"Öğretmenim iyi biri, disiplinli, biz daha iyi öğrenelim diye bazen bize kızıyor. Kitap okuyor; ben de okuyorum. Sinemaya, tatile gidiyor mu bilmiyorum. Bazen okuldan çıkınca bakıyorum başka tarafa yürüyor. Çünkü burada arkadaşları var, onlarla buluşuyor."
İlköğretim üçüncü sınıfa giden Berfin "çok sevdiği" öğretmenini böyle anlatıyor. Onun yüzünden Berfin de büyüyünce öğretmen olmaya karar vermiş ama bir farkla: "Ben tenefüse çıkınca kimseyi nöbetçi bırakmayacağım."
Berfin'in sınıfında 32 arkadaşı var. Hergün 09.00'dan 15.00'a kadar okuldalar. O şu an farkında değil ama "30 yaşında, kız ve iki çocuğu olan" öğretmeni birçok ülkeden daha kalabalık sınıflarda, daha uzun saatler boyunca ve çok daha kısıtlı olanaklarla onlara eğitim vermeye çalışıyor.
"Onu seviyorum çünkü bize bir sürü şey öğretiyor, bizimle ilgileniyor ve bizi seviyor. O daha iyi yaşarsa ben de daha mutlu olurum."
Berfin, Türkiye'de okulöncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretime devam eden 19 milyona yakın öğrenciden biri ve 650 bine yakın öğretmenden biri olan Hülya öğretmenini böyle anlatıyor. Bugün, Dünya Öğretmenler Günü ve öğretmenler çalışma koşullarından, yeterli ücret alamamaktan, sosyal haklarını kullanamamaktan şikayetçi.
Türkiye'de çok iş, az maaş
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) başkanı Alaaddin Dinçer, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi ülkeler arasında Macaristan'dan sonra öğretmenlerin en uzun çalıştığı ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çekiyor.
Bir basın toplantısı düzenleyen Dinçer, "Öğretmenler yoksulluğun yanı sıra özlük ve sosyal haklarını kullanmak konusunda da her geçen gün daha fazla sorun yaşıyor" dedi. Sendika üyeleri yarın saat 12.00'da Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde bir basın açıklaması yapacak. OECD'nin yayınladığı "Bir Bakışta Eğitim 2007" raporuna göre,
- Türkiye'de bir öğretmen yılda bin 808 saat çalışıyor. OECD ortalaması bin 688 saat.
- İlköğretimde yeni başlayan bir öğretmen yılda 17 bin 909 dolar kazanıyor. OECD ortalaması 27 bin 723 dolar.
- Türkiye'de öğretmen başına okul öncesinde 20, ilköğretimde 26, ortaöğretimde 16 öğrenci düşüyor. Bu rakamların OECD ortalaması sırasıyla 15, 17 ve 13.
"Özelleştirmenin zararı herkese"
Dinçer "Eğitimin özelleştirilmesi, paralı hale getirilmesi son yıllarda hızlandı. Eğitim harcamalarının önemli bir bölümü velilerin sırtına yıkılıyor; katkı payı, kayıt parası, bağış, harç ve benzeri kalemlerle tamamen paralı hale getiriliyor. Bu durumun sıkıntısını çekenler, işsizliğin ve yoksulluğun kıskacında olan veliler, öğrenciler, öğretmenler ve eğitim emekçileri" dedi.
"Eğitim fakültelerinden mezun işsiz öğretmen adaylarıyla ilgili hiçbir yapıcı çözüm geliştirmeyen, eğitim emekçilerini ek iş yapmak zorunda bırakan, kamu emekçilerinin grevli toplu sözleşmeli sendikal haklarına şerh koyan AKP politikalarını kınıyoruz."
UNESCO 12 Eylül'e karşı
BM Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 1966'da imzalanan Öğretmenlerin Statüsü üzerine UNESCO/ILO Ortak Tavsiye Kararı'na atfen 5 Ekim'i Dünya Öğretmenler Günü olarak belirledi.
Buna göre, 1994'ten bu yana 5 Ekim öğretmenlerin eğitim ve kalkınmaya yaptıkları katkıya dikkat çekmek üzere 100'den fazla ülkede çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Türkiye'deyse 12 Eylül askeri darbesinden bu yana 24 Kasım resmi öğretmenler günü.
UNESCO bu yıl 5 Ekim'in ana teması olarak "etkin bir öğretim gücü için planlamanın önemi"ni vurguladı.
Tüm eğitim emekçilerinin talepleri aynı
Türkiye'den Eğitim-Sen'in üye olduğu, 169 ülkede 30 milyondan fazla eğitimciyi temsil eden Education International (EI) da bu yıl eğitim emekçilerinin çalışma koşullarına dikkat çekerek tüm üyeleri için ortak talepleri sıraladı:
"Hem eğitimciler hem de öğrenciler için kaliteli, güvenli bir öğrenim ortamı. Düzgün ödenen insanca yaşamaya yetecek maaş. Kadın emekçiler için eşit işe eşit ücret. Kendini hem profesyonel hem de insani olarak geliştirebilecek olanaklar. Karar mekanizmalarında söz hakkı. Eğitimcilerin haklarını savunabilmeleri için toplu pazarlık hakkı." (EÜ)