Soyer, polisin adli suçları önlemekte çok başarılı olduğunu fakat siyasi suçlar söz konusu olduğunda aynı şeyin söylenemeyeceğini belirtti.
Barışın sesini boğmak istiyorlar
"Polis özellikle faşist terör eylemlerini aydınlatmakta başarısız" diyen Soyer, Kıbrıs gazetesine düzenlenen saldırıyı da "Barışın sesini boğmaya yönelik bir girişim" olarak yorumladı.
Soyer astsubayın aracında bulunan patlayıcı maddelerin "astsubay bomba imha uzmanı" denilerek meşrulaştırılmaya çalışıldığı söyledi.
"Ben hiç elinde ütüyle dolaşan bir terzi görmedim" diyen Soyer, İç İşleri Bakanı'nın engellemelere rağmen olayı deşifre ettiğini ve soruşturmanın sürdüğünü belirtti.
Genel Sekreter, "Referandum sonrasında 'evet' diyenlere karşı tertipler artıyor" dedi. Rum tarafında da benzer olayların yoğunlaştığını söyleyen Soyer DISI Başkanı Anastasiadis'e düzenlenen saldırıya dikkat çekti.
Soyer barış yanlılarına karşı yapılan eylemlerin sistematik olduğunu belirtti.
Soyer, Orgeneral Yalman'ın yorumlarıyla ilgili olarak da "Biz herkesin görüşüne saygılıyız ama önemli olan halkın ve sivil toplumun meclise yansımış olan iradesidir" dedi.
Erken seçimin kuvvetli bir ihtimal olduğunu belirten Soyer "Biz 24 Nisan iradesine bağlı bir hükümetten yanayız fakat meclisin şu anki aritmetiği içinde bunu gerçekleştirmek mümkün görünmüyor" diye konuştu.
Soyer erken seçime gidilmesiyle ilgili olarak temaslara başladıklarını belirtti.
Yalyalı: Rumların kaçırdığı fırsat
Kıbrıslı gazeteci Hüseyin Yalyalı da durumun vahametini vurgulayarak "Araçta bulunan patlayıcılar Lefkoşe'nin yarısını havaya uçurmaya yeterdi" dedi.
Yalyalı, gelişmelerin, referandumda "hayır" diyen Kıbrıslırumların kaçırdıkları fırsatı gösterdiğini söyledi. Yalyalı, kaçırılan barış fırsatının statüko ve gerilim yanlılarının elini güçlendirdiğini belirtti.
"Türkiye'deki egemenlik ilişkileri Kıbrıs üzerinden yürüyor" diyen Yalyalı Orgeneral Yalman'ın yorumlarının sürpriz olmadığını belirtti.
Türkiye'nin referandumdan istediği sonucu aldığını belirten Yalyalı, "Hem dış ilişkilerde fire verilmedi, hem de iç politikada statükonun sürmesi sağlanabildi" dedi. "Şimdi sıra Kıbrıs iç politikasını 'rayına oturtmaya' geldi" diyen Yalyalı gelişmeleri buna bağladığını söyledi.
Referandum sonrasında yalnızca ABD'nin Kıbrıs'la ilgilenmeye devam ettiğini belirten Yalyalı, bu durumun tehlikeli olduğunu söyledi. "ABD Kıbrıs üzerinden bölgedeki hegemonyasını sağlamlaştırmak peşinde" diyen Yalyalı, Avrupa Birliği'nin açılımlarda bulunması gerektiğini belirtti.
Yalyalı, Rauf Denktaş'ın istifa edeceğini sanmadığını söyledi. Varolan hükümetin daha da güçlenmesi gerektiğini söyleyen Yalyalı, önümüzdeki günlerde erken seçimin gündeme geleceğini söyledi.
Yalyalı, Türkiye basınının Kıbrıs'a eskisi kadar yer vermemesini, "Kendi 'Susurluk'unun bile üzerine gidemeyenlerin Kıbrıs'a bakmaması anlaşılabiliyor" diye eleştirdi.
Teralı: "Taksim kimseye yaramaz!"
Barış ve Demokrasi Hareketi'nden (BDH) Yalçın Teralı da referandum sonrasında "evet" diyenlere baskı yapıldığını, gerilimin sokağa da yansıdığını söyledi.
Kıbrıs gazetesinin "Denktaş gitmeli" manşeti atmasından üç dört gün sonra bombalama olayının gerçekleştiğini belirten Teralı, "Denktaş'ın varlığından güç alan insanlar, barış ortamının tam olarak sağlanamamasını da bahane bilerek gerginliği tırmandırıyorlar" dedi.
Aytaç Yalman'ın açıklamalarını "çok yanlış" diye tanımlayan Teralı, halk iradesinin yok sayılarak Denktaş'a destek verildiğini söyledi.
"Burada artık Annan'ın ve Avrupa Birliği'nin yapacağı açıklamalar ve açılımlar bekleniyor" diyen Teralı "Bizler de Rumlarla ilişkilerimizi koparmayacağız ve barış için çalışacağız. Onlar da en sonunda anlayacak ki taksim hiçbirimizin işine yaramaz" dedi.(EÜ/BB)