Anadolu, Akdeniz, Ankara, Atatürk, Doğu Akdeniz, Doğu Akdeniz, Erciyes, Ege, Gazi, İstanbul, Kocaeli, Lefke Avrupa, Marmara, Mersin, Selçuk, Yeditepe, Uluslararası Kıbrıs, Girne Amerikan, Hacettepe, İstanbul Bilgi, Galatasaray, Fırat, Maltepe ve Marmara Üniversiteleriyle Agos Gazetesinden toplam 28 gazeteci adayının katıldığı "Okuldan Haber Odasına"da tüm gün gazetecilik üzerine konuşulanların ardından genç iletişimciler kendi ideallerini anlattılar.
“Gazeteciliğe başlamamın itici kuvveti Hrant Dink cinayetidir”
Özlem Ertan, Ege Üniversitesi Arkeoloji bölümünden mezun.1,5 yıldır Agos gazetesi muhabiri.
"Neden gazetecilik?" diye sorduğumuzda okumayı, yazmayı, araştırmayı sevmesinin yanı sıra, Ertan, “ Gazeteciliğe başlamamın itici kuvveti Hrant Dink cinayetidir” dedi.
Ertan, Hrant Dink’in öldürülmesinden çok etkilendiğini bunun üzerine Agos gazetesine destek vermek “bir şeyler yapmak” için orada gönüllü olarak staja başladığını söyledi.
OHO’ya ise gelme nedenini ise şöyle açıkladı:
"İletişim mezunu olmadığım için teorik bilgim yok. Alaylıyım, yeni habercilik anlayışları konusunda bilgilenmek istiyorum”
Ertan, ileride dünya görüşüne yakın ve arkasında durabileceği gazetelerde çalışmak istiyor.
Ertan, Agos gazetesinin haftalık cemaat gazetesi olması nedeniyle önceliğinde azınlık sorunları olduğunu bunun çok normal ve gerekli olduğunu fakat bazen gündemin kaçırılmasına neden olduğunu söyleyerek, ilerde günlük bir gazetede çalışmak istediğini belirtti.
"İletişim okumak sadece İstanbul’da avantajlı"
Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Sinema mezunu Yakup Erdem, iletişime yanlış tercih kurbanı olarak başlamış.
“Yetiştiğimiz ortamda öğretmenlik ve hukuktan seçenek yoktu” diyen Erdem, Türkçe öğretmeni olmak isterken kodlama hatasıyla iletişim fakültesini kazanmış.
Medya sektörü adına umutsuz olan Erdem, KPSS'ye girerek umutsuzluğunu yok etmeyi deniyor.
“Medya sektörü İstanbul’da” diyen Erdem, iletişim okumanın sadece İstanbul’da avantajlı olduğunu tüm iş başvurularında referans istendiğini bunun da kendisini çaresizliğe ittiğini söylüyor.
Öğrenciliği esnasında yerel ve ulusal televizyonlarda çalışan Erdem, gazeteciliğin çalışma koşullarından muzdarip.
Erdem'in OHO’ya gelme amacı şöyle:
"Okulda öğrenemediklerimi almak, farklı iletişim öğrencileri ile tanışmak ve küçücük bir ümit de olsa OHO’nun bir iş olanağı sunabilme olasılığı” yanıtını verdi.
“Parçalanmamış, bütünlüklü bir gazetecilik”
Serhat Romay, Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden bu yıl mezun olmuş. Dört yıldır merkezden uzak, Erzurum’da aldığı eğitimin Türkiye standartlarında nerede yer aldığını görmek ve diğer iletişim öğrencileriyle tanışmak amacıyla OHO’ya katıldığını söylüyor:
“Medyanın bütünüyle tecimselleştiği bu dönemde 'Başka bir iletişim mümkün!' diyen bianet gibi bir sese karşılık vermemek düşünülemez.”
Romay, Erzurum Palandöken gazetesinde 5 ay staj dışında gazete deneyimi olmadığını söylüyor ve gazetecilik idealini şöyle ifade ediyor:
“21. yüzyıl bilgi üretiminde inanılmaz bir branşlaşma söz konusu. Aslında yapmak istediğim gazetecilik, dünyada olup bitenlerin bilgisini kapsayan, bütünlüklü bir yaklaşıma sahip, parçalanmamış bir gazetecilik. İletişim bölümünün disiplinlerarası özelliği bu anlamda önemli bence.”
“Gazetecilik ezilenlerin sesi olmaya müsait”
Doğu Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik Bölümü son sınıf öğrencisi Hakan Tadik, gazetecilik mesleğini tercih etmesini doğup büyüdüğü bölgede yaşanan "şiddet ortamı"yla açıklıyor:
“Fazlasıyla kişisel bir seçim gazetecilik; çocukluğum Bitlis’te geçti ve sanırım varolan şiddet ortamından çok etkilendim. Bir taraf olma durumu değil bu etkilenme, yaşanan haksızlıkları gördüm; beş bine yakın köy boşaltıldı, çocuklar okula gidemedi… Doğal olarak ezilenin sesi olmak gibi bir eğilimim oldu, gazetecilik de buna müsait bir meslek.”
Türkiye’de medyanın rant temelli işleyişine karşı mücadele etmeyi, alternatif medyanın gelişimine katkıda bulunmayı önemli bulduğunu söyleyen Tadik, iletişim fakülteleri özelinde, eğitime hakim bakış açısından rahatsız olduğunu da ekliyor:
“Türkiye çeşitli süreçlerden geçti, geçiyor. Bugünkü ortam 12 Eylül darbecilerinin yarattığı anayasayla sınırlı bir düzen. Bunun eğitime yansımaması da mümkün değil. Çok değerli hocalarımız var ama onların bireysel çabaları yeterli mi, tartışılır. Soran, sorgulayan, Sokrat gibi sorgulayan bir eğitim lazım ama bunu göremiyoruz.”
OHO'ya katılan genç gazetecilerse şöyle:
Eylem Tuna, Ayçin Gelir, Bünyamin Fidan, Pınar Turan, Serhat Ramay, Güllü Gülsüm Bülbül, Hakan Tadik, Hatice Yılmaz, Didem Deniz, Gözde Koca, Kerim Fatih Çelik, Gül Çelikkol, Ülkü Pervaneli, Hülya Çapkan, Serkan Çelik, Sezen Özsamanlı, Filiz Gazi, Müjgan Yağmur, Pınar Kahraman, Esra Elif Altunsoy, Fatih Karaduman, Yavuz Arı, Hatice Karaca, Mustafa Kuleli, Tuğçe Ersoy, Yakup Erdem, Özlem Ertan, Meltem Şahin, Tarkan Kılıç.(NV-CU/EZÖ)