İşverenlere istihdamda kolaylık sağlayan, tüm kurgusunu işverenlerin istihdam yükünü azaltmak ve işverenleri teşvik için hazırlanan istihdam paketi TBMM alt komisyonundan geçti.
Bu paketin kadın istihdamı açısından da olumlu kimi düzenlemeler içermesini bekliyorduk. Çünkü uzun yıllardır kadın örgütlerinin yanı sıra, işveren örgütleri ve Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından kadın istihdamını arttırmak için planlar, projeler yapılıyor.
Bu konuda geniş katılımlı zirveler örgütlendi. Kadın istihdamının içler acısı durumu gözler önüne serilip, çözüm önerileri geliştirildi. Devletin ve işverenlerin kadın istihdamını gündemlerine alması kadınları çok düşündüklerinden değil; Avrupa Birliği sürecinde Türkiye’nin de uyması gereken yol haritası bu olduğundan. Bu haritaya göre 2010'a kadar Türkiye’de kadın istihdamının üç katına çıkması gerekiyor.
Feminist analize başvurmalıyız
Hükümetin hazırladığı istihdam paketini değerlendirmede, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası'na karşı kullandığımız feminist analize başvurmalıyız. Kadın istihdamı meselesine kadınların ezilmesi ve sömürülmesi tarafından bakmalıyız. Yani öncelikle kadınların istihdamının düşük oranda olması tesadüf değil. Kadınların eşdeğerde işe eşit ücret almamaları, kimi işkollarında hiç var olmamaları, istikrarlı çalışmamaları, emek yoğun işlerde çalışmaları, ucuz işgücü olmaları tesadüf değil. Kadınların ücretli iş gücüne dahil olmaları ya da olamamaları, dahil olma biçim ve koşulları; ücretli çalışsa da çalışmasa da bütün kadınların ev kadını olmaları ile dolaysız bağlantılı.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) benimsediği tanıma göre "çalışma çağında olup da (15 - 65 yaş arası), işe başlamaya hazır olanlar, fiilen iş arayanlar ve iş aradığı halde bulamayanlar" işsiz sayılıyor. Türkiye İstatistik Kurumu, ILO koşullarındaki işsizlere iş bulma ümidi olmayanlar (bu yıl 30 bin civarı) ile iş aramayıp çalışmaya hazır olduğunu bildirenleri ekleyerek Türkiye’deki işsizleri hesaplıyor, TÜİK’e göre Ocak 2008’de işsiz sayısı dört milyon 530 bin kişi olarak hesap edilmiş.
Bu oran çıkarılırken ortaya çıkan başka bir gerçek ise bir yıl içinde ev kadınlarının sayısının arttığı. Şu anda TÜİK anketlerindeki "Ne iş yapıyorsun?" sorusuna "Ev kadını" diye yanıt veren kadın sayısı 2007 Kasım ayına göre 12 milyon 300 bin. Dolayısıyla evde ücretsiz çalışan ev kadınları işgücü istatistiklerine aktif olarak giremiyor ve işsiz olarak da tanımlanmıyor. İşsizler arasında sayılmayan tam zamanlı ev kadınlarının karşılıksız bakım emeği harcamaları sorgulanmadıkça AB yönergelerinde varolan "aile/iş yaşamı uyumlulaştırılması" tam olarak uygulanamaz. Kadınların karşılıksız emeği kadının istihdamını şekillendirmeye devam eder.
Ev kadınlarının sayısının bir yılda 237 bin artmasında kadınların istihdama katılmasının önündeki engeller kadar, kadınlar için ücretsiz ev içi çalışmanın esas iş olarak görülme anlayışının toplumda güçlendirilmesinin ve üç çocuk doğurup yuvayı yapan dişi kuş olmayı körükleyen dini muhafazakar zihniyetin de etkisi var.
Peki evdeki ücretsiz çalışmasının yanı sıra istihdam edildiği varsayılan; istatistiklere girmeyi başaran kadınların durumu ne? İstihdamda gözüken dört milyon 973 bin kadından bir milyon 593 bini ücretsiz aile işçisi. Yani hem evde hem işte çalışıp hiç ücret alamayanlardan. Başka bir açıdan yapılan istatistiğin sonuçlarına göre ise bu beş milyona yakın istihdam edilen kadının iki milyon civarı hizmet, iki milyon civarı tarım sektöründe çalışmakta.
Yani istihdamda gözüken kadınların çoğunluğu belli işkollarında yoğunlaşmış. Bunun da nedeni kadınların ev içindeki karşılıksız emekleri ve evdeki işlevlerine yakın iş kollarında çalışmaları.
Bakım hizmetleri toplumsallaşmalı
Kadınların istihdamını, kadınların ezilmesi ve sömürülmesi ile ilişkilendirip, ev içindeki karşılıksız emeğimizin kadın istihdamını şekillendirdiğini tahlil ettiğimizde; istihdamda kota ve teşvik gibi pozitif kazanımların hakkıyla hayata geçmesinin zor olduğunu da görebiliyoruz. Bu yüzden ev içindeki karşılıksız emeğimiz ve bakım hizmetlerinin toplumsallaşması için verdiğimiz mücadele kadın istihdamı için öncelikli.
Bakım hizmetlerinin önemli bir bölümünü hasta ve yaşlı bakımı oluşturuyor. Bu yüzden her işçi için devlet ve işveren tarafından ödenecek bakım hizmeti priminin zorunlu olması gerekir. İşverenler, devlet ve yerel yönetimlerce üstlenilecek kreşler ve bakım evlerinin açılması yasalaştırılmalı. Erkeklerin ev işleri ve bakım hizmetleri yapması için özel teşvikler uygulanmalı. Ebeveyn izninin yanı sıra sadece erkeklerin kullanacağı izinler olmalı.
İşe alım sürecini de kapsayan kadınlar için özel önlemler geliştirilmeli. İşe alım ve çalışma süreci cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine ilişkin ayrımcılığa uğrayanlar için de özel önlem içermeli.
Kadın istihdamı "sorununu çözmek" kadının ev içi emeği, işe alım süreci ve iş yaşamındaki durumunu kapsayan bir paket öneri ile mümkün.
Elle tutulur özel önlem yok
İstihdam paketinin bütünü işverenin çıkarları ve işçinin/işsizin sosyal haklarının budanması üzerine kurulmuş. Ama bir de kadınlar var. İşçi-işsiz kadınlar. Ücretli-ücretsiz çalışan kadınlar. İstihdam paketinde kadın istihdamı için önlem olduğu iddia ediliyor. Ancak tasarının tümü ve kadınları ilgilendiren bölümleri Türkiye’nin uyması gereken uluslararası belgelerin bile gerisinde. Paket kadınlar için elle tutulur bir özel önlem içermiyor.
Pakete göre "18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük olanlar ile yaş şartı aranmaksızın kadınlardan; bu maddenin yürürlük tarihinden önceki altı aylık dönemde prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olması şartıyla, bu maddenin yürürlük tarihinden önceki bir yıllık dönemde işyerine ait prim ve hizmet belgelerinde bildirilen ortalama sigortalı sayısına ilave olarak" istihdam edilenlerin işveren primleri işsizlik fonundan ödenecek.
Kulağa hoş gelen bu cümlelerin kadın istihdamı açısından hiçbir karşılığı yok. Karşılığının olmaması sadece evdeki emeğimizin yok sayılmasından değil. Bu cümleler laf kalabalığından öte bir anlam taşımıyor.
Çünkü,
- Kadın istihdamına teşvik tüm kadın çalışanlar için deği; istihdamı arttırmak isteyen işverenlerin aldığı ilave kadın çalışanlar için geçerli
- Aynı teşvik 18-29 yaş arası herkes için geçerli. Kapasite dışı işçi almak isteyen işverenlerin, genç erkek işçi yerine kadın işçi alması için pozitif bir neden söz konusu değil
İstihdam paketinde istihdamı teşvik ve işverenlerin yükünü azaltmak için esas kaynaklardan biri olarak işsizlik fonuna başvurulması, işsizlik fonundaki devlet payının nemasının Güneydoğu Anadolu Projesi'ne (GAP) aktarılması; emekçinin hakkının sermaye ve devletin güçlendirilmesi için kullanılması anlamına geliyor.
Genç kadın-erkek ve her yaşta kadın işçinin ilave istihdamında işveren primlerinin işsizlik fonundan ödenmesi de doğru değil. Bunun için devlet kaynaklarından fon bulunmalıdır. Yeni taslakta İşsizlik Fonu içinde kullanım bütçesi arttırılan işsizleri yetiştirecek meslek eğitimi çalışmalarında ise kadınlara ilişkin hiçbir özel önlem söz konusu değil.
İstihdam paketi, belli sayıda işçi çalıştırılan işyerlerinde kreş ve emzirme odaları kurulmasını zorunlu olmaktan çıkarıyor, bu konuda işverenlere hizmet alımı esnekliği tanınıyor. Bu yeni durum, zaten yetersiz olan bir hakkın daha çok kısıtlanması sonucunu doğuracak. Ayrıca tasarıda işverenin "hangi hallerde hizmet alacağı" hazırlanılacak yönetmeliğe bırakılmış. Yönetmeliğin kadınlar için neler getireceği ise belli değil.
Yine pakette iş sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili önemli geriye gidişler söz konusu. Ayrıca eski yasalardaki net ifadeler esnetilmiş ve paketle tüzük hükmü olarak sağlanan güvenlik ve sağlık tedbirleri yönetmeliklere bırakılmış. Örneğin; 4857 sayılı İş Yasası’ndaki "Sağlık ve güvenlik tüzük ve yönetmelikleri" ile ilgili 78. maddede geçen ve kadına işaret eden cinsiyet kelimesi kaldırılmış. Bu bölümde sadece "özel durumları sebebiyle korunması gereken kişilerin çalışma şartlarının düzenlenmesi" ifadesi bırakılmış. Bu maddedeki tüzük kelimesi de çıkarılmış.
Kapitalizm patriyarka ile mutlu mesut…
İş Yasası’na konulmak istenen “mesleki olarak geçici iş ilişkisi” ve bu geçici işçileri bulma görevinin Özel İstihdam Büroları’na verilmesi şimdilik tasarıdan çıkarılmış. Ki bu bölüm esnek çalışmaya mahkum edilen kadınları çok ilgilendiriyordu. İşçilerin kıdem tazminatına ilişkin işveren lehine yapılan değişikler de tasarıdan geri çekilmiş. Ancak bu geri çekilen bölümlerin bütünlüklü bir politikanın parçaları olduğunu, önümüzdeki aylarda/yıllarda tekrar önümüze geleceğini unutmayalım. Unutmayalım ki bu paket on yıllardır uygulanan neoliberal politikaları hayata daha iyi geçirebilmek için gündeme geldi.
Neoliberal politikalar ve sermayenin çıkarları söz konusu olduğunda ise kadın erkek eşitliği için planlar bir kenara atılıyor. Kapitalizm Patriarka ile mutlu mesut anlaşıyor, birbirini besleyip güçlendiriyor.
Kadın istihdamı üzerine onca söz, toplantı, araştırma, proje, plan… Dağ fare doğurdu.
Tesadüf değil! (FK/NZ)