Eğitimcilerin sorunlarına bu 24 Kasım'da da çözüm bulunamadı. Görüştüğümüz uzmanlar, öğretmenlerin ekonomik, sosyal, kültürel açıdan yetersizlik içinde olduklarını ifade ettiler. Yön Radyo'da her Pazartesi yayınlanan Benim Üniversitelerim programında bu hafta eğitimciler kendi sorunlarını tartıştılar.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) 1 No'lu Şube başkanı Nihat Dede, ''24 Kasım'ları biz mücadele günü olarak algılıyoruz sorunlarımızın kamuoyunda tartışıldığı, paylaşıldığı gün olarak anımsamak istiyoruz'' dedi.
Gazi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Kemal İnal, öğretmenlerin sorunları esas olarak ideolojik anlamda sorgulaması gerektiğine dikkat çekti. Öğretim üyelerinin sorunlarına değinen Prof. Dr. Tahsin Yeşildere ise, ''Öğretim üyesi yetiştirmede sıkıntılar var, araştırma görevlilerinin maaşları yetersiz. Bu durumun üniversitelerde nitelikli eleman kaybına yol açacağını görüyoruz'' diye konuştu.
Dede, eğitimcilerin parasız, bilimsel nitelikli bir eğitim yapma olanaklarının olduğu, ekonomik ve sosyal çöküntü içinde olmadıkları, demokratik haklarınının alabildiğine kullanıldığı bir ülkede yaşama umudu taşıdığını belirtti.
"Öğretmenler merkeziyetçi yapının aktörü"
İnal ''Öğretmenlerin ekonomik sorunlarını herkes biliyor. Öğretmenlerin asıl problemleri ideolojik." dedi ve devam etti:
"Öğretmenler merkeziyetçi yapının birer aktörü konumundalar. Öğretmenler, müfredata, ders kitaplarına, müfettişe bunun yanı sıra bir takım yasa ve yönetmeliklerine bağımlılar. Dolayısıyla, öğretmenin demokratik bir ülkede sınıf içine girdiğinde özgün ve özerk anlamda ders anlatması pek mümkün olamıyor.''
"1000 YTL ile nasıl geçinecekler?
Yeşildere ise öğretim üyelerinin sorunlarını özetle şöyle dile getirdi:
''Hükümet döneminde 15 yeni üniversite açıldı ancak öğretim üyesi yetiştirmede hala sıkıntılar var ayrıca araştırma görevlilerinin maaşları yetersiz. Bunları savunacak ortamları yaratabilmek zor. Kapitalist bir sistem var. Neo liberal politikalar uygulanıyor. Bu politikalar içinde basın belirli bir kesime hizmet ediyor. Emekçinin hakkı hiçbir yerde aranmıyor. Öğretim elemanları da bilim bir emekçisi. 1000 YTL'ye araştırma görevlisi bir ay boyunca; gazete okuyacak, dergi alacak, yemek yiyecek, ev kirası verecek, ailesini geçindirecek veya evlenecek, doktora çalışmalarını sürdürecek, araştırma fonu verilmediği için kendi cebinden fotokopi parasını verecek... Böyle bir ücretle nasıl bilim yapılacak? Nitelikli elemanların üniversitede kalmadığı görüyoruz. Devlet üniversitesinden özel üniversiteye geçiş oluyor. Ayrıca araştırma fonlarına ayrılan kaynaklar da çok düşük.''(EK/EÜ)