Engin Çeber'in işkenceyle öldürülmesi davasının kanıtlarından biri de, Metris Cezaevi'nde 6 ve 7 Ekim 2008 tarihlerindeki kamera kayıtları. Ancak Çeber ailesinin avukatı Taylan Tanay, cezaevi yönetimi kamera kayıt sistemine müdahale ettiği için daha önceki günlere ait kayıtların silinmiş olduğunu söylüyor.
Çeber, İstinye'deki polis merkezlerinde ve Metris Cezaevinde yapılan işkencelerin ardından 7 Ekim'de hastaneye kaldırılmış, 10 Ekim'de hayatını kaybetmişti.
"İşkenceler kayda alınmasın diye sistemi kapatmışlar"
Tanay, dava dosyasındaki bilirkişi raporuna dayanarak, cezaevindeki kapalı devre kamera sisteminin, koridorları ve birçok yeri görüntüleyip kaydettiğini, sistemin 100 günlük görüntü depolayabildiğini söylüyor.
Ancak, sisteme elle müdahale edilip kayıt depolama birimi devreden çıkarılınca, görüntüler en çok 9 günlüğüne depolanabiliyor. 9 günün ardından yeni görüntü kaydedildikçe eskiler siliniyor.
Tanay, savcının ve Adalet Bakanlığı müfettişlerinin 13 Ekim'de cezaevine gittiğini ve kamera kayıt sisteminin kapatıldığını öğrenince sistemi kuran şirketten yardım aldıklarını söylüyor.
Dolayısıyla, 13 Ekim'de yedeği alınan görüntüler 4 Ekim'den başlıyor. Çeber'in cezaevine getirildiği 28 Eylül'den bugüne kadar olan görüntüler silinmiş durumda.
Tanay şöyle açıklıyor:
"Çeber'in kaldığı koğuşa bakan kamera kayıtlarında, 6 ve 7 Ekim'deki işkencenin görüntüleri var. Ama 4 Ekim'den önce yapılanların kaydı yok. Eğer müfettişler 13 Ekim'de değil 16 Ekim'de cezaevine gelmiş olsalardı, 9 günlük depolama süresi geçmiş olacağı için elimizde işkenceye dair görüntü olmayacaktı."
Çeber astaneye götürüldükten sonra kamera odasına "ziyaret"
Tanay'a göre, talimatnamesinde de elle müdahale edilmemesi ve sorun halinde teknik danışmana başvurulması gerektiği yazan sistemin elle kapatılması, cezaevi yönetiminin işkencenin belgelenmemesini istediğini gösteriyor.
Sistem odasının cezaevinin 1. Müdürü'nün kontrolünde olduğunu söyleyen Tanay, davadaki bazı sanıkların Çeber'in hastaneye götürülmesinin ardından yöneticilerin kamera odasına çıktıklarını söylediğini de anımsatıyor.
Çeber'in işkenceyi anlattığı, ancak savcılığa gönderemediği mektup da dava dosyasında yer alıyor. (TK)