Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Fatma Gök ve Sabancı Üniversitesi Eğitimde Reform Girişimi Proje Koordinatörü Neyyir Berktay "Eğitim Sisteminin Temel Sorunları ve Perspektif Farklılıkları" başlıklı söyleşilerinin Hakkari ayağını Eğitim-Sen Hakkari Şube Başkanı Ali Asker Yurtsever'in eşliğiyle gerçekleştirdiler.
Anadolu Kültür'ün düzenlediği söyleşi, 2006'da başlayan projenin devamı.
Eğitim projeleri yanılsama mı yaratıyor?
Dün Hakkari Kamu Emekçileri Sendikası'nda (KESK) düzenlenen söyleşide Gök kapitalizmin tarihsel gelişiminin okuldaki eğitimin nasıl olduğuyla yakından ilişkili olduğunu anlatırken, eğitimin egemenlik ilişkilerinden soyutlanamayacağının altını çizdi. Gök makro düzeyin eğitimin en mikro yapısı olan sınıfta çözümlenebileceğini ifade etti.
"Eğitim üzerindeki tarihsel ve soysal mirasın etkisi şu an biraz daha gevşedi. Artık dünyanın pek çok yerinde 'Biz öğrencilere ne sunarsak potansiyellerini gerçekleştirirler?' sorusuna yanıt aranıyor ve programlar buna göre düzenleniyor. Ama artık kapitalizm de böyle insan istiyor bu yine sistemle ilgili."
Gök sunumunda yapılan istatistiklere çok güvenilmemesi gerektiğini örneğin "Türkiye eğitime özel sermaye akışında dünya birincisi" demenin zahir bir çerçeve çizdiğini kaydetti. Gök'e göre projelerle küçük dönüşümler yapmak insanlarda her şeyin iyileştirildiği yanılsamasını uyandırıyor.
Eğitimde "müşteri" kavramı
Eğitimin özelleşmesiyle okullarda "müşteri" kavramının oluştuğunu anlatan Yurtsever, "esas sorun öğretmenlerin bunu normal kabul etmeye başlaması" dedi.
"İnsanlar yavaş yavaş paralı eğitime alıştırılıyor. Öte yandan 2,5 aylık tatilde okullarda tadilat yapılmadı, bunlar şimdi başladı. Neden? Çünkü okullara ödenek ayrılmıyor ve okul idaresi tadilat yapmak için kayıtları ve kayıtlarda alacakları bağışları bekliyor."
Eğitim ve sağlık alanının piyasa ekonomisine bırakılamayacağını belirten Yurtsever, devletin bu ikisini üstlenmeden devlet olamayacağını söyledi.
"Yeni bir üniversite açılırken orada eğitim verecek kalitede öğretmenlerin olmasına da dikkat edilmeli. Yoksa öğrenciler okula girdiği gibi çıkıyor."
Berktay: "Herkes özeleştiri yapmalı"
Yeni müfredat eleştirilmeden önce herkesin özeleştiri yapması gerektiğini savunan Berktay, iktidarın sivil toplum kuruluşlarını davet ettiğinin ancak bazı kuruluşların davete iştirak etmediğinin altını çizdi. Berktay'a göre kuruluşlar katılımlarının partiyi desteklemek olarak yorumlanmasından çekindi.
"Bazı üniversiteler akademisyenlerinin katılmasına izin vermediler. Görüş istenen sivil toplum kuruluşlarının da çoğu görüş vermedi. Eğitim çeşitli politik tartışma alanı haline geldi. Kutuplaşmalar yaşandı."
Eğitimdeki sorunların çoğunun öğretmenin kendisini iktidar olarak görmesi olduğunu söyleyen Berktay, bu sistemin ürettiği yurttaş tipinin toplumda başka sorunlara da kaynak olduğunu vurguladı.
"Eğitimin kalitesini belirleyecek temel şey öğretmenlerin mesleki heyecanlarını asla kaybetmemelerinin sağlanması. Devlet eğitime daha çok kaynak ayırabilir. MEB'in bürokratik ve merkezi yapısı yeniden yapılandırılmalı. Ama sorun var diye vazgeçmek olmaz. Buradaki bütün öğretmenlerin değişimi talep edecek öğrenci yetiştirmesi gerek." (GG/NZ)