyları genellikle birbirleriyle evlilik yaparlar ama çok çeşitli dillere sahip olduklarından, ortak dil olarak Türkçe'yi kullanırlar.”(KM/EÜ)